19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3339 Karar No: 2015/15770 Karar Tarihi: 30.11.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/3339 Esas 2015/15770 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2015/3339 E. , 2015/15770 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü - K A R A R - Davacı, davalının kendisi hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, ancak takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığını, zira bu senedin davalıdan zaman zaman almış olduğu borç paraların teminatı olarak ve boş olarak verilmiş olduğunu, borcunu davalının pos makinasından kredi kartı ile ödediğini, ancak davalının kendisini oyalayarak senedi iade etmediğini belirterek takibe konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı iddialarının doğru olmadığını, dava konusu bononun bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olduğunu, davacının bedelsizlik iddiasını kesin delillerle ispat etmesi gerektiğini, davacının kredi kartı ödemelerinin müvekkiline ait kuyumcu dükkanından yapmış olduğu alışverişlere ilişkin olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; davalının ticari defterlerinde dava konusu senede ve davacıya ait borç kaydına rastlanmadığı, davalının, bu kredi kartı ödemelerinin başka bir borca ilişkin olduğunu kanıtlayamadığı, dolayısıyla bu ödemelerin dava konusu senet borcuna mahsuben yapıldığının kabul edildiği, buna göre davalının dava konusu senet nedeniyle davacıdan alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Yargılama sırasında davacı kendisini vekille temsil ettirmediği halde, davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus tekrar yargılama yapmayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 5236 sayılı kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, ""Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, "" şeklindeki bendin hükümden çıkarılmasına, hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.