22. Hukuk Dairesi 2018/13740 E. , 2018/22864 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 17/01/2017 tarihli ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyma kararı verilmesiyle devam edilen yargılama neticesinde, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, fazla çalışma ücreti alacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, zamanaşımı savunması gereği hesaba esas alınan dönemde, davacı, davalı bankanın Ulus şubesinde yönetmen yardımcısı olarak çalışmıştır.
Mahkemece, bozmadan sonraki hükümde, fazla çalışma ücreti alacağı bakımından, 09/04/2018 tarihli ek bilirkişi raporuna itibar edilmiştir. Söz konusu bilirkişi raporunda, davacının haftanın beş günü 09:00-18:00 saatleri arasında çalıştığı, bu çalışmaya ilaveten haftalık ikibuçuk saat fazla süreli çalışma yaptığı, ayrıca değerlendirme toplantısı nedeniyle de ayın bir haftasında ilaveten bir saat fazla süreli çalışma yaptığı esas alınmış ve bu tespitlerden hareketle haftalık ortalama 2,75 saat fazla çalışma yapıldığı mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporundaki değerlendirmede, çalışma saatleri yönünden,... ... Teftiş Kurulu Başkanlığının 26/09/2008 tarih ve 153 sayılı genel teftiş raporundaki tespitler esas alınmıştır.
Davalı bankanın Ulus şubesinde 12/06/2008, 13/06/2008, 28/07/2008, 15/08/2008 tarihlerinde yapılan teftiş üzerine düzenlenen,... ... Teftiş Kurulu Başkanlığının 26/09/2008 tarih ve 153 sayılı genel teftiş raporunda, bir kısım personel beyanlarına dayanılarak ve T.C. Ziraat Bankası İnsan Kaynakları Yönetmeliğinin 28. maddesi uyarınca, haftalık çalışma süresinin (haftanın beş günü günlük sekiz saatten) toplam kırksaat belirlendiğine de işaret edilerek, şube çalışanlarının görev ve unvanlarına göre yaptıkları fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışmaya yönelik tespitlerde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu tespitler arasında, işyerinde yönetmen yardımcısı olarak çalışanların, günde otuz dakika fazladan çalışma yapması sebebiyle, haftalık ikibuçuk saat fazla süreli çalıştıkları; ayrıca ayda bir kez mesai saati bitiminde, bir saat kadar değerlendirme toplantısına katılım sebebiyle (18:00-19:00 saatleri arasında) ayın bir haftasında ilave olarak bir saat daha fazla süreli çalışma yaptıkları açıklanmıştır.
Öncelikle şu husus belirtilmelidir ki; genel teftiş raporundaki tespitlerin, eldeki alacak davasında tartışılması ve aksinin kanıtlanabilmesi mümkündür. Dolayısıyla genel teftiş raporunun varlığı, dosyadaki diğer delillerin varlığının gözardı edilmesi sonucunu doğuramaz. Dosyaya, davacının işyerinde çalıştığı bilgisayarın açılış ve kapanış saatlerine ilişkin log ve finart kayıtları sunulmuştur. Söz konusu kayıtlarla, genel teftiş raporunda yer alan, haftanın beş günü daimi olarak günlük otuz dakika fazladan çalışma yapıldığına yönelik tespitin aksinin kanıtlanması mümkündür. Dairemizin bozma ilamında, log ve finart kayıtlarının dökümlendirilerek denetime elverişli olacak şekilde incelenmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamada, bu kayıtların dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Anılan sebeple, log ve finart kayıtları denetime elverişli olacak şekilde, günlük dökümlendirilerek, haftalık bazda süreler değerlendirilmelidir.
Diğer taraftan, zamanaşımı savunması gereği hesaba esas alınan dönem 31/12/2007-31/12/2012 tarihleri arasındadır. Dolayısıyla, bahse konu 26/09/2008 tarihli genel teftiş raporunun, hesaplamaya esas alınan çalışma süresinin sadece bir kısmına ilişkin olduğunun gözardı edilmesi de yerinde değildir.
Kabule göre de;
“Fazla sürelerle çalışma” ve “fazla çalışma” birbirinden farklı kavramlardır. T.C. Bankası İnsan Kaynakları Yönetmeliği uyarınca haftalık çalışma süresinin kırksaat olduğu gözetildiğinde, haftalık kırksaat ile kırkbeş saat arasındaki çalışma “fazla sürelerle çalışma” olup, karşılığı ücretin yüzde yirmibeş zamlı ücret üzerinden hesaplanması gereklidir. Haftalık kırkbeş saati aşan çalışma ise “fazla çalışma” olup, karşılığı, yüzde elli zamlı ücret üzerinden hesaplanmalıdır. Söz konusu genel teftiş raporunda, işyerinde çalışan yönetmen yardımcılarının haftalık ikibuçuk saat fazla süreli çalışma yaptıkları, ayrıca ayın bir haftasında da değerlendirme toplantısı sebebiyle (18:00-19:00 saatleri arasında) ilave olarak bir saat daha fazla süreli çalışma yaptıkları açıklanmıştır. Dolayısıyla, bu tespitler yönetmen yardımcılarının, “fazla çalışma” değil, “fazla sürelerle çalışma” yaptıklarına ilişkindir. Hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda, çalışma saatleri yönünden, genel teftiş raporundaki tespitlerin esas alındığı ve fakat bu tespitlerden hareketle, haftalık ortalama 2,75 saat fazla çalışma ücreti (yüzde elli zamlı ücret üzerinden) hesaplanması gerektiğinin mütalaa edildiği anlaşılmaktadır. Bu suretle, “fazla sürelerle çalışma” ile “fazla çalışma” kavramlarının farklılığına dikkat edilmemesi hatalıdır. Öte yandan, bahsi geçen ek bilirkişi raporundaki hesaplama tablosuna bakıldığında ise, haftalık 2,75 saatin, beş rakamına bölündüğü (2,75 saat/ 5 = 0,55 saat), ardından haftanın yedi günü için, günlük 0,55 saat üzerinden fazla çalışma ücreti hesaplanarak, hukuka aykırı bir hesap yönteminin uygulandığı görülmektedir. Ek bilirkişi raporunun değerlendirme kısmı ile hesaplama tablosunun birbiriyle çelişir halde olması da bir diğer hatalı yöndür.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.