1. Hukuk Dairesi 2015/2650 E. , 2015/6012 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2011/430-2013/331
Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 18. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 22.10.2013 gün ve 2011/430 E-2013/331 K. sayılı hükmün bozulmasına dair 22.10.2014 gün ve 2014/1347-16244 E.K. sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, tetkik hakimi ...."ün raporu okundu, düşüncesi alındı dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava; ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı K.. K..,dava konusu 462 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliki İ... P..."nın gaip olması nedeni ile İ....Defterdarının K.. K.. olarak atandığını, taşınmazın 665 m²"lik kısmının davalılar tarafından ikametgah olarak kullanıldığını ileri sürerek 01.01.2003- 31.12.2008 tarihleri arasındaki dönem için 42.360.,00 TL (ıslah ile birlikte 45.180,37 TL) ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunarak taşınmaz üzerindeki yapıların mirasbırakanları Fevzi tarafından yapıldığını belirtip davanın esastan da reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin kurulan hükmün temyizi üzerine, Dairece "...K.. K.. idaresindeki taşınmaza davalıların murisi tarafından bina yapılmak suretiyle taşınmazın bir kısmının kullanıldığı saptanarak ve davalıların zamanaşımı savunması da gözetilerek 14.12.2006 ila 31.12.2008 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisile karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, dava konusu taşınmazın cinsi tarla olup bilirkişi, taşınmazın üzerindeki binayı dikkate alarak ecrimisil hesabı yapmıştır. Ne var ki, taşınmaz üzerindeki bina davalıların murisi F... A..tarafından yapıldığına göre, taşınmazın tarla olduğu gözetilerek tarlanın getireceği ecrimisilin belirlenmesi gerekirken davalıların murisince yapılan bina üzerinden ecrimisil hesabı yapılması ve mahkemece de bu rapor dikkate alınarak karar verilmiş olması doğru değildir.
Hâl böyle olunca, mahkemece, aralarında ziraat bilirkişinin de bulunacağı yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılması, somut emsaller de incelenerek taşınmazın ""tarla"" olarak getireceği ecrimisil içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir." gerekçesi ile bozulmuş, davacı vekili taşınmazın fiilen arsa vasfında olduğu " gerekçesiyle karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Gerçekten de,dava konusu taşınmazın tapu kaydında tarla vasfında olduğu belirtilmiştir.
Ne var ki; Sarıyer Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 10.10.2011 tarihli yazı cevabına ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu yerin imar planı içersinde olduğu ve belediye hizmetlerinden yararlandığı anlaşılmakla çekişmeli taşınmazın arsa olarak kabul edilmesi suretiyle zemin (arsa) geliri üzerinden ecrimisil hesabı yapılması ve oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken davalıların mirasbırakanı tarafından yapılan bina üzerinden ecrimisil hesabı yapılması ve mahkemece de bu rapor dikkate alınarak karar verilmiş olması doğru değildir.
Anılan bu husus davacı vekilinin karar düzeltme isteği sonucu yeniden yapılan inceleme neticesinde anlaşıldığından, karar düzeltme isteğinin HUMK"un 440. maddesi gereğince kabulüyle, Dairenin 22.10.2014 gün ve 2014/1347-16244 E.K. sayılı bozma kararının 5. paragrafının 2. cümlesinin ve 6. paragrafının bozma kapsamından çıkarılmasına, yukarıda açıklanan gerekçe ile yerel mahkemenin 22.10.2013 gün ve 2011/430 E-2013/331 K. sayılı kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.