8. Hukuk Dairesi 2013/2515 E. , 2014/1559 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tufanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2012
NUMARASI : 2009/136-2012/100
H.. K.. ve Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Tufanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 13.06.2012 gün ve 136/100 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 126 ada 68 ve 117 ada parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ne var ki bu taşınmazlar kadastrodan önce Halil oğlu İbrahim Şahin adına iken bu kişiden 29.10.1994 tarihinde haricen satın aldığını, ancak kamu görevlisi olduğu için tespit sırasında o yerde bulunamadığından süresinde itiraz edemediğini açıklayarak ve tespit öncesi eklemeli zilyetliğe tutunarak davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ve adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine, kadastro tespitlerinin doğru olduğunu ve açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu 126 ada nolu parselin fen bilirkişinin 9.6.2012 tarihli raporunda A harfiyle gösterilen 13654,91 m2"lik kısma ilişkin tapusunun iptali ile ayrı bir parsel numarası verilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 117 ada nolu parselin tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde Hazine temsilcisi tarafından dilekçesinde yazılı gerekçelerle bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 117 ada 18 nolu parsele ilişkin kadastro tutanağının onaylı fotokopisi getirilmiştir. 14.6.1963 tarih ve 464 nolu tapu kaydı esas alınarak tarla niteliğiyle, 19741,89 m2 olarak, 10.7.2000 tarihinde, Hazine adına tespit görmüş ve itiraz edilmekle Kadastro Mahkemesi"nin 2001/147 Esasta kayıtlı dosyasıyla itiraz davasının açıldığı görülmüştür. Dava konusu 126 ada 68 sayılı parsele ilişkin kadastro tutanağının onaylı fotokopisi getirilmiştir. Bu yerin senetsizden, “ham toprak” niteliğiyle, 59946,39 m2 olarak 27.7.2000 tarihinde Hazine adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 10.1.2001 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava harcı ödenmek suretiyle 3.12.2009 tarihinde açılmıştır.
Kadastro Mahkemesi"nin 26.6.2003 tarih 2001/147 Esas, 2003/12 Karar sayılı onaylı kesinleşmiş karar sureti dosya içerisindedir. Davacısının Kenan Şahin, karşı davacıların İsmail ve Mehmet Şahin, müdahilin F.. Ş.. olduğu davanın 117 ada , numaralı parsellerin tespitine itiraz davası olduğu yapılan yargılamaların sonucunda davanın kısmen kabulüne, 117 ada nolu parselin davacı bu parselle ilgili davasından vazgeçtiği için tespit gibi tesciline, 117 ada numaralı parsel hakkındaki isteğin kısmen kabulüne, 16.6.2003 tarihli teknik bilirkişinin raporunda B harfiyle gösterilen 9474,89 m2"lik kısma ilişkin tespitin iptali ile ayrı bir parsel numarası altında İbrahim Şahin’e ait veraset belgesindeki mirasçıları adına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, aynı parselin aynı krokide A harfiyle gösterilen 10267 m2"lik kısma ilişkin davanın reddi ile bu yerin tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline vs. kararı verildiği görülmüştür. Komşu parsellere ilişkin kadastro tutanakları ve dayanağı belgeler dosya içerisindedir. Mahallinde keşif yapılmıştır. Yerel bilirkişiler ile davacı tanığı dinlenmiştir. Keşfe katılan ziraat ve jeolog ile fen bilirkişinin krokili raporları dosya içerisindedir. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir.
Uyuşmazlık kadastro çalışmalarında birisi “ham toprak” niteliği ile diğeri “tarla” vasfıyla tespitleri yapılan taşınmazlarda davacı ve tespit öncesinde satıcısının zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, bu sürenin TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddesindeki koşulların davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği ve Kadastro Mahkemesinin dosyada mevcut yukarıda incelemesi yapılan hükmün davacı açısından kesin hüküm teşkil edip etmeyeceği konularında toplanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, Tufanbeyli Kadastro Mahkemesi"nin incelemesi yapılan ve kesinleşen dava dosyasında davacı ya da satıcısının taraf olmadığı görülmüştür. Bu nedenle o kararın davacının aleyhine kesin hüküm teşkil etmesi mümkün değildir. Bu durumda, davacının tutunduğu 29.10.1994 tarihli harici satış senedinin çekişmeli taşınmazların hangi bölümüne uygun olup olmadığının mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla belirlenmesi gerekir. Bundan ayrı, bu yerlerden özellikle 126 ada 68 nolu parselin tespit sırasındaki niteliğine göre, dava konusu yapılan yerde davacı ve bayii yararına imar ihya ve zilyetlik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması zorunludur. Bilindiği üzere, bir yerdeki imar ihya ve zilyetlik koşullarını en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır.
Hal böyle olunca, Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının kadastrodan önceki yıllara ait olmak üzere en az iki ayrı tarihe ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için 10.07.2000 tespit tarihinden geriye doğru 20-35 yıllık (1970-1980) zaman dilimi içinde çekilmiş 1/20000 veya 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafının, bir stereoskop altında incelenmesi halinde arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespiti mümkün olacaktır. Taşınmazın niteliğinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için özelliği açıklanan hava fotoğraflarından yararlanılmalıdır. Ayrıca, 117 ada parsele revizyon gören tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin getirtilerek bu parsele tüm sınırları ve miktarı itibariyle uyup uymadığının denetlenmesi gerekir. Öncelikle haritası varsa haritasından yararlanılmalıdır. Yoksa, nizalı taşınmazları ve çevresini iyi bilen Kaymakamlık aracılığıyla seçilecek yaşlı ve tarafsız üç yerel bilirkişi huzuruyla keşif yapılması, yerel bilirkişilere öncelikle 29.10.1994 tarihli harici satış senedinin uygulattırılması, senette yazılı olan her sınır hakkında her yönde kapsamlı bilgiler alınması, 117 ada parsele uygulanan tapu kaydının da aynı şekilde uygulamasının yaptırılması, bundan ayrı, varsa taraf tanıklarının mümkün olduğunca keşif mahallinde hazır edilerek dinlenilmesi, tanıklardan zilyetlik konusunda kapsamlı bilgiler alınması, taşınmazların niteliği gereği uzman ziraat mühendisinin görevlendirilerek tescili istenen yerlerle ilgili olarak toprağın sınıfı, kuru ve sulu durumu hakkında bilimsel içerikli rapor istenmesi, bu tür davalarda jeolog bilirkişi dinlenmesine gerek olmadığından ve davaların en az masrafla en kısa sürede bitirilmesi amaçlandığından keşif heyetine bu sıfatı taşıyan bilirkişilerin alınmaması, tüm bu bilgi ve saptamaların keşfi izlemeye, infazı sağlamaya elverişli tapu fen memuru yetki ve yeteneğine haiz uzman bilirkişiye düzenlettirilecek ölçekli ve koordinatlı rapora yansıttırılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.