Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2013/649
Karar No: 2016/54

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/649 Esas 2016/54 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2013/649 E.  ,  2016/54 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza

    Temyiz Edenler : Katılan vekili ve Cumhuriyet savcısı
    Akaryakıt kaçaklığı suçundan sanık ..."nın beraatine ilişkin, Erciş Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12.06.2009 gün ve 610-345 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 25.04.2011 gün ve 14967-4656 sayı ile;
    "5015 sayılı Yasanın ek 5/1. maddesinde "Kaçak petrolü satışa arz eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticari amaçla satın alan, taşıyan veya saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kaçak petrolün ve kaçakçılıkta kullanılan suç araç ve gereçlerinin müsaderesine de hükmolunur" düzenlemesi öngörülmüş olup, sanığın kullanmak için satın aldığını beyan ettiği yönetimindeki yolcu otobüsünün yakıt depolarında ele geçen dava konusu toplam 300 litre motorinin TÜBİTAK Enerji Estitüsünde yaptırılan analizi sonucu belirlenen seviyede ulusal marker içermediği ve standarda uygun bulunmadığı bildirildiğine göre, sanığın suç konusu kaçak akaryakıtı ticari faaliyet olan yolcu taşıma işinde kullandığı aracı için satın alması nedeniyle anılan yasa maddesi kapsamında kaçakçılık suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyeti yerine, oluş ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 27.09.2011 gün ve 490-905 sayı ile;
    "30.10.2008 tarihli TÜBİTAK MAM"dan alınan rapora göre sanıktan ele geçirilen mazotun ulusal marker seviyesinin geçersiz çıktığı, teknik düzenlemelerde yer alan özelliklere aykırı olduğu tespit edilmiş, mazotun yurda yasal olmayan yollardan sokulmuş mazot olduğu anlaşılmıştır.
    34 DNJ 26 plakalı Muş Yolu Turizm Nak. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı gözüken yolcu otobüsü Akçagedik Jandarma Asayiş noktasında durdurulmuş, yapılan kontrollerde yolcu otobüsünün sağ yan bagaj bölümü yanında bulunan kapalı bölme içerisindeki ek depoda 140 litre, ayrıca aracın orijinal deposunda 160 litre olmak üzere, toplam 300 litre mazotun EPDK denetçileri tarafından marker cihazı ile yapılan ölçümde geçersiz yani kaçak olduğu tespit edilmiş, buna ilişkin herhangi bir fatura ibraz edilmemiş, ulusal marker kontrol cihazı ile yapılan ölçümde ulusal marker seviyesinin yetersiz ve geçersiz olduğu belirlenmiş, motorinin teknik standartlara aykırı olduğu gerekçesi ile araca ve kaçak akaryakıta el konulmuştur.
    Bu haliyle sanığın aracında kaçak mazot bulundurduğu sabit ise de, eyleminin 5015 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesinde; 5015 sayılı PPK"nun ek 5/1 maddesine göre "Kaçak petrolü satışa arz eden, satan bulunduran, bu özelliğini bilerek ticari amaçla satın alan, taşıyan veya saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kaçak petrolün ve kaçakçılıkta kullanılan suç araç ve gereçlerinin müsaderesine de hükmolunur" denmektedir.
    5015 sayılı PPK"nun ek 5/1. maddesinden anlaşılacağı üzere kaçak petrolü satın alan veya taşıyan kişinin cezalandırılabilmesi için kişinin yalnızca satın aldığı veya taşıdığı petrol ürününün kaçak olma özelliğini bilmesi yeterli değildir, aynı zamanda satın alma, taşıma veya bulundurma eyleminin ticari amaçla yapılması gerekmektedir.
