12. Hukuk Dairesi 2016/11182 E. , 2017/5773 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili, icra mahkemesine başvurusunda, takip dışı (3. kişi) davalı ...."nin, 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğunu ileri sürerek davalının, takibe konu borç tutarı olan 5.995.614,53 TL kadar tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin gerekçeli kararında; alınan detaylı 1. ve 2. bilirkişi raporları, incelenen icra dosyası ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz tarihi olan 11.03.2013 tarihinde (takip dışı) davalı ...."nin, takip borçlusu ... A.Ş"ye borcunun bulunmadığı tespit edildiğinden …. davacının tazminat talebinin reddine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bir mahkeme kararının gerekçesi o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar. Kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp, değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK"nun 27. ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2011/6-18 Esas-2011/30 Karar sayılı, 05.12.2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29/4 sayılı kararları).
Dava dosyasının incelenmesinde;
- 14.01.2014 tarihli 1. bilirkişi raporunda; davalı ...."nin ticari defterlerinin incelendiği ve 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 11.03.2013 tarihi itibariyle takip borçlusu ... A.Ş."nin, davalı ...."ye 7.815.132,99 TL borcu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
- 09.06.2014 tarihli 2. bilirkişi raporunda; takip borçlusu ... A.Ş".nin ticari defterlerinin incelenmesi sonucu; davalı ...."nin ticari defterleri ile takip borçlusu ... A.Ş."nin ticari defterlerinin uyumsuz olduğunun tespitine yer verildikten sonra;
-- takip borçlusu ... A.Ş."nin ticari defterleri nazara alınacaksa, 11.03.2013 tarihi itibariyle borçlu ... A.Ş."nin davalı ...."den 4.934.421,33 TL alacaklı olduğu,
-- kesin hak ediş raporları nazara alınacaksa, 05.03.2013 tarihi itibariyle takip borçlusunun, davalıdan herhangi bir alacağının kalmadığı,
-- yukarıdaki iki ihtimalin de kabul edilmemesi halinde, davalı ...."nin ve takip borçlusu ... A.Ş."nin ticari defterlerinin birlikte incelenerek bir sonuca gidilmesi gerektiği belirtilmiştir.
- 06.11.2014 tarihli olup, 2. bilirkişi raporunu tanzim edenlerce hazırlanan ek raporda;
-- davacının, 09.06.2014 tarihli bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmesinde, bir kısım belge ve bilgilerin toplanmasının takdirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiş,
-- davalı tarafın, 09.06.2014 tarihli bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmesi neticesinde ve bilirkişi raporunun sonuç kısmında (bilirkişi raporunda yapılan açıklamalar, hesaplamalar ve değerlendirmeler sonucunda hukuki durumun takdiri mahkemeye ait olmak üzere) 11.03.2013 tarihinde, takip borçlusu ... A.Ş."nin davalı ...."den herhangi bir alacağı olmadığı belirtilmiştir.
Somut olayda, mahkemece, tarafların iddia ve savunmalarına neden itibar edildiği yada edilmediği yönünde bir gerekçe oluşturulmadığı gibi, hangi bilirkişi raporuna neden itibar edildiği, tarafların ileri sürdüğü, ancak bilirkişi raporlarında takdiri mahkemeye bırakılmış hususlar hakkında neden araştırma yapılmasına gerek görülmediği hususlarında da gerekçe oluşturulmadığı görülmüştür.
O halde, mahkemece, 6100 sayılı HMK"nun 27. ve 297. maddelerine uygun olarak tesis edilmiş bir hüküm bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.