Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7198
Karar No: 2016/1421
Karar Tarihi: 15.02.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/7198 Esas 2016/1421 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/7198 E.  ,  2016/1421 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/03/2015 tarih ve 2014/398-2015/98 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket ve dava dışı ... arasında 13.12.2013 tarihli sözleşme imzalandığını, söz konusu sözleşmenin 10. maddesinde bu sözleşmeden kaynaklanan ihtilafların tahkim yoluyla çözümleneceğinin hükme bağlandığını, sözleşme uyarınca tarafların yerine getirmeyi taahhüt ettikleri edimlerin bulunduğunu, bu edimlerden en önemlisinin sözleşmenin imzalanması sonrasında sözleşme ile amaçlanan işlerin yapımı için tarafların sözleşmede belirlenen oranlarda hissedar olacakları bir limited şirketin kurulması olduğunu, bu edimin sözleşme uyarınca davalı şirket tarafından taahhüt edildiğini, davalı şirketin sözleşme uyarınca taahhüt ettiği limited şirket kurulmasına ilişkin edimlerini yerine getirmediğini, müvekkilince bu konuda davalı şirkete yapılan ihtarların sonuçsuz kaldığını, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilince taraflar arasında imzalanan sözleşmeye güvenilerek harcamalar yapıldığını, sözleşmenin feshi ile bu nedenle olaşan zararlarının tazmininin gerektiğini, bu kapsamda sözleşmenin davalının kusurundan kaynaklı feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini için sözleşme uyarınca tahkim yoluna gidileceğini ileri sürerek mahkemece taraflar arasında doğan uyuşmazlığın sözleşme hükümleri uyarınca tahkim yoluyla çözümüne yönelik hakem tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin 10. maddesinde tahkimin yanında mahkemelerin yetkisinin de kabul edildiğini, bu nedenle sözleşmede yer alan tahkim şartının geçersiz olduğunu, sözleşmenin feshi öncesinde müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, feshin sözleşmeye aykırı olduğunu, davacı tarafından yapıldığı ileri sürülen masrafların fahiş olduğunu, bu masrafların ispatı gerektiğini, ayrıca sözleşme uyarınca müvekkilinin yapılacak masraflardan sorumluluğunun sınırlandırıldığını, şirket kurulmasına dair edim yönünden diğer akit ..."ın da sorumluluğu bulunmasına karşın sadece müvekkilinin karşı dava açılmasının iyi niyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacının mahkemeden hakem atanmasına ilişkin talepte bulunabilmesi için koşulların oluştuğu gerekçesiyle HMK"nın 416. maddesi uyarınca Prof. Dr. ..."nın hakem olarak tayinine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, 4686 Sayılı Yasa"nın 7. maddesi uyarınca hakem tayini istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı vekilince yabancı menşeili bir şirket olan müvekkili ile davalı şirket arasında 13.12.2013 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 10. maddesinde uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin tahkim şartının bulunduğu, söz konusu sözleşmenin davalı şirketin üzerine düşen edimleri yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilince feshedildiği, sözleşmeye dayalı güvenle müvekkilinin yapmış olduğu harcamalardan dolayı zarara uğradığı, zararın davalı tarafından tazmin edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 10 maddesi uyarınca tahkim yoluna gidileceği belirtilerek mahkemece taraflar arasındaki ihtilafın tahkim yoluyla çözümüne ilişkin hakem tayin edilmesi talep edilmiş, talep uyarınca Prof. Dr. ..."nın taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için hakem olarak tayinine karar verilmiştir. 4686 Sayılı Yasa"nın 7. maddesinde "Asliye hukuk mahkemesinin gerektiğinde tarafları dinledikten sonra bu fıkra hükümlerine göre verdiği kararlar kesindir." denilmek suretiyle bu yasa uyarınca mahkemece hakem tayinine dair verilen kararlara dair temyiz yolunun kapalı olduğuna işaret edilmiştir.
    HUMK’nın 432/4. maddesine göre, temyizi kabil olmayan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay ilgili Dairesi tarafından da bu konuda karar verilebileceği gözetilerek anılan yasa hükmü uyarınca mahkemece verilen kararın niteliği itibariyle temyizi kabil bulunmadığından davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin HUMK"nın 432/4. maddesi uyarınca REDDİNE, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.




    KARŞIOY

    1- Dava, taraflar arasında geçerli olan tahkim sözleşmesine istinaden, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için mahkemece hakem seçilmesi istemine ilişkindir. Davalı taraf davanın reddini talep etmiştir.

    2- Davanın açıldığı Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kabulü ile 13.12.2013 tarihli Sözleşmeye istinaden ...’nın hakem olarak seçilmesine karar verilmiştir.

    3- Davanın açıldığı 09.09.2014 tarihi itibariyle ve halen yürürlükte bulunan, 5235 Sayılı Teşkilat Kanunu’nun 5/3.fıkrasının 4.bendinde yer alan;
    “Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri üç yüz bin Türk lirasının üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın,
    “4. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, iptal davalarına, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara, ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır. Heyet halinde bakılacak davalarla ilgili olmak üzere, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirler de heyet tarafından incelenir ve karara bağlanır”
    Şeklindeki yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, hakem seçimleri bakımından görevli mahkeme “ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ HEYETİ” dir. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tek hakimi ile bile karar verilmesi mümkün değildir.
    4- Oysa somut olayda, hakem seçimine, Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesince karar verilmiştir.

    5- Söz konusu kararın temyizi hakkında uygulanacak kural, HMK’nın Geçici 3.maddesi uyarınca, 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454 üncü madde hükümleridir.

    6- Halen temyiz istemleri hakkında mer’i olan 5236 sayılı K. öncesi 1018 S. HUMK 428/2 m. de yeralan “Mahkemenin davayı rüyete vazifedar bulunmaması,” mahkeme kararının bozma sebepleri arasındadır.

    7- HMK m.1 ve HUMK 7 m. uyarınca, görev kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında mahkemelerce re’sen gözetilmesi gerekir.

    8- Her ne kadar, hakem seçimine ilişkin HMK’nın 416/son fıkrasında, taraflar dinlenilerek verilen hakem seçimlerine ilişkin mahkeme kararlarına karşı temyiz yolunun kapalı olduğu dile getirilmiş ise de, söz konusu kural, kararın ancak görevli mahkemece verilmesi halinde mümkündür. Görevsiz mahkemenin (Sulh Hukuk, Asliye Hukuk, Tüketici Mahkemesi, vs.) vermiş olduğu hakem seçimine ilişkin kararların kesinliğinden söz edilemez.

    9- Somut olayda, hakem seçimine ilişkin karar Asliye Ticaret Mahkemesi Heyeti tarafından değil, Asliyen Hukuk Mahkemesi tarafından verildiğinden, kararın görev yönünden bozulması gerekirken, yerel mahkeme kararını onayan Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi