1. Hukuk Dairesi 2014/20715 E. , 2015/5895 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ÜNYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2014
NUMARASI : 2013/224-2014/61
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, davalılar ile birlikte kayden paydaşı oldukları 106 parsel sayılı taşınmazın uzun zamandan bu yana davalılar tarafından kullanıldığını, davacının yararlanmasına engel oldukları gibi, fındık gelirlerinden payı oranında herhangi bir ödeme de yapmadıklarını ileri sürerek 2008-2012 yılları için toplam 15.000,00-TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, kök muris H... K..."ın sağlığında çekişme konusu taşınmazı çocukları arasında taksim ettiğini, herkesin kendisine isabet eden yeri kullandığını, davacının babası Hüseyin"e verilen yerin davacının kardeşleri tarafından kullanıldığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, uzun süren kullanıma davacının ses çıkarmamakla zımnen muvafakat ettiği, ancak dava açmakla muvafakati geri aldığı, dava tarihine kadarki kullanım ariyet akdi niteliği taşıdığından davalıların ecrimisilden sorumlu olmayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu “tarla ve fındıklık” vasfında, 36.650,00 m2 büyüklüğündeki 106 parsel sayılı taşınmazın davacı, davalılar ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, 12.805,00 m² alanın davalı Mehmet tarafından, 3.518,00 m2 alanın davalı Ali tarafından kullanıldığı, davacının taşınmazda kullandığı bir yer bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır.
Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olayda; çekişmeli taşınmazda rızai taksim yapılmadığı gibi tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşmadığı da sabittir. Dinlenen davacı ve davalı tanık beyanlarına göre, davacının taşınmazda kullandığı ya da kullanabileceği bir yer bulunmadığı, ortak muris H... K... tarafından yapılan paylaşıma kimine az kimine fazla yer bırakıldığından mirasçıların rıza göstermediği ve bu konuda aralarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, taşınmaz fındık bahçesi niteliğinde olup intifadan men koşulunun aranmayacağı kuşkusuzdur. Her ne kadar davalılar bu ağaçların kendileri tarafından dikilip yetiştirildiğini savunmuş iseler de tüm dosya kapsamı ile bu iddialarını kanıtlayamadıkları görülmektedir.
Hâl böyle olunca; davalılarca kullanılan alan üzerinden ecrimisil belirlenerek bu miktardan davacının payına isabet eden ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.