11. Hukuk Dairesi 2015/7180 E. , 2016/1395 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Mahkemesi’nce verilen 18/03/2015 tarih ve 2014/1967-2015/244 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... ile imzaladığı alacağın temliki sözleşmesi çerçevesinde dava dışı borçlu müflis ... ve Tic. A.Ş. ile borçlunun kefilleri ..., ... ve ..."tan alacaklı olduğunu, yapılan takiplerden sonra müflis şirketin 01.09.1999 tarihinde fabrika binasını davalı ... San. ve Tic. Ltd. Şti"ne kiraladığını, kira sözleşmesinin bir kiradan çok malvarlığı devrine ilişkin hükümler içerdiğini, bu davalının kurucu ortaklarının tamamının müflis borçlunun çalışanları ve 2008 yılı itibariyle hakim ortak ve gerçek sahiplerinin diğer iki davalı şirket olduğunu, 20.04.2007 tarihinde ... San. ve Tic. Ltd. Şti"nin temsilciliğine müflis şirketin de ortaklarından olan ..."ın atandığını, davalı .... Ltd. Şti"nin kurucularının ... ve ... olduğunu, bu kişilerin hisselerini davalılardan ... Gıda Tar. San. Tic. Ltd. Şti."ne devrettiklerini, 22.05.2008 tarihinde ..."ın 30 yıl süre ile şirket müdürü olarak atandığını, şirketin son ortaklarının %80 hisse ile ... ve %20 hisse ile ... Gıda Tar. San. Tic. Ltd. Şti. olduğunu, ... Gıda Tar. San. Tic. Ltd. Şti"nin de 07.09.2007 tarihinde Mehtap Arık ve ... tarafından kurulduğunu, şirkete yine ..."ın 30 yıl süresince müdür olarak atandığını, tüm davalı şirketlerin planlı ve paravan olarak kurulduğunu, müflisin malvarlıklarının anılan şirketler üzerine yapıldığını, gerçek sahiplerinin Arık ailesi olduğunu, ..."in satış gösterdiği hisse satışlarının aslında gerçek sahibine iade anlamına geldiğini, mütelahik davalarında perde teorisine, muvazaa nedenine, kanuna karşı hileye dayandıklarını ileri sürerek fazlaya dair hakların saklı tutulması ve tahsilde tekerrüre sebep olmamak kaydıyla 11.635.243,10 TL"nin temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... Gıd. Tar. San. Tic. Ltd. Şti. vekili ve ... Ltd. Şti. vekili, davanın iflas masasına izafeten açılması gerekirken davacı şirket adına açıldığından dinlenemeyeceğini, şirket kuruluşlarının muvazaaya dayandırılamayacağını, iştigal konuları farklı olan müvekkillerinin paydaşlarından ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olduklarını, perde kaldırma yönteminin şirketler hukukunda bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, müflis ile müvekkilinin ilgisinin bulunmadığını, sadece müflisten kiraladığı tesiste çalıştığını, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını, malvarlığı aktarıldığı iddiasının somut olarak ortaya konulması gerektiğini, davacının kira ilişkisine muvaffakat ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, müflis şirketin iflas tasfiyesinin sonuçlanmadığı, davanın davalı şirketlerden talep edebileceği zarar miktarının bilinmediği, buna göre davanın vaktinden önce açıldığı, İİK"nın 245. maddesi uyarınca kendisine davayı takip yetkisi verilen davacı şirketin aslında davanın tarafı olmayıp davayı iflas masası adına yürütmesi gerektiği halde kendi adına dava açıp kendisine ödeme yapılmasını istemesinin de yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı,..., ..., ..., ..., ..., ..., Bankası"nın kredi borçlusu olan Müflis ... . ve Tic. A.Ş"den olan alacaklarının önce anılan bankalar tarafından ..."ye, ... tarafından da müvekkiline temlik edildiğini, davalı şirketlerin kredi borçlusu müflis şirket ile irtibatlarının bulunduğunu ileri sürerek temlik edilen bu alacakların davalı şirketlerden tahsilini istemiş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 142/1. maddesinde "Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağı, o yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması hâlinde, bu davaların (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görüleceği" düzenlenmiş olup davacı ... Yönetim A.Ş. dava konusu alacağı ..."den temlik almıştır. Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Bu durumda mahkemece, 5411 sayılı Kanun"un 142. maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 15/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.