23. Hukuk Dairesi 2014/2260 E. , 2014/5816 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2011/278-2013/542
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat G..B.. T.. gelmiş, diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının dava dışı Belediye"den aldığı sulama işinde kullanılacak araç ve personelin temini konusunda müvekkili ile davalı arasında hizmet sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, davalının bir kısım hizmet bedelini nakit, bir kısmını da çekle ödemesine rağmen bakiye kısmı ödemediğini, kalan miktarın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme altındaki imzanın müvekkili şirketin yetkilisine ait olmadığını, bu nedenle borca itiraz edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının takibinin dayanağı olan sözleşme altındaki imzanın davalı şirketin yetkili temsilcisine ait olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, taraflar arasında imzalandığı ileri sürülen hizmet sözleşmesine dayalı olarak ifa edilen hizmetin eksik ödenen bedelinin tahsili istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hizmet sözleşmesindeki imzanın davalı şirketin yetkili temsilcisine ait olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı yan hizmeti verdiğini iddia etmiş, davalı sözleşmedeki imzanın inkarı ile yetinmiştir. Diğer yandan mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi de hüküm kurmaya yeterli değildir. 6098 sayılı TBK"nın 394. maddesi hükmüne göre, kanunda aksi yazılı olmadıkça hizmet sözleşmesinin kuruluşu özel bir şekle bağlı değildir. Yine anılan madde uyarınca, hizmet sözleşmesinin geçersizliği sonradan anlaşılırsa, hizmet ilişkisi ortadan kaldırılıncaya kadar geçerli bir hizmet sözleşmesinin bütün hüküm ve sonuçlarını doğurur.
Bu durumda, mahkemece tarafların defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, davacı tarafça ileri sürülen 18.12.2010 tarihli çek ile ilgili iddialar ile yine aynı tarafça ileri sürülen davalının, hizmet karşılığı yaptığı ileri sürülen bir kısım harici ödemelerinin tarafların defter ve kayıtlarda bulunup bulunmadığının belirlenmesi, dava dışı kişilerce taraflar aleyhine açıldığı iddia edilen iş mahkemesindeki davaların ve belediyedeki kayıtların da incelenmek ve tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacının, geçerli bir yazılı hizmet sözleşmesi olmasa dahi, davalıya hizmet verip vermediğinin belirlenmesi, hizmet verilmiş ise yapıldığı iddia edilen ödemenin taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmaması dikkate alınarak TBK"nın 401. maddesinde belirlenen emsal ücrete uygun olup olmadığı ile bakiye alacağının bulunup bulunmadığının açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile belirlendikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, sadece yazılı sözleşmenin esas alınarak, hizmetin verilip verilmediği olgusu üzerinde durulmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Davacının kötüniyet tazminatına ilişkin temyiz nedeninin bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.110,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.