16. Ceza Dairesi 2015/1334 E. , 2017/4120 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, Dolandırıcılık
Hüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı:
1-TCK"nın 220/1, 62/1, 53/1, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2-TCK"nın 157/1, 43/1, 62/1, 53/1, 52/1-2. maddeleri uyarınca mahkumiyet.
3-TCK"ın 54. maddesi uyarınca müsadere.
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükmedilen cezaların süresine göre bir kısım sanıklar müdafii Av...."in duruşmalı inceleme talebinin CMUK’un 318. maddesine göre oybirliğiyle REDDİNE,
I-Tüm sanıklar hakkında dolandırıcılık ve sanıklar ... ve ... haklarında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
TCK"nın 220. maddesinde tanımlanan "örgütün" varlığının kabul edilebilmesi için hiyerarşik ilişki içinde olan en az üç kişiden teşekkül etmesi, örgütün yapısının sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan belirsiz sayıda suçları işlemeye elverişli bulunması, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme ile işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket etmesi ve bu amaçlar doğrultusunda faaliyette bulunup, "devamlılık" göstermesi gerekir.
Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil iştirak iradesinden söz edilebilecektir. Ancak, amaçlanan suçları işlemede kolaylık sağladığı için işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan örgütün varlığı için, amaç suçları işleme zorunluluğu olmadığı da dikkate alındığında, devamlılığın belirlenmesi noktasında yalnız amaç suçların sürekli bir şekilde işlenmesi değil, öncelikli olarak, amaç suçları sürekli biçimde işleme kararlılığının mevcut olup olmadığının araştırılması zorunludur.
Örgüt soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır.
Somut olayda, iletişimin tespiti tutanakları, Tüketici ve Rekabetin Korunması Müdürlüğünce hazırlanan suç duyurusu raporu, ele geçen materyallere ilişkin değer tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre; merkezi yurtdışında olan ve Uluslararası çapta faaliyet gösteren suç örgütünün Türkiye"deki faaliyetlerini yöneten sanıklar ... ve ... yöneticiliğinde Mardin ve Batman illerinde de örgütsel faaliyette bulunmak üzere bir araya geldikleri, merkezi ve bağlantıları yurtdışında bulunan oluşuma bağlı olarak Türkiye"de Ouest.Net Network Marketing isimli piramidal yapıda kurulan sistem üzerinden yürütülen faaliyetlerde, mağdurlarla eğitim adı altında ikna toplantıları yaparak aylık yüksek bir kazançları olabileceğini vaad ettikleri, sisteme ticari bir görüntü vererek meşruiyet kazandırmak amacıyla internet sitesi üzerinden kolye, saat gibi eşyalar ile tatil paketlerini değerinin çok üzerinde fiyatlarla satışını yaparak üye kaydı yaptıkları, sistemin yeni üye olanlarca başka kişilerin aynı yöntemlerle üye yapılması suretiyle yürütüldüğü, sanıkların eylemli işbirliği içinde oldukları, yönetici konumunda olup eylemlere katılacak kişileri de belirledikleri, kazançtan pay aldıkları, aralarında gevşek bile olsa bir hiyerarşi yapı bulunduğu anlaşılmakla eylemlerinin atılı suç örgütü kurmak, yönetmek ve dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamede yer alan bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.
Dolandırıcılık suçunun niteliği gereği mağduru belli olmayan suç olarak kabulüne yasal imkan bulunmadığından sanıkların her bir mağdura karşı işledikleri sabit olan dolandırıcılık suçundan mağdur sayısınca cezalandırılmalarına karar vermek gerekirken, olayda yasal şartları ve uygulanma yeri bulunmadığı halde tek suçtan verilen cezanın TCK"nın 43/1. maddesi gereğince artırılması ile yetinilmesi ve sanıkların örgüt yapılanmasındaki konumları ile müsnet suçun işlenmesinde eylemlerinin sonuca olan katkısı gözetildiğinde temel cezanın belirlenmesinde suç örgütü kurmak ve yönetmek suçundan asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayin edildiği halde dolandırıcılık suçundan asgari hadden eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
TCK"nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili bir kurum olup, bu konunun gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, gerekse Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı gözetilerek kurulan hükümlerde anılan maddenin, ayrıca Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafiilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
1-Örgüt üyelerine talimat verme, inisiyatif kullanma gibi herhangi bir yöneticilik faaliyeti tespit edilemeyen sanıkların, sistemin tanıtılması ve yeni üye kazandırılması yönündeki faaliyetlerin belli ofislerde ve süreklilik arz eder biçimde gerçekleştirilmesi ile sanıklar ... ve ..."nun talimat ve bilgileri doğrultusunda para transferi gerçekleştirmekten ibret eylemlerinin TCK"nın 220/2. maddesinde düzenlenen suç örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın, gerekçede örgüt üyesi oldukları kabul edildiği halde örgüt yöneticiliğinden hüküm kurulmak suretiyle gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluşturulması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 18.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.