Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre sanığın tehdit suçunu uzlaşmaya tabi olmayan kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan farklı zamanda ve farklı bir mağdura karşı işlemiş olması gözetilerek ve hükümde Urla(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/465 Esas 2009/378 Karar sayılı 02/07/2009 tarihinde verilmiş 3 ay hapis cezası içeren ve 24/09/2009 tarihinde kesinleşip 15/07/2010 tarihinde infaz edilen mahkumiyetinin tekerrüre esas alınması suretiyle sanık hakkındaki cezanın TCK"nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmişse de, Urla(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin sanık hakkında vermiş olduğu hükümde İzmir Asliye Ceza Mahkemesinin 2002/353 Esas ve 2004/653 Karar sayılı 2 ay hapis ve 218.103 TL adli para cezasını içeren ve 23/02/2005 tarihinde kesinleşen hükmü tekerrüre esas aldığı dolayısıyla sanığın ikinci kez mükerrir olduğu gözetilmeden karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni olarak değerlendirilmeyerek yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1)İddianame içeriğinde sanığın karakola getirildikten sonraki tehdit ve kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret eylemlerinden söz edildiği anlaşıldığından, 01.09.2012 tarihli tutanak tutanların tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak dinlenmeleri ve sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı biçimde hükümler kurulması, 2)Sanığın, katılanı iki gün arayla tehdit ettiğinin iddia edilmesi karşısında, bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirilen bu tehdit eylemleri için TCK’nın 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükmünün uygulanması gerekirken, iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulması, 3)02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçlarının uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, 4)Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 günü, Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.