15. Ceza Dairesi 2017/9172 E. , 2019/11492 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK.nun 158/1-f-son, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK.nun 204/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Suç tarihinin, çekin bankaya ibraz tarihi olan 29/06/2006 tarihi olmasına rağmen, hükümde "2011 yılı" olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Sanık ..."ın katılan ...’e makine tamiri için ...’ün keşideci olduğu suça konu çeki kargoyla gönderdiği, çekin keşidecisi olan ..."ün sanık ile dost olup sanığa bazen hatır çeki verdiği, ancak suç konusu çekin keşideci ...’nın şehir dışında olduğu sırada sanığın talebi üzerine ...’ün annesi tarafından ...’nın da bilgisinin olduğunu düşünerek boş halde verildiği, sanık ..."in de bu çeki sahibi olduğu ... Mermer isimli fabrikaya ait makinaların tamiri için katılan ile görüşerek ve anlaşarak tamir bedelinin bir kısmı olarak verdiği, ancak çekin bankaya ibrazıyla karşılıksız çıkması üzerine keşideci ... hakkında açılan dava sırasında çek üzerinde bulunan keşideci imzasının ...’e ait olmadığının tespit edildiği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği iddia olunan somut olayda;
1)-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle, TCK"nın 204/1, 66/1-e ve 67/4 maddelerine göre hesaplanan 12 yıllık dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 29/06/2006 ile inceleme tarihi arasında dolduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
2) Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Davaya konu çekin keşidecisi tanık ...’ün beyanında; sanığın 2006 yılı içerisinde maddi sıkıntıya uğraması nedeniyle ödemeleri yapmak üzere kendisinden hatır çeki istediğini, kendisinin şehir dışında olması nedeniyle sanığa geldiğinde verebileceğini söylediğini, ancak sanığın beklemeyip durumu annesine anlattığını, annesinin de bu konudan haberi olduğunu düşünerek hiçbir şey sormadan 3 adet çek yaprağını boş olarak sanığa verdiğini, yokluğunda izninin olacağı düşünülerek alınmış çekler olduğunu, o tarihte şehir dışında olmasaydı sanığa çekleri bizzat imzalayıp vereceğini beyan ettiği, sanık ile keşideci arasında daha önceden benzer şekilde çek alış verişi bulunması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği gözönünde bulundurulduğunda, sanığın üzerine atılı suç yönünden beraatine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.