Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2376
Karar No: 2021/7383
Karar Tarihi: 01.04.2021

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/2376 Esas 2021/7383 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2021/2376 E.  ,  2021/7383 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    ...

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; davalının müvekkili sendikanın yıllardır örgütlendiği işyeri olduğunu, davalı bünyesinde çalışan ve müvekkili sendikaya üye olan işçilerin sendika Ana Tüzüğü"ne göre üyelik aidatı ödemeleri gerektiğini, fakat davalı tarafın işçilerden kestiği üyelik ve dayanışma aidatlarını yasa ve toplu iş sözleşmelerine rağmen şimdiye kadar ödemediğini, bu aidatların ödenmesi için gönderilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, bu nedenle belirsiz sendika aidat alacaklarının tespitiyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000 TL aidat alacağının, her ay aidatın ait olduğu aydan bir ay sonra başlayacak bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davacının belirsiz dönem ve alacağını kabul etmediklerini, belirli alacak için kısmi dava açılamayacağını, dava dilekçesinde belirtilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davalı tarafın toplu iş sözleşmesine uygun davranması nedeniyle davanın yerinde olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, dava konusu asıl alacak bakımından karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmiş ve faiz işletilmesi gereken miktarlar hüküm altına alınmıştır.
    Temyiz:
    Mahkeme kararına karşı davalı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Gerekçe:
    Mahkeme kararlarının kapsamı ve içermesi gerektiği unsurlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesinde düzenlenmiştir.
    6100 Sayılı HMK’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297 nci maddesine göre;
    “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
    a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
    b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
    c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
    ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
    d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
    e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
    (2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
    Buna göre bir mahkeme kararında, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir.
    Gerekçe, mahkemenin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Mahkeme, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (KURU, Baki/ARSLAN, Ramazan/YILMAZ, Ejder: 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı , ... 2011, s.472).
    Anayasa’nın 141 inci maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup, gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
    Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Somut uyuşmazlıkta Dairemizin 18/01/2018 tarihli birinci bozma ilâmı sonrasında mahkemece verilen karar Dairemizin 23/10/2019 tarihli ilâmı ile özetle “Somut uyuşmazlıkta; davacı Sendika belirsiz alacak davası olarak 50.000 TL. aidat alacağının tahsilini talep etmiş, bilahare yargılama safhasında bu alacağın bedelini 1.393.949,50 TL.ye artırmıştır. Davacı vekili 26.05.2016 tarihli celsede de talep konusu ana para alacaklarının ödendiğini kabul edip, bu alacaklarının faizlerine yönelik taleplerinin devam ettiğini beyan etmiş, Mahkemece de buna bağlı olarak sadece faiz alacağına yönelik tahsil hükmü kurmuştur. Bu durumda davacı vekilinin toplam talebi 1.393.949,50 TL. olup, faiz alacağının da bu miktar ile sınırlı olarak belirlenmesi gerekirken maddi vakıa ve taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak toplam 3.822.029,51 TL.lik asıl alacağa göre faizin hüküm altına alınması isabetsizdir.” gerekçesiyle ikinci kez bozulmuştur.
    Mahkemece ikinci bozma ilâmına da uyulmuş ise de, yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan ilkelere aykırı şekilde hüküm fıkrasına uygun şekilde gerekçe tesis edilmediğinden, verilen karar HMK’nın 297 nci maddesine aykırıdır. Hüküm fıkrası ile gerekçenin çelişkili olması ise mutlak bir bozma sebebidir.
    Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında belirtmek gerekir ki, mahkemece yapılacak iş, taraflar lehine oluşan usûli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle, uyulmasına karar verilen Dairemizin 23/10/2019 tarihli bozma ilâmı doğrultusunda hüküm oluşturmaktan ibarettir.
    Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi