3. Hukuk Dairesi 2014/485 E. , 2014/7031 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 25.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/09/2013
NUMARASI : 2012/304-2013/369
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, kaçak su kullanımı nedeniyle davalı hakkında 26.08.2011 tarihli Kaçak Su Kullanma Tutanağı düzenlendiği ve davalı şirket hakkında toplam 21.914,20 TL kaçak su bedeli tahakkuk ettirildiğini, bu bedelin tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara 19.İcra Müdürlüğü"nün 2012/171 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe ve borca itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kaçak su kullanıldığı iddia edilen adreste dava dışı Ö.. Ltd. Şirketi ile davacı idare arasında 808044 numaralı su aboneliği sözleşmesi bulunduğunu, dava dışı Ö..K.. Ltd Şirketi tarafından kullanılan yapının tahliye edilmesi üzerine bahse konu yere müvekkili şirketin taşındığını ve aynı abonelik üzerinden su kullanılmaya devam edildiğini, müvekkilinin kaçak su kullanmadığını belirterek davanın reddine ve davacı tarafın % 40 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 19.İcra Müdürlüğü"nün 2012/171 esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazının 13.382,32 TL asıl alacak ve 431,58 TL işlemiş faiz üzerinden iptaline, takibin 13.382,32 TL asıl alacak ve 431,58 TL işlemiş faizinin, faize faiz yürütülmeyecek şekilde takip tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte tahsiline imkan verecek tarzda devamına, fazla talebin reddine, icra inkar tazminatı talebinin yasal şartları bulunmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davalıya ait işyerinde yapılan kontroller sırasında, kurumun aboneliği olmadan, sayaçtan önce hat çekilerek kaçak su kullanıldığının tespit edildiği ve davalı hakkında 26.08.2011 tarihli Kaçak Su Kullanma Tutanağı düzenlendiği, bu tutanağa istinaden davalı aleyhine toplam 21.914,20 TL kaçak su bedeli tahakkuk ettirildiği, bu bedelin tahsili amacıyla Ankara 19.İcra Müdürlüğünün 2012/171 esas sayılı icra dosyası ile 21.914,20 TL asıl alacak ve 713,26 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 22.627,46 TL üzerinden 05.01.2012 tarihinde icra takibi başlatıldığı, 13.01.2012 tarihinde davalı borçlu tarafından borca itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında Jeoloji Yüksek Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 25.04.2013 tarihli Bilirkişi Raporunda, davacının talep edeceği tazminat miktarının 6.535,30 TL asıl alacak ve 210,76 TL faiz olmak üzere toplam 6.746,06 TL olduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece hükme esas alınan 25.06.2013 tarihli Ek Bilirkişi Raporunda davacının talep edeceği tazminat miktarının 13.382,32 TL asıl alacak ve 431,58 TL faiz olmak üzere toplam 13.813,90 TL olduğu belirtilmiş, mahkemece kök ve ek rapor arasındaki çelişki giderilmeden ek rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.
Yargılama sırasında bilgisine başvurulan jeoloji mühendisi bilirkişinin raporu doğrultusunda, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Rapor düzenleyen bilirkişinin, davanın konusunu oluşturan kaçak su kullanımı konusunda uzman olmadığı kuşkusuzdur. Ayrıca raporda kaçak su bedeli hesabının neye göre ve nasıl yapıldığı da anlaşılamamış, bu haliyle denetime elverişli bulunmamıştır.
Davacı vekili hükme esas alınan bilirkişi raporuna gerekçelerini de göstermek suretiyle ayrıntılı şekilde itiraz etmiştir. Mahkemece itirazlar karşılanmadan hüküm tesis edilmiştir.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular dikkate alınarak, mahkemece kaçak su kullanımı konusunda uzman olan mühendis bir bilirkişiden kanun ve yönetmelikteki esaslar da değerlendirilerek kaçak su kullanım bedelinin belirlenmesi yönünde, davacı vekilinin itirazlarını da karşılayacak ve raporlar arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde ayrıntılı, denetime elverişli rapor alınması ve edinilecek kanaate göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.