16. Ceza Dairesi 2015/6834 E. , 2017/4108 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Suç işlemek için örgüt kurmak ve yönetmek, üye
olmak ve örgüte yardım etmek, Tefecilik, Tehdit,
Yalan tanıklık
Hüküm : Sanık ...’ın TCK"nın 220/1, 53, 58/9, TCK"nın
241/1, 43, 52/1-2-3-4, 53/1, 58/9 ve 2 kez TCK"nın
106/2-d, 53, 58/9. maddeleri gereğince ve TCK"nın
106/2-c, 53, 58/9. maddeleri gereğince mahkumiyet,
yalan tanıklık suçundan CMK’nın 223/1-2-e maddesi
gereğince beraat, sanık ...’nin TCK"nın
220/2, 53, 58/9 ve TCK"nın 241/1, 43, 52/1-2-3-4,
53/1, 58/9. maddeleri gereğince mahkumiyet, sanıklar
... ve ... ’ın TCK"nın 220/2, 53,
58/9 ve TCK"nın 106/2-c, 53, 58/9. maddeleri
gereğince mahkumiyetleri, sanık ...’nin
TCK"nın 220/2, 53, 58/9. maddesi gereğince
mahkumiyet, tefecilik suçundan CMK’nın 223/1-2-e
maddesi gereğince beraat, sanık ...’ün
TCK"nın 220/2, 62, 53, 58/9 ve TCK"nın 241/1, 62/1,
52/1-2-3-4, 53, 58/9. maddeleri gereğince
mahkumiyet, sanık ...’ın tefecilik
suçundan CMK’nın 223/1-2-e maddesi gereğince
beraat, sanık ...’in TCK"nın 220/7-son,
62/1, 53, 58/6-7 ve TCK"nın 241/1, 62/1, 52/1-2-3-4,
53, 58/6-7. maddeleri gereğince mahkumiyet, yalan
tanıklık suçundan ceza verilmesine yer olmadığına,
sanıklar ..., ..., ..., ...’ın yalan tanıklık, sanıklar
... ve ...’ün tehdit suçundan
CMK’nın 223/1-2-e maddesi gereğince beraatleri
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin CMUK’nın 318. maddesi gereğince oybirliğiyle REDDİNE,
III. bendin 1. maddesinde açıklandığı şekilde dosya kapsamında örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak ve yardım etmek suçlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında dosyada mevcut iletişim tespit tutanakları CMK’nın 135/8. fıkrasında sayılan suçlardan bulunmayan tehdit ve tefecilik suçları bakımından yapılan incelemede dikkate alınmamıştır.
I-Sanıklar hakkında suç örgütü kurmak,yönetmek üye olmak ve yardım etmek, yalan tanıklık ve tehdit suçlarının nitelikleri itibariyle suçlardan doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan katılan Hazine vekilinin bu suçlardan açılan davalara katılmasına yasal olarak imkan bulunmadığından, hukukî değerden yoksun katılma kararı da hükmü temyize hak vermeyeceğinden, katılanın bu suçlar bakımından temyiz istemlerinin CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanıklar ... ve ... hakkında tefecilik suçundan kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
III-Sanık ... hakkında tefecilik, sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdur ...’a yönelik eylem nedeniyle tehdit suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin
kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar ve müdafileri ile Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Koşulları bulunmadığı halde sanıklar hakkında hükmolunan cezanın TCK’nın 58/9. maddesine göre çektirilmesine karar verilmesi,
2-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas - 2015/85 karar sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi lüzumu,
3-Sanık ... hakkında tefecilik suçundan kurulan hükümde 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik karşısında, infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde "adli para cezasının ödenmemesi durumunda ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine" dair ihtarat yapılamayacağının anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş olup hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükümlerden TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın bütünüyle çıkarılarak yerlerine "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53/1. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına" denilmesi ve TCK’nın 58/9. maddesinin uygulandığı bölümlerin hükümlerden çıkarılması ve sanık ... hakkında tefecilik suçundan kurulan hükmün f bendinin son satırının hükümden çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV-Sanıklar hakkında suç örgütü kurmak ve yönetmek, üye olmak ve yardım etmek, sanıklar ..., ... ve ... hakkında tefecilik, sanık ... hakkında mağdur ... ve ...’a yönelik eylemler nedeniyle tehdit suçunda kurulan hükümlere gelince;
1-TCK"nın 220. maddesinde tanımlanan "örgütün" varlığının kabul edilebilmesi için hiyerarşik ilişki içinde olan en az üç kişiden teşekkül etmesi, örgütün yapısının sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan belirsiz sayıda suçları işlemeye elverişli bulunması, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme ile işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket etmesi ve bu amaçlar doğrultusunda faaliyette bulunup, "devamlılık" göstermesi gerekir.
Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil iştirak iradesinden söz edilebilecektir. Ancak, amaçlanan suçları işlemede kolaylık sağladığı için işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan örgütün varlığı için, amaç suçları işleme zorunluluğu olmadığı da dikkate alındığında,
devamlılığın belirlenmesi noktasında yalnız amaç suçların sürekli bir şekilde işlenmesi değil, öncelikli olarak, amaç suçları sürekli biçimde işleme kararlılığının mevcut olup olmadığının araştırılması zorunludur.
Örgüt soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır.
Somut olayda sanık ... liderliğinde biraraya gelen sanıkların tefecilik suçunu işlemek için örgüt kurdukları iddia ve kabul olunmuş ise de sanıklardan ...’nin sanık ...’ın avukatının yanında çalıştığı, icra takiplerine bu çerçevede yardımcı olduğu ve sürekli şekilde tefecilik suçuna iştirak etme iradesini gösteren herhangi bir delil bulunmadığı, sanıklar ..., ..., ... ve ...’in ise ayrı ayrı birer mağdura yönelik eylemlerde yer aldıkları ve aynı şekilde sürekli şekilde sanık ...’la sürekli suç işleme iradelerini gösterir bir delil bulunmadığı, sanık ... ile sanık ... dışında kalan diğer sanıklar arasında sürekli şekilde suç işleme iradesinin yanında hiyerarşik bir ilişki bulunduğunu ispatlayacak kesin delilin de tespit edilemediğinin anlaşıldığı dosya içeriğine göre unsurları oluşmayan örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak ve yardım etmek suçlarından sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerekirken yetersiz ve dosya içeriğiyle uyuşmayan gerekçelerle mahkumiyetlerine karar verilmesi,
2-Sanıklardan ...’nin mağdur ..., ...’ün mağdur ..., ...’in ise mağdur ...’ı sanık ...’a yönlendirerek faizle borç para almalarını temin edip, borç ödenmeyince ödenmesini sağlamak için girişimlerde bulundukları anlaşılan dosya içeriğine göre sanıkların eyleminin TCK’nın 39. maddesi yollamasıyla TCK’nın 241/1. maddesine uygun bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde cezalandırılmalarına karar verilmesi,
3-Sanık ...’ın mağdur ...’a yönelik tehdit eyleminin TCK’nın 106/1 1.cümle kapsamında bulunduğu, mağdur ...’a yönelik tehdit suçunu işlediği yönünde ise her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
4-Kabul ve Uygulamaya göre;
a-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas - 2015/85 karar sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden gözetilmesi lüzumu,
b-5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik karşısında, infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde "sanıklar hakkındaki adli para cezasının ödenmemesi durumunda ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine" dair ihtarat yapılamayacağının anlaşılması,
c-Örgüt mensubu olmayan sanıklar hakkında koşulları bulunmadığı halde
TCK’nın 58/9. maddesinin uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve müdafilerinin, katılan Hazine vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 24.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.