Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacılar payına takdir edilen karşılığın artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın hak düşürücü süreden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacılar payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın hakdüşürücü süreden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Taşınmazın; 3194 sayılı Yasanın 8. ve 2981 sayılı Yasanın 10/c maddeleri uyarınca imar uygulamasına tabi tutulması sonucunda davacılar murisine ait 2644 m2"den 710,26 m2 Düzenleme Ortaklık Payı kesintisi yapıldıktan sonra kalan 1933,74 m2"lik alandan 1390,20 m2 için muhtelif imar parsellerinde yer tahsis edildiği, 543,54 m2"nin ise bedelsiz yola terkin edildiği anlaşılmıştır. 3194 sayılı İmar Kanununun 17/son maddesince "bedellere itiraz şekilleri 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununu hükümlerine göre yapılır" hükmü yer almaktadır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25.maddesi gereğince hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi için noter marifetiyle yapılan tebligatla başlar. Olayımızda imar uygulaması ve bedele dönüştürme işlemi davacılar murisine tebliğ edilmemiştir. Bu durumda hak düşürücü süre söz konusu değildir. Zaten ihtilaf da taşınmazın aynına yöneliktir. Bu nedenle davanın esasına girilerek öncelikle taraflardan ve ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden dava konusu taşınmaza ait özel parselasyon krokisi olup olmadığı sorulup, var ise ilgili kroki ve belgeler getirtildikten sonra taşınmaz başında keşif yapılıp ve özel parselasyon haritası zemine uygulanarak ve gerektiğinde tanık da dinlenmek suretiyle taşınmazda 2942 sayılı Kanunun kısmi kamulaştırma ile ilgili 12/5 maddesi uyarınca fiili taksim yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise davacıya ait bölümün bulunduğu yerin kamulaştırmasız el atıldığı iddia edilen yerde kalıp kalmadığı tespit edilip, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davaclar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.