23. Ceza Dairesi Esas No: 2016/11482 Karar No: 2016/8445 Karar Tarihi: 29.09.2016
Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/11482 Esas 2016/8445 Karar Sayılı İlamı
23. Ceza Dairesi 2016/11482 E. , 2016/8445 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık, tehdit ve kasten yaralama suçundan şüpheliler .... isimli şahıs hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/11/2015 tarihli ve 2015/74426 soruşturma, 2015/101372 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin... 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 08/12/2015 tarihli ve 2015/3684 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15.05.2016 gün ve 3752-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.06.2016 gün ve 2016/219861 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteminde; Dosya kapsamına göre, şikâyetçinin, şüphelilerin kendisini dolandırdığı, tehdit ettiği ve yaralamaya teşebbüs ettiği iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu şüpheliler hakkında dolandırıcılık suçunun yasal unsurları oluşmadığı sorunun hukuki ihtilaf mahiyetinde bulunduğu, diğer suçlar yönünden ise müştekinin soyut iddiası dışında delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/11/2007 tarihli ve 2007/9636-9375 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini hiç yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, müşteki tarafından öne sürülen iddia ile ilgili olarak şüphelinin savunmasının alınması, tanıkların dinlenmesi, müştekinin dosyaya sunmuş olduğu faturalar üzerinde gerekli araştırmanın yapılarak bahse konu telefonları kimlerin kullandığının ve ödenen telefon faturasının kime ait olduğunun araştırılarak olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmesi karşısında, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden... 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 08.12.2015 tarih, 2015/3684 D.İş. sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 29/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.