23. Hukuk Dairesi 2014/1749 E. , 2014/5708 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2013/101-2013/688
Taraflar arasındaki ipoteğin tescili davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı B.. B.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan M.. T.. yararına aval vererek dava dışı T.C. Halk Bankası TAŞ"den kredi kullandırıldığını, davalı M.. E.. taşınmazı üzerinde müvekkili lehine 7.000,00 TL"lik ipotek tesis edildiğini, M.. E.. aleyhine başlatılan icra takibi sırasında ipoteğin 10.08.2001 tarihinde fek edildiğini öğrendiklerini, oysa ipoteğin fekkine dair yazı üzerindeki imzaların müvekkilinin temsilcilerine ait olmadığını, ipoteğin haksız fek edilmesi aşamasında işlem yapan tapu memurlarının gerekli özeni göstermemeleri nedeniyle davalılardan Hazine"nin de sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, haksız olarak fek edilen ipoteğin aynı bedelle tesciline, aksi halde icra dosyası alacaklarının 21.12.2005 tarihinden itibaren temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, davalılardan Hazine aleyhine açılan davanın reddine, ipoteğin tescili isteminin reddine, 7.000,00 TL"nin 20.12.2005 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı M.. T.."dan tahsiline dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 30.01.2012 günlü ilamı ile onanmıştır. Davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine, Dairemizin 20.12.2012 tarih ve 4998 E.,7563 K. sayılı ilamı ile, TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olduğu, hazinenin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, mahkemece davalı Hazine"nin TMK"nın 1007. maddesindeki kusursuz sorumluluk şartları olayda tartışılmadan yanılgılı biçimde yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre; terditli olarak açılan davada davacının ipotek kapsamındaki 7.000,00 TL"lik alacağının karşılanması gerektiği, temerrüdün 21.12.2005 olarak belirlenmesi karşısında gerek davalılardan M.. T.."un taşınmazın önceki maliki oluşu ve yararına kredi kullanılması sureti ile ipotek tesis edilmesi nedeni ile sorumluluğu, gerekse diğer davalı Hazine"nin (dava tarihi itibarı ile B.. B.., hüküm tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) ipotek fek işlemini yapan tapu memurlarının haksız ve hukuka aykırı eylemleri nedeni ile kusursuz sorumluluğu karşısında davacı alacağının bu iki davalıdan tahsili gerektiği, ipoteğin fekki yolunda işlem yapan tapu memurlarının gerekli özeni gösterip göstermediği fek işlemindeki bürokratik süreç gibi unsurlar ve bunlara ilişkin tarafların iddia ve savunmaları ile delillendirme isteğinin sonuç itibarı ile hazinenin kusursuz sorumluluğu Medeni Kanun"da açıkça belirtildiğinden ikincil planda kaldığı, memur işlemlerinin yerindeliği veya eksikliği, memurlarla illiyet bağı, kusurlu olup olmadıklarının araştırılmasının gerekmediği, ancak davacı zararından kusursuz sorumlu olan hazine hakkındaki davanın kabulüne ilişkin hükmün kesinleşip infazı halinde hazinenin görevli memurlara yönelik rücuan tazminat talebinde ve davasında bu unsurların delillendirilip araştırılması gerektiğinden yargılamanın genişletilmesi yoluna gidilmediği, ihbar olunan 3. kişiler R.. Ş.. ve M.. P.. yargılamaya katılıp beyan ve savunmada bulunmuşlar ise de, davalılar yanında davalı sıfatı ve müdahil olmadan yargılamayı takip ettikleri gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacı tarafın ipoteğin tescili talebi ve davasının reddine, davacı tarafın alacak talebi ve davasının kabulüne, 7.000,00 TL alacağın 21.12.2005 tarihinden işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalılar M.. T.. ve B.. B.."ndan (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) tahsiline, ihbar olunan R.. Ş.. ve M.. P.. hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 13/j maddesinde, Hazine"nin yargı harcı alınmasını gerektiren bütün işlemleri, harçtan müstesna işlemler olarak sayıldığından, mahkemece, bu hüküm dikkate alınarak, davalı Hazine"nin harçtan muaf tutulması ve davacının dava açarken peşin yatırdığı karar ve ilam harcının, yargılama giderleri içerisinde sadece diğer davalı M.. T.."a yüklenmesi gerekirken, bu davalı yanında diğer davalı Hazine"den de tahsiline hükmedilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle davalı Hazine yararına bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın “HÜKÜM” bölümünün 3. bendinden sonra gelen harçla ilgili paragrafında “davalılar M.. T.. ve B.. B..ndan (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı)” ibaresi hükümden çıkarılarak, yerine “davalı M.. T.."dan” ibaresinin yazılması, bu paragrafın altına ayrı bir paragraf olarak “Davalı B.. B.. harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına” ibaresinin eklenmesi, hükmün yargılama gideri ile ilgili paragrafının hükümden çıkarılarak, yerine "458,28 TL harcın davalı M.. T.."dan, 990,00 TL yargılama giderinin her iki davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine" paragrafının yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.