10. Hukuk Dairesi 2016/13648 E. , 2018/10634 K.
"İçtihat Metni"............
Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
24.10.1984 tarihinde kurumca vergi kaydına dayalı olarak 30.7.1984 tarihi itibariyle, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edilen ve (30.7.1984-31.12.1984),(30.7.1991-31.12.1991),(21.4.1993-devam) vergi kaydı, 1.10.1993 tarihinden devamla oda kaydı ve 7.10.1993 tarihinden devamla sicil kaydı olan davacının 19.2.2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, Kurumun bu talebi toplam 7441 gün hizmeti olması nedeni ile reddettiği, Kurumun, davacıyı 19.2.2013 tarihli sigortalılık bilgilerinden anlaşılacağı üzere 30.7.1984 tarihinden başlayıp devam eder şekilde 28 yıl 7 ay 1 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak kabul ederken, 19.2.2013 tarihli ........sigortalık belgesine göre vergi kaydı, oda ve sicil kaydına göre (30.7.1984-31.12.1984), (30.7.1991-31.12.1991), (21.4.1993-30.3.2013) tarihleri arası sigortalı olacak şekilde tescilini güncellenmesi üzerine vergi, oda ve sicil kaydının olmadığı dönemde de sigortalılığının tespiti ve yaşlılık aylığı talepli eldeki davanın açıldığı mahkemece; isteğin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
1-1.1.1985-31.8.1990 dönemi yönünden;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.10.2001 gün ve 2001/671-685 sayılı kararında da açıkça belirtildiği gibi icraen primleri tahsil edilen dönemde davacının ..........sigortalılığının geçerliliği kabul edilmelidir.Hukuk Genel Kurulu"nun 01.10.1997 gün ve 1997/10-578-758, 03.12.2008 gün ve 2008/1-732-736, 23.05.2001 gün ve 2001/21-420-430, 11.11.2009 gün ve 2009/10-412-510 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin primler Kurumca tahsil edilip uzun süre kullanılmış ise, bu halde davalı Kurum"un yapmış olduğu iptal işleminde iyiniyetli olduğu kabul edilemez.
Davacının vergi, meslek kuruluşu ve esnaf sicil kaydı olmayan 31.12.1984-30.7.1991 ve 31.12.1991-21.4.1993 tarihleri arasında kalan dönemde 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabulü mümkün değildir. Ancak, davacının ....... Müdürlüğünün 1991/179 sayılı icra dosyasına 30.7.1984-31.8.1990 tarihleri arası dönem yönünden 1991 tarihinde 5 adet icraen prim ödemesi yaptığı bu bağlamda bu dönem yönünden isteğe bağlı sigortalı olarak mahkemenin kabulü isabetlidir.
2)31.8.1990 tarihinden sonrası dönem yönünden;
Davacıya ait bağkur hesap dökümlerinin incelenmesinde ise 1992 yılında prim ödemesi olup 1992 affından yararlanarak af tarihine kadar primleri ödemiş ise tahsil edilen primler davalı Kurum tarafından uzun süre kullanılmış olacağından Kurumun bu süreyi iptal etmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağından bu süreyi de sigortalılık süresi olarak kabul etmek gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1.10.1997 gün ve 1997/10-578 Esas, 1997/758 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Bu nedenle, uyuşmazlık konusu 31.8.1990 tarihinden af tarihine kadar primlerin 1992 affı ile tahsil edilip edilmediği araştırılarak, tahsil edildiğinin tesbit edilmesi halinde davacının primleri tahsil edilen ve Kurum tarafından uzun süre kullanılan uyuşmazlık konusu olan af tarihine kadar 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğunun tesbitine karar verilmelidir.
1992 tarihinde yapılan ödeme af kapsamında değilse 30.7.1991-31.12.1991 tarihleri arası zorunlu sigortalılık süresi primleri dışında kalan kısmı ödeme tarihinden itibaren ileriye dönük isteğe bağlı sigortalı olabileceği gözetilerek tahsis koşuları irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...........