7. Ceza Dairesi 2016/22004 E. , 2018/8434 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5015 sayılı Yasaya Muhalefet
HÜKÜM : 5271 sayılı CMK"nun 231/10. maddesi gereğince açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak Davanın düşürülmesine
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin temyiz istemine yönelik incelemede;
23.06.2008 tarihli olay tutanağına göre eylemin 5607 sayılı Kanunun 3/1. fıkrası kapsamında kaldığı cihetle, suçtan doğrudan zarar görmeyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu"nun davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığı gibi katılmasına karar verilmesi de hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II- Suçtan Zarar Gören Gümrük Müdürlüğü vekilinin temyizine yönelik yapılan incelemede ise;
Sanık hakkında 5015 sayılı Yasaya muhalefet iddiası ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, 30.10.2008 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kaçağa konu eşyanın, gümrük kapısından veya sınırdan yurda sokulmak istenirken ya da hemen sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, eylemin Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında kalacağı ve katılma hakkının da Gümrük Müdürlüğüne ait olacağı cihetle kararın Gümrük Müdürlüğüne tebliğ edilmeden 07.01.2009 tarihinde kesinleştirildiği, akabinde denetim süresinde kasıtlı bir suç işlemediğinden bahisle dosya yeniden ele alınarak 28.04.2014 tarihli karar ile, CMK’nun 231/10. maddesi gereğince temyize konu hükmün kurulduğu anlaşılmakla,
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği nazara alındığında, sanığın eyleminin 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçunu oluşturduğu, bu suçtan doğrudan zarar görenin ise Gümrük Müdürlüğü olduğu, bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin
30.10.2008 tarihli hükme yönelik Gümrük Müdürlüğünün itiraz hakkının bulunduğu, ancak söz konusu karar anılan kuruma tebliğ edilmediği için henüz kesinleşmediği ve sanık hakkındaki denetim süresinin de başlamadığı, dolayısıyla CMK’nun 231/10. maddesi gereğince sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, suçtan zarar gören Gümrük Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.09.2018 tarihinde 1 nolu karar yönünden oy birliği, 2 nolu karar yönünden oy çokluğuyla karar verildi.
KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında, 5015 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün, suçtan zarar gören Gümrük Müdürlüğü vekilinin temyizi üzerine sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 30.10.2008 tarihli kararın, suç tarihi itibariyle suçtan zarar gören ve yokluğunda karar verilen Gümrük İdaresi’ne gerekçeli karar tebliğ edilmediği, yoklukta verilen kararın tebliğ edilmemesi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 30.10.2008 tarihli kararın usulüne uygun olarak henüz kesinleşmediği, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlememesi nedeniyle dosya ele alınarak CMK.nun 231/10. maddesi uyarınca davanın düşürülmesine dair 28.04.2014 tarihli kararın hukuki değerden yoksun yok hükmünde olması nedeniyle temyizi kabil bir karar niteliğinde olmaması karşısında, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi gereğince REDDİNE, 30.10.2008 tarihli kararın kesinleşmesi hususunun mahallinde takdir ve ifasına karar verilmesi yerine, yerel mahkemenin yok hükmünde olması nedeniyle temyize mümkün olmayan 30.10.2014 tarihli kararının bozulmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 10.09.2018