    Ceza kanunlarındaki kavramların geniş yorumlanamayacakları açıktır. Bu kavramlardan bir tanesi de kanunda belirtilen "ticari amaç" kavramıdır. Kanaatimizce yalnızca ucuz olduğu için herhangi bir motorlu araçta kullanmak için satın alınan ve bu sebeple sanığın ekonomik olarak daha az para harcamasına olanak sağlayan ucuz petrol ürününü satın almak eylemi, başlı başına ticari bir amaç olarak yorumlanamaz. Kanunun ticari amaç deyiminden kastı, doğrudan doğruya petrol ürününün kendisinin ticari bir mal olarak görülüp satın alınması ve ticarete konu olarak bulundurulması ya da satılmasıdır. Kanunun amacı, bir şekilde piyasaya çıkmış olan kaçak petrolü aracında kullanmak amacıyla satın alan tüketiciyi cezalandırmak değildir, kaldı ki bu kaçak yakıtı aracında kullanan kişinin tacir olup olmamasının da suçun oluşumu için bir önemi yoktur. Aksi halde suçun, tacir olanlar ve tacir olamayanlar yönünden bir ayrım getirdiğini kabul etmek zorunda kalırız ve bu durum da maddenin düzenleme amacına aykırılık teşkil eder. Maddenin düzenleme amacında özellikle yakıtın ticari amaçla bulundurulması ve satın alınması konu yapılmışken, yani yakıtın kendisi ticaretin konusu iken, bu amacın dışında yakıtı kullananın tacir olup olmadığı ayrımı ile hareket etmek ve suçun unsurlarını değerlendirmek maddenin amacıyla tamamen terstir. Kişinin sırf tacir olmasından kaynaklı ceza hukuku anlamında bir yaptırımla karşılaşması düşünülemez. Zaten kanun koyucunun kanuna "ticari amaçla" kavramını koymasının nedeni de son noktada tüketici konumunda bulunan kişileri, tacir olup olmadığına bakmaksızın cezalandırmamaktır.
    Sanık savunmasında iddianameye konu mazotu sevk ve idaresindeki otobüste kullanmak amacıyla satın aldığını beyan ettiğine, mazotun da kaçak olduğunu bilindiğine göre, sanığın cezalandırılması için ticari kastının ispatlanması gerekmektedir. Sanığın aracında kullandığı bu mazotu sattığına ya da başkasına kar amaçlı olarak verdiğine dair delil olmadığı, bu haliyle ticari kasıtla hareket ettiğinin sabit olmadığı değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı suçun unsurları gerçekleşmemektedir. Bu nedenle Yargıtay bozma ilamına uyulmayarak, sanığın beraatine karar vermek gerekmiştir" gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
    Bu hükmün de katılan vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.09.2013 gün ve 157121 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanıklar Kemal Özkan ve Mazhar Özkan hakkında kurulan beraat hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın marker seviyesi geçersiz akaryakıtı ticari amaçla satın alıp almadığının ve bu bağlamda üzerine atılı akaryakıt kaçakçılığı suçunun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    27.08.2008 tarihinde sanığın yönetimindeki boş olan yolcu otobüsünde önleme araması kararına istinaden yapılan aramada orijinal deposunda 160 litre, sağ yan bagaj bölümü kısmında bulunan ek deposunda ise 140 litre olmak üzere toplam 300 litre motorin bulunduğu, Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu görevlilerince yapılan ölçümde motorinin marker seviyesinin geçersiz olduğunun belirlendiği, ayrıca alınan numune üzerinde TÜBİTAK Enerji Enstitüsünde yapılan analiz sonucunda da motorinin marker seviyesinin geçersiz olduğunun ve teknik düzenlemede yer alan özelliklere aykırı olduğunun tespit edildiği,
    Olay yeri tespit tutanağında; akaryakıt bulunan depoların haricinde, otobüsün sol arka yan kısmında yaklaşık 100-150 litrelik bir ek deponun daha bulunduğu, ancak boş olduğu, ek depoların araç ruhsatına işlenmediği ve fabrika çıkışlı herhangi bir uygunluk belgesinin bulunmadığı tespitlerine yer verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Tanık Namık Aksak; otobüste muavinlik yaptığını, olay günü sanıkla birlikte otobüsü tamir ettirmek için Van"a gittiklerini, tamir işi bittikten sonra Muş"a dönmek üzere yola çıktıkları sırada sanığın motorin almaları gerektiğini söylediğini, Van ile Erciş arasında yol kenarında bulunan bir petrol istasyonundan yaklaşık 280 litre motorin satın aldığını, petrol istasyonunun ismini hatırlayamadığını, ancak yolun gelişe göre sağ tarafında bulunduğunu söylemiş,
