Esas No: 2015/3115
Karar No: 2016/1333
Karar Tarihi: 11.02.2016
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/3115 Esas 2016/1333 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada ...2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.11.2014 tarih ve 2004/1010-2014/249 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili ile asıl ve birleşen davada davalı ... İlteşim Hizm. A.Ş. vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.02.2016 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı asil ... ve vekili Av. ..., asıl ve birleşen davada davalı ... Hizm. A.Ş. vekilleri Av. ... ve Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davalı ... İl. Hiz. A.Ş.nin mevcut logosu üzerinden 3 boyutlu olarak tasarımlayarak oluşturduğu oyuncakların davalı şirketçe beğenilerek müvekkilinin...oyuncak markası ile ilgili lisans anlaşması içinde olduğu dava dışı şirkete bu ürünlerin üretimini yaptırdığını, bu tasarımının karşılığında herhangi bir bedel ödenmediği gibi davalı şirket tarafından tasarım müracaatında bulunulduğunu, tescil müracaatında tasarımcı olarak gösterilen davalı ..."ın tasarımlarla hiçbir ilgisinin olmadığını ileri sürerek, asıl davada 554 sayılı KHK"nin 19. maddesi uyarınca müvekkilinin dava konusu oyuncak bebeklerin tasarım hakkı sahibi olduğunun tespiti ile 2003/00179 tasarımın hakkı sahipliğinin müvekkiline devredilmesine, vaki tecavüzler nedeniyle 50.000 TL maddi ve 1.000.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle dava konusu oyuncak bebeklerin tasarım hakkı sahibi olduğunun tespitini, davalı şirket adına tescilli tasarımların müvekkiline devrini olmadığı takdirde hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini, davacı tasarımlarının benzeri bulunan davalı firma adına tescilli 5 adet markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, söz konusu fikri ürünlerin eser sahipliğinin müvekkiline ait olduğunun tespitini, eserlerden doğan mali ve manevi hakların ihlali ve haksız rekabetin tespiti ile tecavüzün durdurulması ve önlenmesini, 1.000.000,00 manevi ve 50.000,00 TL maddi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini, hükmün ilanını istemiştir. Birleşen davada ise, davalı şirket adına tescilli 5 adet markanın hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı ...Ş. vekili, 1996 senesinden beri mevcut olan ve ilk oluşturulduğu günden itibaren müvekkili şirketin hususiyetini yansıtan sinyal bebeklerin tasarım ve marka hakkının davalı şirkete ait olduğunu, davacının dava konusu tasarımların sadece üreticisi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı ... ise, dava konusu sinyal bebeklerin kendisi tarafından tasarlandığını savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; asıl davanın kısmen kabulüne dava konusu... ... ailesinin davalı şirket logosundan oyuncak üretilerek promosyon malzemesi olarak kullanılan...ailesinin işlenme eserler olduğunun tespitine, davacının FSEK kapsamında adın belirtilmesi manevi hakkının ihlali nedeniyle takdiren 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının FSEK 70/2 ve 70/3 maddeleri uyarınca talep ettiği maddi tazminat talebinin reddine, davalının TPE nezdinde tescilli çoklu tasarımının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine; birleşen davanın reddine, hüküm özetinin ilanına karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili ile asıl ve birleşen davada davalı ...Ş. vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin ise aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Asıl dava, 554 sayılı KHK"nın 19. maddesi uyarınca davacının dava konusu oyuncak bebeklerin tasarım hakkı sahibi olduğunun tespiti ile TPE nezdinde tescili yapılan ürünlerin tasarım hakkı sahipliğinin müvekkiline devredilmesi, vaki tecavüzler nedeniyle fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL maddi tazminata ve 1.000.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi istemlerine ilişkin olup; ıslah dilekçesiyle, davacının dava konusu oyuncak bebeklerin tasarım hakkı sahibi olduğunun tespiti ve davalı adına tescilli tasarımların davacıya devri olmadığı takdirde hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, davalı firma adına tescilli 5 adet markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ve söz konusu fikri ürünlerin eser sahipliğinin davacıya ait olduğunun tespiti, eserlerden doğan mali ve manevi haklarının ihlali ve haksız rekabetin tespiti ile tecavüzün durdurulması ve önlenmesi, 1.000.000,00 TL manevi tazminatın ve FSEK 68 nci maddesi kapsamında 50.000,00 TL maddi tazminatın ödenmesi, hükmün ilanı istenmiştir. Birleşen davada ise, marka hükümsüzlüğü talep edilmiştir.
