Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/7352
Karar No: 2017/4119
Karar Tarihi: 22.05.2017

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/7352 Esas 2017/4119 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan yargılanmıştır. İlgili mahkeme, sanığın toplum açısından tehlikeli olmadığına karar vermiş ve tedavisinin tamamlandığını açıklamıştır. Ancak, infaz savcılığı hakkında tedbir uygulanmasını ve sanığın 5 yıl boyunca 3 ayda bir kontrollerinin yapılmasını talep etmiştir. İtiraz üzerine, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi kararında hataya düşmüştür. Çünkü, kanun gereği tıbbi kontrol ve takip süresi zarfında kişinin toplum açısından tehlikeliliğinin artması halinde yeniden tedbir uygulanabileceği belirtilmiştir. Ancak, tıbbi kontrol ve takip süresinin bitiminde kişinin şifa bulduğu tespit edildiği durumlarda yeniden tedbir uygulanamayacağı unutulmuştur. Bu nedenle, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan itirazın reddi yanlış ve bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Madde Açıklamaları:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 32/1. maddesi: \"Fiilin unsurları oluşmakla birlikte, kanunda öngörülen cezaya bağlı olmadığından ceza verilmesine yer olmadığı hallerde mahkûmiyet kararı verilmez.\"
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 57. maddesi: Koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik
16. Ceza Dairesi         2016/7352 E.  ,  2017/4119 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 24.11.2016 tarihli Kanun Yararına Bozma yazısı ve ekindeki Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 08.11.2016 tarihli yazılarıyla terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 32/1. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına, anılan Kanunun 57. maddesi gereğince yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına dair, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin (Kapatılan CMK 250. madde ile görevli) 30.12.2009 tarihli ve 2009/212 esas, 2009/334 sayılı kararının infazı sırasında, hükümlünün 31.03.2010 tarihli sağlık kurulu raporunda toplum açısından tehlikeliliğinin önemli ölçüde ortadan kalktığı, 5 yıl süre ile 3’er aylık aralıklarla en yakın tam teşekküllü bir devlet hastanesinde kontrol muayenelerini yaptırmak kaydıyla taburcu edilebileceğinin belirtilmesi üzerine, raporda belirtilen şekil ve süre koşuluyla sanığın taburcu edilmesine dair aynı Mahkemenin 02.04.2010 tarihli ve aynı sayılı ek kararı sonrasında, hükümlünün 5 yıl süre ile kontrollerinin yapıldığı ve alınan son raporunda sosyal şifa halinde olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle infazın devam edip etmeyeceğine karar verilmesi yönünde infaz savcılığınca talepte bulunulması üzerine, hükümlü hakkında tedbir uygulanmasına, 5 yıl süre ile 3’er aylık periyodlarla kontrollerinin sağlanması için en yakın tam teşekküllü sağlık kurumuna sevkine dair İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.03.2016 tarihli ve 2009/212-334 sayılı ek kararına vaki itirazın reddine ilişkin İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.05.2016 tarihli ve 2016/494 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, hükümlü hakkındaki 31.03.2010 tarihli sağlık kurulu raporuna istinaden 5 yıl süre ile 3’er aylık aralıklarla kontrolünün sağlanması için en yakın sağlık kuruluşuna gönderilmesine ilişkin tedbir süresinin dolduğu ve alınan en son 21.12.2015 tarihli sağlık kurulu raporunda hükümlünün sosyal şifa halinde bulunduğunun tespit edildiği, 5237 sayılı Kanunun 57. maddesinde yeralan "(1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar.
    (2) Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği
    kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilir.
    (3) Sağlık kurulu raporunda, akıl hastalığının ve işlenen fiilin niteliğine göre, güvenlik bakımından kişinin tıbbî kontrol ve takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise, bunun süre ve aralıkları belirtilir.
    (4) Tıbbî kontrol ve takip, raporda gösterilen süre ve aralıklarla, Cumhuriyet savcılığınca bu kişilerin teknik donanımı ve yetkili uzmanı olan sağlık kuruluşuna gönderilmeleri ile sağlanır.
    (5) Tıbbî kontrol ve takipte, kişinin akıl hastalığı itibarıyla toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı anlaşıldığında, hazırlanan rapora dayanılarak, yeniden koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Bu durumda, bir ve devamı fıkralarda belirlenen işlemler tekrarlanır.” şeklindeki düzenlemeye nazaran, tıbbi kontrol ve takip süresi zarfında ancak kişinin toplum açısından tehlikeliliğinin arttığının tespiti üzerine hakkında yeniden koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbirine hükmedilebileceği, tıbbi kontrol ve takip süresinin bitiminde kişinin şifa bulduğunun tespiti halinde hakkında yeniden tedbire hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Gerekçesiyle İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.03.2016 tarihli kararına yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.05.2016 tarihli ve 2016/494 D. İş sayılı kararını bozulmasını talep etmiştir.
    SONUÇ VE KARAR:
    Kanun yararına bozma isteminin infaz aşamasına ilişkin olması karşısında 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi hükmüne, 26.02.2016 tarih ve 29636 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.02.2016 tarih ve 2016/1 sayılı kararındaki iş bölümüne göre, kanun yararına bozma istemini inceleme görevi Yüksek 1. Ceza Dairesine ait olmakla Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye GÖNDERİLMESİNE, 22.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi