22. Hukuk Dairesi 2018/13469 E. , 2018/22820 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından süresinden önce haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini belirterek davalıdan bakiye ücret ve yüzde bir cezai şart alacağının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının ... sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ... sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebeple feshedildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle bakiye ücret alacağının kısmen kabulüne, diğer alacak talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihi 08/01/2007 tarihi olmasına rağmen karar başlığında dava tarihinin 18/03/2015 tarihi olarak gösterilmesi mahallinde her zaman düzeltilebilir maddi hataya dayandığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2-Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir. Somut olayda; mahkemece kısa kararda "12/05/2016 tarihli bilirkişi raporunun A seçenğindeki hesaplama hükme esas teşkil etmek üzere; 748,00 TL (%5 hakkaniyet indirimi yapılmıştır) dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," dair hüküm kurulmuş olup gerekçede “Dosya arasında dengi resmi okullarda ödenen aylık ve sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarını gösterir belge ve bilgiler dosyada olmayıp dosya arasındaki emsal ücret yazıları özel eğitim kurumlarında işçi olarak çalışanlara ait bilgi ve belgeler olup, davacının emekli olarak işyerinde çalıştığı, dolayısıyla 625 sayılı Kanun"un 33. maddesi dışında kaldığının kabulü ile 12/05/2016 tarihli raporun (A) seçeneğindeki hesaplamaya mahkememizce itibar edilerek, davacının Ağustos/2006 ayında/fesih tarihinde 32,56 TL gunluk brüt ücretle çalıştığı ve davacının hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle çalışmadığı günler olabileceğinden bu tutar üzerinden %5 hakkaniyet indirimi yapılarak neticeten 748,00 TL bakiye ücret alacağı olduğu kabul edilmiştir.” denilmesine rağmen gerekçeli kararın hüküm kısmında "28.733,15 TL (%30 hakkaniyet indirimi yapılmıştır) mahrum kalınan ücret alacağının 2.000,00 TL"nin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," yönünde hüküm oluşturulması ve çelişki yaratılması hatalı olup bozma sebebidir.
3-Hükmün tavzihi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 305. maddesinde "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Tavzih, açıklama ve aydınlatma anlamına gelmekte olup, değişiklik, ekleme ya da çıkarma işlemine olanak tanımamaktadır. Hakim tavzih yolu ile hükümde unuttuğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi hüküm verirken unutulan vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemez. Hakim, karar verdikten sonra bu kararını tarafların talebi dahi olsa değiştiremez. İstisnai hallerde; hükümdeki kapalılık, açık olmayan hal, tereddüt yada çelişki ortadan kaldırılabilir. Ancak, tavzihle hükümde belirtilen haklar ve borçlar sınırlandırılamayacağı gibi genişletilemez ve değiştirilemez. Bu kapsamda tavzih yolu ile taraf değiştirilemeyeceği gibi, taraf olmayan biri taraf konumuna getirilemez ve taraf konumunda olan biri taraf konumundan çıkarılamaz.
Somut olayda, Mahkemece, kısa kararda "12/05/2016 tarihli bilirkişi raporunun A seçenğindeki hesaplama hükme esas teşkil etmek üzere; 748,00 TL (%5 hakkaniyet indirimi yapılmıştır) dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar verildiği, gerekçeli kararda ise "28.733,15.TL (%30 hakkaniyet indirimi yapılmıştır) mahrum kalınan ücret alacağının 2.000,00.TL"nin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," dair hüküm kurulmuş, davacının tavzih talebi doğrultusunda 03.05.2018 tarihinde karar düzeltilerek bu kez; "28.733,15 TL (%30 hakkaniyet indirimi yapılmıştır) mahrum kalınan ücret alacağının 2.000,00 TL"nin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," dair hüküm kısmının tümünün hatalı olarak yazıldığı, mahkemenin gerekçeli kararında tüm açıklamaların 13.03.2018 tarihli duruşma zaptının hüküm kısmında yazıldığı üzere
"12/05/2016 tarihli bilirkişi raporunun A seçenğindeki hesaplama hükme esas teşkil etmek üzere; 748,00 TL (%5 hakkaniyet indirimi yapılmıştır) dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," hükmüne göre yazıldığı belirtilerek gerekçeli kararın hüküm kısmında rakama ilişkin yapılan maddi hatanın düzeltilerek kararın "12/05/2016 tarihli bilirkişi raporunun A seçenğindeki hesaplama hükme esas teşkil etmek üzere; 748,00 TL (%5 hakkaniyet indirimi yapılmıştır) dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," dair tavzihi yoluna gidilmiştir. Ancak tavzih edilmek suretiyle düzeltilen karardaki değişiklik, davanın esasını etkileyecek hale dönüşmekle açıklama aydınlatma niteliğini kaybetmiştir. Tavzih yolu ile esası etkileyecek nitelikte hüküm sonucu düzeltilemeyeceğinden ve bu aykırılık, kamu düzenine ilişkin olduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
4-Kabule göre de; Borçlar Kanunu"nun 325. maddesine (6098 Sayılı TBK 408) göre işçinin, sözleşme kapsamındaki işi yapmaması sebebiyle tasarruf ettiği miktar ile diğer bir işten elde ettiği gelirleri veya kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyler kalan süreye ait ücretler toplamından indirilmelidir. Bu konuda gerekli araştırmaya gidilmeli, işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde başka bir işten gelir elde edip etmediği ya da ... arayıp aramadığı araştırılarak indirim yapılmalıdır. Mahkemece farklı gerekçelerle hakkaniyet indirimi yapılması yerinde olmayıp bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgililere iadesine, 22.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.