    Haklarındaki beraat hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşen, inceleme konusu olmayan sanıklar Kemal Özkan ve Mazhar Özkan; kaçak motorin bulunduğu tespit edilen otobüsün şirketleri adına kayıtlı bulunduğunu ancak otobüsün asıl sahibinin sanık olduğunu, sanığın kendi adına kredi çekemediğini, bu nedenle ona yardımcı olmak için şirket adına kredi çekip aracı satın alarak sanığa teslim ettiklerini, kredi borçlarını da sanığın ödediğini, otobüste bulunan ek depolardan haberlerinin olmadığını, suçlamayla ilgilerinin bulunmadığını beyan etmişler,
    Sanık; kendisine ait olup Muş Yolu Turizm Şirketi adına kayıtlı bulunan yolcu otobüsünü Van"da tamir ettirdikten sonra tekrar servise çıkmak için Muş"a geri döndükleri sırada Van ile Erciş arasında yol kenarında bulunan ismini hatırlamadığı bir petrol istasyonundan 280 litre motorin satın aldığını, bir müddet sonra jandarma kontrol noktasında yapılan denetimde satın aldığı motorinin kaçak olduğunun tespit edildiğini, motorin için ödediği ücretin düşük olmadığını normal ücret ödediğini ancak faturasının bulunmadığını, ek depoları kendisinin yaptırmadığını, aracı ikinci el olarak satın aldığında ek depoların üzerinde bulunduğunu savunmuştur.
    5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun ek 5/1. maddesinin; "Kaçak petrolü satışa arz eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticari amaçla satın alan, taşıyan veya saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kaçak petrolün ve kaçakçılıkta kullanılan suç araç ve gereçlerinin müsaderesine de hükmolunur." düzenlemesi 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanunun 47. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış ancak maddede tanımlanan fiil suç olmaktan çıkarılmayarak aynı kanunun 54. maddesiyle 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3. maddesinin; "Akredite laboratuvar analiz sonucuna göre Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen seviyede ulusal marker içermeyen, yasal yollarla Türkiye’de serbest dolaşıma girdiği belgelendirilemeyen veya menşei belli olmayan akaryakıtı; üreten, satışa arz eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticarî amaçla satın alan, taşıyan veya saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır" şeklindeki 11. fıkrasına aktarılmış, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 89. maddesiyle de söz konusu fıkra; “Ulusal marker uygulamasına tabi olup da, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun belirlediği seviyenin altında ulusal marker içeren veya hiç içermeyen akaryakıtı;
    a) Ticari amaçla üreten, bulunduran veya nakleden,
    b) Satışa arz eden veya satan,
    c) Bu özelliğini bilerek ve ticari amaçla satın alan,
    kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak, marker içermeyen veya seviyesi geçersiz olan akaryakıtın kaçak olarak yurda sokulduğunun anlaşılması hâlinde, onuncu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmolunur” şeklinde değiştirilmiştir.
    6455 sayılı Kanunla 5015 sayılı Kanunda yer alan kaçakçılık fiilleri 5607 sayılı Kanuna aktarıldığından, 5015 sayılı Kanunun 2/21. maddesinde yer alan;
    "a) Kurumca belirlenen seviyede ulusal marker içermeyen akaryakıtı,
    b) Yasal yollarla Türkiye"de serbest dolaşıma girdiği belgelendirilemeyen veya menşei belli olmayan petrolü ve petrol ürünlerini,
    c) Kurumdan izin alınmadan; akaryakıt haricinde kalan solvent, madenî ve baz yağ, asfalt, solvent nafta ve benzeri petrol ürünlerinden elde edilen akaryakıtı ya da akaryakıta dönüştürmek maksadıyla kullanılan veya bulundurulan akaryakıt haricinde kalan solvent, madenî ve baz yağ, asfalt, solvent nafta ve benzeri petrol ürünlerini,
    d) 10/7/2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre kaçak olan petrolü ve petrol ürünlerini,
    e) Sıvı veya gaz halindeki hidrokarbonlarla, hidrokarbon türevi olan yakıtları nakleden boru hatlarından (her türlü üretim, iletim ve dağıtım hatları dahil) veya bunların depolarından veya kuyulardan yasalara aykırı şekilde alınan petrolü ve petrol ürünlerini,
    ...İfade eder" şeklindeki "kaçak petrol" tanımı, 6455 sayılı Kanunun 35. maddesiyle, "Kaçak akaryakıt: 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca kaçak olarak kabul edilen akaryakıtı...ifade eder” şekline dönüştürülmüştür.
    5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda hiç ya da yeterli seviyede ulusal marker içermeyen akaryakıtın bu özelliği bilinerek satın alınmasının suç teşkil edebilmesi için failin ticari amaçla satın almış olması şartı aranmış ancak "ticari amaçla satın alma" kavramından ne anlaşılması gerektiği hususunda bir tanımlamaya yer verilmemiştir.
    Ticari amaç birçok kaçakçılık suçunda aranan bir manevi unsur olup öğretide bu konuda; "Ticari amaç kavramının dar yorumlanmaması gerekmektedir. Her ne kadar ticari amaç denilince ilk akla gelen husus kar amaçlı olarak daha sonra satmak için satın alma fiili olsa da, kaçak özelliğini bilerek eşyayı kullanmak amacıyla satın alan kişi normal şartlara göre daha ekonomik olarak bu malı alacağı için burada da ticari bir amacın varlığından bahsedilebilecektir. Bu çerçevede satın alan kişi satabileceği gibi kullanmak amacıyla da satın almış olabilecektir. Kanaatimizce kanunun burada ticari amaç şartını araması yerinde olmamıştır ve bu durum maddenin uygulanabilirliği açısından tartışmalara neden olacak nitelik taşımaktadır." (Murat Aydın, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Çerçevesinde Kaçakçılık Fiilleri ve Yaptırımları, Adalet Yayınevi, 1. Bası, Ankara, 2012, s.208); "Ticari amaç maddi menfaat elde etmek amacıdır. Ticaret maddi kazanç için yapılan faaliyettir. Failin amacı kazanç dışında amaç ise maddi unsuru eksik kalacaktır." (Erdener Yurtcan, Yeni Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Şerhi, Beta Yayınları, İstanbul, 2007, s.21); "Bu suç düzenlemesinde kast, özel kasttır. Bu nedenle, bu suç düzenlemesi ancak özel kastla işlenebilir. Bu özel kast, faildeki ticari amacı ifade eder. Fail, suç teşkil eden seçimlik hareketleri, ticari amaçla (saikle) işlemesi gerekir. Eğer, failde ticari amaç bulunmuyorsa, bu suç oluşmayacaktır. Bu nedenle, bu seçimlik hareketin kişisel kullanımlar için yapılması bu suçu oluşturmayacaktır." (Mustafa Özen, 5607 sayılı Kaçakçılık Kanununda Düzenlenen Suçlar, Adalet Yayınevi, 1.Bası, Ankara, 2015, s.98); "Yurda kaçak olarak sokulmamış ancak yeterli veya hiç marker içermeyen akaryakıtın, ticari amaçla üretilmesi, bulundurulması, nakledilmesi satışa arz edilmesi, satılması ve markersiz olma özelliği bilinerek ticari amaçla satın alma hareketlerinin fail tarafında bilerek ve istenerek yapılması halinde manevi unsur gerçekleşmiş olacaktır. Ticari amaç gözetmeden kendi ihtiyacı için akaryakıt üreten, nakleden, bulunduran veya satın alan kişinin bu fiillerinde kasten hareket ettiği kabul edilemez. Bir olayda manevi unsurun gerçekleşip gerçekleşmediği, somut olayın tüm özellikleri, ele geçen eşyanın miktar ve değeri ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun, ceza sorumluluğunun şahsiliğini, kastı, taksiri, ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenleri düzenleyen 20–34. madde hükümleri birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir." (Seyfettin Çilesiz, İçtihatlı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Açıklaması, 3. Bası, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014, s. 446); "Ticari amaç olması için, belli bir uğraşın sonunda maddi bir menfaat gereklidir. Kazanç dışında başka bir amaç varsa belirtilen suç oluşmayacaktır. Örneğin, fail acıyarak yardım etmek veya korumak amacıyla belirtilen fiilleri işlerse bu takdirde koşulları çerçevesinde iştirak iradesi araştırılacaktır. Kişisel kullanım veya tüketim çerçevesinde yapılanlar suç kapsamında değerlendirilmemektedir." (Dilara Şahin, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunundaki İthalat Kaçakçılığı Suçları ve Kabahatler, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2011, s.68); "Kendisinin kişisel kullanım ve tüketimi için kaçak eşyanın satın alınması, saklanması, taşınması hareketleri kasten işlense dahi bu suç oluşmayacaktır" (Selçuk Bütün, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Kapsamında Gümrük Kaçakçılığı Suçları, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, 2008, s.70) şeklinde görüşler ileri sürülmüştür.
