10. Hukuk Dairesi 2017/4583 E. , 2018/10642 K.
"İçtihat Metni".....
Dava, 01.08.1980-20.08.1996 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamında "....davacının 20.04.1982-20.08.1996 tarihleri arasındaki dönemde, kendi nam ve hesabına çalışmasına ilişkin yaptığını iddia ettiği iş yada işyeri ile ilgili kayıtlar araştırılarak, oda kayıtlarının mevcudiyeti karşısında, yapılan işin vergi muafiyeti kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilerek, 1479 sayılı Yasanın 26. maddesinde düzenlenen, “sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz” kamusal yapısı gereği yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, varılacak sonuç uyarınca, açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirme yapılıp, davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gereken dönem, kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde belirlenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi " gerektiği belirtilmiştir.
Davanın yasal dayanağı; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayıl..... Geçici 7. maddesindeki; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler.” düzenlemesi ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereği .....sayılı Kanunun 24 ve 25 maddeleridir.
28.08.1996 tarihli giriş bildirgesi ile 20.08.1996 tarihinden itibare......sigortalısı olarak Kurumca tescil edildiği, 20.8.1996 tarihinden devam eden nakliyecilikten dolayı vergi, 23.7.1980 tarihinden devam eden şoforlükten dolayı oda kaydının mevcut olduğu 01.08.1980-20.08.1996 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkin eldeki davanın açıldığı, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde isteğin kabulüne karar verilmiş ise de faaliyet araştırmasına ilişkin celp edilen kayıtların çelişkili olduğu ve yetersiz araştırmaya dayalı karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, Mahkemece, 1479 sayılı Kanunun 26. maddesinde düzenlenen, “sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz” kamusal yapısı gereği yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, öncelikle 3.11.1958 doğumlu olan davacıya ait askerlik sevk ve terhisine ilişkin durum belgesi ve hangi tarihte ehliyet aldığına ilişkin kayıtların ilgili kurumlardan celp edilerek, davacının, kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığının tespiti için, davacıya maddi delilleri olup olmadığı sorularak, varsa bunları mahkemeye sunmak üzere davacıya önel verilmeli, davacı araç kiralama yoluyla taşımacılık yaptığı, bu kapsamda kiralama sözleşmelerinin bulunup bulunmadığı, hangi araçların kiralandığı, kiralanan araçların vasıflarının neler olduğu yolcu taşımaya uygun olup olmadığı, araç sahibinin ne iş yaptığı, uyuşmazlık konusu dönemde davacı adına kesilmiş trafik cezası bulunup bulunmadığı, davacının gerçekten kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının nasıl olduğu, emniyet, trafik sicili, zabıta, vs. marifetiyle araştırılmalı, oda aidatı ödeyip ödemediği, hazirun cetvellerinde yazılı olup olmadığı sorulmalı; odadaki kaydın gerçek bir çalışmaya ilişkin olup olmadığı; hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konularak, yine davacının af kanunları kapsamında geçmişe yönelik prim ödemeleri araştırılıp, sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre/süreler kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde ortaya konarak yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......