12. Ceza Dairesi 2016/9573 E. , 2018/8172 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmün 2 yıl 1 ay hapis cezasından ibaret olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 318 ve 5271 sayılı CMK"nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
1922 doğumlu olan hastanın prostat kanseri, koah, kalp ve böbrek yetersizliği hastalıklarının olduğu, olaydan 6 gün önce 23.03.2010 tarihinde .... Mayıs Hastanesi acil servisine nefes darlığı ve bel ağrısı şikayetleri ile geldiği, dahiliye konsültasyonu istenmesi üzerine dahiliye uzmanı olan sanık Dr. ... tarafından muayene edildiği, saat 12.56’da istenilen laboratuvar tetkikinde glukoz 110, bun 39.21, kreatinin 2.21 ve potasyum 6.4 olduğunun tespit edilmesi üzerine potasyumun düşürülmesi amacıyla hastanın yatırıldığı, 100 cc mai içine kalciyum glukonat amp, antipotasyum şaşe, lasix amp uygulandığı, saat 17:25’deki laboratuvar tetkikinde potasyumun 6.1 olduğu tespit edilerek, günde 1500 cc sıvı içmesi, potasyumdan fakir beslenmesi önerilerek hiperkalemi tanısı ile hastaya falbiol 5 mg tb 1x1, kalinor tb 1x1, lansor 30 mg kapsül 1x2,duphalac şurup 1x2 reçete edilerek hastanın sanık tarafından taburcu edildiği, ilaçlarını kullandıktan sonra takip eden günlerde hastada düzelme olmadığı, durumunun kötüye gittiği, idrara ve büyük abdeste çıkmada zorlandığı, nefes darlığının arttığı, genel durumunun bozulduğu, bunun üzerine 28.03.2010 günü saat 21.45’te aynı hastaneye getirildiğinde tansiyon ve nabzının alınamadığı, resüsitasyona yanıt verdiği yoğun bakıma transfer edildiği, laboratuvar tetkikinde potasyumun 7.3 olduğunun tespit edildiği, saat 23:15’te tekrar arreste girdiği cpr uygulandığı yanıt alınamadığı 29.03.2010 günü saat 00:15’te öldüğü;
Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu"nun raporunda; kişinin ölümünün kanda potasyum artışı sonucu meydana gelen kalp durması sebebiyle meydana geldiğinin; kendinde mevcut olan DM+böbrek yetmezliği yüksek tansiyon nedeniyle atacand (kandesartan sileksil yani idrar söktürücü bir ilaç) kullanması nedeniyle hiperpotosemisi (serum potasyum konsantrasyonu yüksekliği) bulunan kişiye 23.03.2010 tarihinde reçete edilen kalinor (potasyum sitrat+potasyumbikarbonat) kullanmasının potasyum düzeyini arttırarak ölüme yol açtığının, kalinor kullanması ile ölümü arasında illiyet bağı olduğunun belirtildiği; Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporunda da benzer şekilde; kişinin ölümünün kanda potasyum artışı ve kendisinde mevcut KOAH, Kalp yetmezliği, böbrek yetersizliği hastalıklarının müşterek etkisi sonucu meydana geldiğinin, kendinde mevcut olan DM+böbrek yetmezliği yüksek tansiyon nedeniyle Atacand (kandesartan silcksil) kullanması nedeniyle hiperpotasemisi bulunan kişiye 23.03.2010 tarihinde Kalinor (potasyum sitrat+potasyumbikarbonat) reçete düzenlemesi nedeniyle Dr...."ın kusurlu olduğunun belirtildiği;
Sanığın da aşamalardaki beyanlarında; hastaya reçeteyi düzenlerken yanlış ilaç yazdığını, aslında anti potasyum şase içeren ilaç yazılması gerektiğini belirtmesi ve tüm bu tespitler karşısında; sanığın tıp kurallarına aykırı eylemi ile ölüm olayı arasında illiyet bağının bulunduğu anlaşılarak, sanığın olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğuna ilişkin mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş; olayın meydana geliş şekli, sanığın taksire dayalı kusurunun ağırlığı, suçun işleniş biçimi, suçtan doğan zarar göz önüne alındığında sanık hakkında takdir edilen temel ceza miktarı yeterli görülerek tebliğnamedeki temel ceza miktarına ilişkin bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
1-TCK"nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, dosya içeriğine göre; tutanaklara olumsuz tavrı yansımayan, hakkında takdiri indirim nedenliri uygulanan sanık hakkında, ""suçun işlenmesindeki özellikler"" şeklindeki yetersiz gerekçe ile TCK"nın 50. maddesindeki paraya çevirme hükümlerinin uygulanmaması;
2-5237 sayılı TCK"nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği; sanık hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken, aynı gerekçelerle ilgili maddedeki üst sınırın 3 yıl olduğu nazara alınarak, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca uygulama yapılması gerekirken, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak TCK"nın 53/6. maddesi uyarınca meslek ve sanatın icrasından 2 yıl 1 ay süre ile yasaklanmasına karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA; 13.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.