Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2411
Karar No: 2020/394
Karar Tarihi: 05.02.2020

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/2411 Esas 2020/394 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan bir davada, davacı tarafından basın yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istendi. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Ancak Yargıtay, davacıya yönelik kişilik haklarının ihlal edilmediği gerekçesiyle kararı bozdu. Basın özgürlüğüyle kişilik hakları arasında çatışma durumunda, kamu yararı önemlidir ve basın bu yararı gözetmelidir. Haberin gerçek olması, toplumsal ilgi bulunması ve objektif sınırlar içinde yayınlanması da önemlidir. Mahkeme kararının bozulmasında da bu prensipler etkili olmuştur.
Kanun Maddeleri:
-Anayasa'nın 28. Maddesi
-5187 sayılı Basın Kanunu'nun 1. ve 3. Maddeleri
-Türk Medeni Kanunu'nun 24 ve 25. Maddeleri
4. Hukuk Dairesi         2017/2411 E.  ,  2020/394 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 19/06/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/04/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; ... Söz Gazetesi"nin 24/01/2014 tarihli sayısında müvekkili hakkında asılsız ithamlar içeren yayınlar yapıldığını, söz konusu haberler ile müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının haber yapma hakkını ve bilirkişilik kurumunu eleştirme hakkını davacıya hakaret etmeden de kullanılabileceği, davaya konu yazı nedeniyle davacının kişilik hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
    Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Davaya konu haber bir bütün olarak incelendiğinde; davacının eşinin taraf olduğu bir dava dosyasına davacı ile aynı fakültede görevli öğretim üyelerinin uzman görüşü niteliğinde bir rapor sundukları ve bunun üzerine raporu hazırlayan öğretim üyelerinin dosyanın diğer tarafı vekilince görev yaptıkları Üniversiteye şikayet edildikleri anlaşılmaktadır. Davaya konu haber bu yönü itibariyle görünür gerçeğe uygun olup haberin devamında bu olaydan yola çıkılarak hukuki konularda eleştiriler yapılmıştır. Yayında doğrudan davacıyı hedef alan ve davacının kişilik haklarını ihlal edici ifadelere de yer verilmemiştir. Davaya konu haber bu yönleri itibariyle eleştiri niteliğinde olup hukuka uygunluk sınırları davacı aleyhine aşılmamıştır.
    Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddedilmesi gerekirken kısmen kabulü doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi