17. Hukuk Dairesi 2014/24468 E. , 2017/527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazı diğer davalı ..."a devrettiğinden bu devre ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... savunması ile taşınmazın ipotek borcu ile devralındığı, taşınmaz kaydındaki hacizlerin ve ipoteğin ödendiği, satıcı-davalı ..." nin taşınmazda oturması kararlaştırıldığından aralarında kira sözleşmesi yapıldığını (davalı ..."nin annesi ile), sözleşme bitiminde tahliye ile aboneliklerin üzerine alınıp tadilat yapıldığı, işlemlerin muvazaalı olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan Saniye"nin taşınmazın önceki maliki-satıcı-icra takip borçlusu sıfatları ile bizzat tebliğle davadan haberdar olup, taraf teşkili sağlanmasına rağmen bir cevap vermeyip yargılamaya da katılmamakla usul hükümleri gereğince vakayı ve davayı inkar etmiş sayılmasına rağmen 04/07/2014 günlü son celsede davacı iddialarını doğrulayıp davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, Davalılar arasında muvazaa bulunduğu, davacı-alacaklının zararına hareket edildiği yönünde iddiayı doğrulayan somut ve kesin bir delil bulunmamış, çekişme kapsamında hayatın olağan akışına uygun bir süreç ve bunu doğrulayan tapu-banka-belediye ve resmi kurumlar ile emlak
ofisi niteliğindeki tarafların işlemde bulunduğu kayıt ve belgelerin içeriği birbirini doğrulamakla, davalı ..." in emeklilik sonrası taşınmazı satın alışı, ödemelerin banka kayıtları ile yapılması, satış bedelinin bilirkişi raporu ile saptanan bedelle uyumlu oluşu, üzerindeki haciz ve ipotek bürolarının da üslenilip ödenmesi, aralarındaki anlaşma uyarınca kira sözleşmesine dayalı olarak bir süre oturumdan sonra tahliye ile taşınmazın tadilata alınması unsurları karşısında davalı savunmasının yerinde olduğu, davalı ... nin kabul beyanının davanın niteliği gereği diğer davalı ve malik Bülent" in savunma ve delilleri karşısında çekişmeyi çözümleyici nitelikte olmayıp kazanılmış ve mecut mülkiyet hakkı ve tasarrufuna zarar verici nitelikte olduğu, savunmanın hayatın olağan akışına ve diğer delillerle saptanan oluşa aykırılık gösterdiği, resmi tapu senedi ve banka kayıtlarının aksine takip konusu borcun ödenmesini sağlayıcı bir açıklama ve yerindelik olmadığından mahkemece kabul görülmemiş, bütün bu nedenlerle ıspatlanamayan iddialar ve doğrulanan davalı ... savunma delilleri kapsamında davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, bu tür davalar elinde kat"i (İİK.nun 143.md) yada geçici (İİK.nun 105.md) aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Bu husus davanın görülebilme koşulu olup mahkemece re"sen kendiliğinden gözönüne alınması gerekir. Aciz belgesinin dava açılmadan dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay"ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır.
Somut olayda, davalı- borçlu Saniye aleyhine yapılan icra takip dosyasında borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, borçlunun mernis adresi, SGK kaydı olup olmadığı, tapuda kayıtlı gayrımenkul, araç kaydı var ise kaydına haciz konulması yönünde talepte bulunulduğu tespit edilmiş ancak dosya kapsamında davacı tarafından davalı borçlu hakkında düzenlenmiş geçici ve kat"i aciz belgesinin sunulmadığı anlaşılmıştır. Aciz vesikası dava şartı olup davacı tarafından aciz vesikası veya geçici aciz vesikası niteliğinde haciz tutanağı ibraz edilmediğinden mahkemece bu nedenle davanın reddi gerekir ise de sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru ise de, Dava, dava koşulu
yokluğu nedeniyle reddedilerek kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına AAÜT"nin 7/2 maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün “Davalı ... ın kendisini vekille temsil ettirdiğinden 4.590,00 TL ibaresinin çıkarılarak yerine “1500 TL maktu” ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.