23. Hukuk Dairesi 2014/1088 E. , 2014/5732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara (Kapatılan) 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2011/540-2013/252
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, davalı kooperatifin 16.10.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında üyelerin bazılarının kabul etmemesine rağmen çoğunluk oyuyla site yönetim planı kabul edildiğini, site yönetimine geçilmesi için oybirliğiyle karar alınması gerektiğini, tasfiye halindeki kooperatifin tasfiye işlemleri için uzun süre işlem yapılmadığını, tasfiyenin bir an önce tamamlanabilmesi için, yönetimde görev yapan kişilerden farklı olarak tasfiye kurulu atanması gerektiğini, site yönetim planında arsa payı ne olursa olsun ödemelerin aynı oranda alınmasının hukuka uygun olmadığını ileri sürerek, olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, kararlarda muhalefet şerhinin bulunmadığını, toplantı esnasında sunduğu ekli dilekçenin, fikir ve temennilerini içerdiğini, kararların hukuka aykırı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava konusu edilen 16.10.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının tek esas maddesinin bulunduğu, site yönetim planının görüşülerek karar altına alınması hususunun karara bağlandığı, yapılan oylama sonucunda yönetim planının oyçokluğu ile kabul edildiği, davacının muhalefetinin bulunduğu, karara ret oyu kullanıp, gerekçeli muhalefet şerhini divan başkanlığına verdiği ve tutanağa geçirttiği, kabul edilen yönetim planının Kat Mülkiyeti Kanunu"na paralel olarak düzenlendiği, tasfiye haline giren bir kooperatifte genel kurulun görev ve yetkilerinin, tasfiye memurlarınca yapılmayan işlerle sınırlı olduğu, tasfiye işleri ile ilgili hususlar hakkında karar vermek üzere genel kurulların tasfiye memurları tarafından toplantıya çağrılacağı, anasözleşme ile özel bir nisap belirlenmemiş ise tasfiye halinde kooperatiflerin genel kurullarında nisap aranmayacağı, kararların oyçokluğu ile alınabileceği, yönetim planının hazırlanması, kabulü ve değiştirilmesi için 634 sayılı KMK"nın 12/b maddesi ile 28. maddesi hükümlerine göre kat maliklerinin tamamının katılımının gerektiği, oysa dosya kapsamında bazı bağımsız bölüm maliklerinin kooperatiften istifa ettikleri, dolayısıyla genel kurul toplantısına katılmadıkları, keza 69 ortaktan da 29"unun toplantıya katılmadığı dikkate alındığında, yönetim planının tüm bağımsız bölüm malikleri tarafından da imzalanmadığının anlaşıldığı, Kat Malikleri Kurulu"nda görüşülmesi gereken site yönetim planının, kooperatif genel kurulunda görüşülüp karara bağlanmasının söz konusu olamayacağı, 16.10.2011 tarihli genel kurulda alınan kararların kanun, anasözleşme ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu, anılan genel kurulun 4. maddesinde alınan tüm kararların iptali gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 16.10.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 4. maddesinde alınan kararların iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, olağanüstü genel kurulda alınan kararların iptali ile davalı kooperatifin tasfiyesinin tamamlanması için tasfiye kurulu atanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece olağanüstü genel kurulda alınan 4. madde yönünden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemler yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, dava kısmen kabul edildiğine göre, HMK"nın 326/2. maddesi uyarınca, her iki tarafın da kısmen haklı çıktığı gözönüne alınarak, yargılama giderlerinin kabul ve ret oranlarına göre paylaştırılması, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin tamamının davalıdan alınması ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.