14. Hukuk Dairesi 2014/9251 E. , 2015/806 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 05.05.2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, maliki olduğu taşınmaza komşu davalıya ait 39 ada 34 parsel sayılı taşınmazda bulunan odunluk ve kuruluğun evinin cephesini kapattığını, davalının odunluk ve kuruluğun ikinci katını yıkacağını taahhüt ettiği halde taahhüdünü yerine getirmediğini, ikinci katın kal’ine ve davalının inşaat yaparken yıktığı duvarı eski haline getirmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafından taahhütnamenin kabul edilmediği, davacı tarafından da başka delil ileri sürülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi isteğine ilişkindir.
TMK m. 683"deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Taşınmaz malikinin katlanma yükümlülüğü tamamen mülkiyetin içeriğinden doğmaktadır. Mülkiyet geniş haklar, buna bağlı yetkilerin yanında, söz konusu ödevlerle birlikte bir bütündür. ... 35. maddesinde de mülkiyet hakkının kamu yararına sınırlandırılabileceği ve mülkiyet hakkının toplum yararına aykırı kullanılamayacağı öngörülmüştür.
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı, davalının inşa ettiği odunluk ve kuruluğun evinin cephesini kapattığını, bu nedenle aralarında yapının ikinci katının yıkılacağının kararlaştırıldığını, ancak davalının taahhüdünden vazgeçtiğini ileri sürerek odunluk ve kuruluğun ikinci katının yıkılmasını ve davalı tarafça kaldırılan, taşınmazlar arasındaki duvarın yeniden inşa edilmesini istemektedir. Bu durumda mahkemece yukarıda değinilen ilkelere göre davacının bir zarar görüp görmediğinin mahallinde keşif yapılarak tarafların gösterdikleri deliller de incelenip değerlendirilerek saptanması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.