    Gerek 5015 gerekse 5607 sayılı Kanunla korunmak istenen amaçlardan biri de ticari hayatta haksız kazanca bağlı rekabet dengesini bozabilecek unsurların ortadan kaldırılmasıdır. Nitekim, 5015 sayılı Kanunun "amaç ve kapsam başlıklı" 1. maddesinde bu husus "Bu Kanunun amacı; yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamaktır" şeklinde ifade edilmiştir. Bu nedenle kanun koyucu bazı kaçakçılık fiillerinde belirtilen hukuki değer bakımından doğrudan zarar doğurucu nitelikte bulunmayan ticari amaç dışı hareketleri suç kapsamı dışında tutmayı tercih etmiştir.
    Ticari kelimesinin sözcük anlamı "ticaretle ilgili, ticarete ilişkin""dir. Ticaret ise "ürün, mal vb. alım satımı, kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği, bu etkinlikle ilgili bilim, alışveriş sonucu elde edilen, yararlanılan fiyat farkı, kâr" anlamlarına gelmektedir. (Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, 11. Bası, Ankara, 2011, s.2354-2355). Bu bakımdan "ticari amaç"ın kazanç elde etmek amacı olarak tanımlanması mümkündür. Ticari amaç çoğunlukla bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten "tacir"ler tarafından güdülen bir amaçtır. Ancak ticari amacın, "tacir" sıfatıyla mutlak bir bağlantısı bulunmamaktadır. Zira tacir sıfatını taşıyan gerçek kişilerin tüm eylem ve işlemleri ticari değildir. Aynı şekilde tacir olmayan kişilerin de ticari maksatla hareket etmesi mümkündür. Ticari amaç, kazanç elde etmek için satmak amacıyla almakla da sınırlı değildir. Kişinin kendi şahsi ihtiyaçları dışında belirli bir meslek veya ticari faaliyetin icrası kapsamında maliyet unsuru olarak yahut alacak-borç ilişkilerinde kullanmak üzere yaptığı alımların da ticari amaçla yapıldığı kabul edilmelidir.
    Tüm bu nedenlerle failin ticari amaçla hareket edip etmediği, ekonomik ve sosyal durumu, suça konu eşyanın cinsi, nevi, kullanım yeri, zamanı, miktarı, değeri, bulundurma ve ele geçiriliş biçimi gibi hususlar gözetilerek her olayın özelliğine göre değerlendirilip belirlenmelidir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanığın ticari bir şirket adına kayıtlı olup fiilen sahibi olduğu ve işletmeciliğini yaptığı yolcu otobüsünü Van ilinde tamir ettirdikten sonra servise çıkmak için Muş iline geri götürdüğü sırada ismini vermekten kaçındığı yol kenarındaki bir akaryakıt istasyonundan otobüsün hem orijinal, hem de ruhsata kayıtlı bulunmayan ek bir deposunu dolduracak biçimde toplam 300 Litre faturasız ve ulusal marker içermeyen akaryakıt satın aldığı somut olayda; akaryakıtın servise çıkacak olan ticari faaliyete tahsisli yolcu otobüsü için alınması, miktarı, bir kısmının ruhsata aykırı biçimde sonradan yaptırılmış ek depoda ele geçirilmesi hususları birlikte gözetildiğinde sanığın marker seviyesinin geçersiz olduğunu bildiği motorini şahsi ihtiyacı için değil ticari amaçla satın aldığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün sanığın marker seviyesi içermediğini bildiği akaryakıtı ticari amaçla satın aldığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan dokuz Genel Kurul Üyesi; "Usul ve yasaya uygun olan direnme hükmünün onanması" gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Erciş Asliye Ceza Mahkemesinin 27.09.2011 gün ve 490-905 sayılı direnme hükmünün sanığın marker seviyesinin geçersiz olduğunu bildiği motorini ticari amaçla satın aldığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.02.2016 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi