19. Hukuk Dairesi 2014/18757 E. , 2015/15765 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 21. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2014
NUMARASI : 2011/383-2014/186
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.F. A. Ö. ile davalı vek.Av. C. K. gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin aynı zamanda davalının eski eşi olan kız kardeşi S. Yı. P.n borç para aldığını ve yurt dışından getirmesi için mal siparişi verdiğini, müvekkilinin borç ve siparişlere karşılık olarak davalıya vade ve düzenleme tarihleri boş bırakılmış halde 35.000 YTL ve 48.300 YTL olmak üzere iki adet teminat senedi verdiğini, müvekkilinin bu bonolara karşılık davalıya ve davalının eşi müvekkilinin kızkardeşi olan S. Y. toplamda 48.072 TL ile 19.990 USD ve 6.680 Euro ödeme yaptığını, fazladan ödeme yapılmasına rağmen teminat olarak verilen bonoların geri alınamadığını, davalı ile müvekkilinin kız kardeşi boşanınca davalının bonoların tanzim ve vade tarihlerini gerçeğe aykırı olarak doldurarak icra takibine konu yaptığını ileri sürerek, bonoların ödenmiş olması nedeniyle müvekkilinin bu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine, bonoların ve icra dosyasının iptaline, davalı sözkonusu ödemelerin bonolarla ilgisinin olmadığını savunursa bu ödemelerin faiziyle birlikte davalıdan istirdatına, % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 8.000 TL üzerinden açılan davanın senetlerinin toplam bedeli (83.300 TL) üzerinden ıslah edilerek, menfi tespit istemi 75.300 TL daha artırılarak, harcı da yatırılmıştır.
Davalı vekili, davacının iddialarının çelişkili olduğunu, ödemelerin bonolarla ilgisinin bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin boşanmış olduğu S. Y. gönderilen ödemelerin kabul edilemeyeceğini, senetlerin TL üzerinden düzenlendiğini ve iddiaya konu ödemelerin tamamının bonoların tanzim tarihinden (2010) öncesine (2006,2007,2008) ait olduğunu, şahit dinlenmesine muvafakatlarının olmadığını, kaldı ki tanık olarak gösterilen Sevil Yılmaz"ın müvekkilinin boşandığı eski eşi olup tarafsız olmasının beklenemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile davacının tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde, işin niteliğine, tarafların durumuna göre, işin senede bağlanması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlem ve yakın akraba arasındaki hukuki işlem nedeni ile tanık dinlenmesi kararı verilmiş ve taraf tanıkları dinlenmiş, grafoloji raporu ile de eskiden verilen senedin sonradan doldurulduğunun anlaşıldığı, senet bedellerinin ödendiği gerekçeleri ile davacının icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 35.000 TL ve 48.300 TL miktarlı, diğer kısımları boş bırakılıp imzalanmış olan ve teminat amacıyla verildiği iddia edilen bonoların davalı tarafça sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
.../...
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 290. maddesine göre; ""Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı delil olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler kanunda belirtilen miktardan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz"". Aynı Kanun"un 293. maddesinde de öngörülen şahit dinlenebilecek haller senet verilen olaylarda uygulanamaz. Hal böyle olunca, somut olayda tanık dinlenmesi usul ve yasaya aykırıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 592. maddesi uyarınca açığa senet düzenlenmesi mümkün olup bu şekilde düzenlenen senetlerin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasında bulunan tarafın bu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekmektedir. Kaldı ki, yapılan ödemelerin de senetlerin tanzim tarihinden önceki tarihli olduğu dosya içeriği ile sabittir. Kabul biçimi itibariyle de, davacı tarafından harcı tamamlanan toplam dava değeri olan 83.300 TL dikkate alınmadan karar ve ilam harcına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
Mahkemece tüm bu yönler gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.