Dosya içerisindeki delillerden davacının, dava dışı ...l"in tasarladığı mali ve manevi haklarının davalıya devredildiği ihtilafsız olan Turkcell logosundan istifade ederek "..." adı verilen promosyon ürünlerini tasarladığı, davacı tarafından sunulan 31.08.2001 tarihli teslim tutanağından davacı ile dava dışı ... Ürünleri Ltd. Şti. arasında lisans ilişkisi olduğu, davalı şirketin marka olarak tescil ettirdiği iki boyutlu karakterlerin üç boyutlu olarak üretimi konusunda, davacı tarafın çalıştığı adı geçen şirketle anlaşmaya varıldığı ve üretime başlandığı, ardından davalı tarafından marka ve tasarım tescilinde bulunularak dava konusu promosyon sinyal bebek ürünlerinin bir başka firmaya ürettirildiği, böylece davalı ile ... Ltd. Şti. arasındaki uyuşmazlıkların başladığı anlaşılmaktadır. Davacı yan talebini tasarım ve eser sahipliği ile haksız rekabet hükümlerine dayandırmıştır. Davalı ..."in davacı ve davacının bebek tasarımlarını teslim ettiği ve lisans verdiği şirket ile iş ilişkisine girdiği ve kendî rızası ile davacıya eser üzerinde işleme yaptırdığı belirlendiği, davalı tarafından davacıya yazılı bir izin verilmemişse de fiili ilişkinin yıllarca sürdürüldüğü anlaşıldığından aksini iddia etmenin TMK"nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil edeceği böylece işleme eser niteliğindeki davacıya ait FSEK 4/4 maddesindeki anlamda güzel sanat eseri olan sinyal bebeklerin oluşturulması hakkında davalı tarafından izin verildiğinden, dava konusu adı geçen eserler üzerinde davacının mali hakkının var olduğu kabul edilmelidir. Bu suretle, sinyal bebek ve sinyal bebek ailesi üzerindeki mali haklar davacıya ait olduğu halde, gerek taraflar arasındaki ilişkinin niteliği, gerek FSEK madde 52"ye uygun şekilde yazılı olarak işleme hakkına dair davacıya devir yapılmamış ve ruhsat tanınmamış olması, gerekse 554 sayılı KHK"nın 16. maddesi uyarınca tasarım hakkı sahibinin davalı ... olduğu gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
3- Davacı davada haksız rekabet hükümlerine de dayanmıştır. Mahkemece de kabul edildiği gibi herhangi bir fikrî ya da sınaî hakkın ihlâli çoğu zaman haksız rekabeti de bünyesinde barındırır. Davacıya ait işleme eser olduğu kabul edilen ve davalı tarafından ürettirilen promosyon sinyal bebeklerin davalı tarafından marka ve tasarım olarak tescilinin ardından davacının rızası bulunmaksızın bir başka firmaya ürettirilmesi sebebiyle davacının marka ve tasarım tescillerinin hükümsüzlüğüyle birlikte haksız rekabetin tespitini, tecavüzün durdurulmasını ve önlenmesini isteyebileceği kabul edilmelidir. Bu sebeple; eser olarak korunmakta olan bir ürünün, aynı zamanda Ticaret Kanununun haksız rekabet hükümlerine göre de korunamayacağı gerekçesiyle davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4- Davacı tarafından davada talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinin faiziyle birlikte tahsili istenmesine rağmen, hükmedilen manevi tazminata faiz işletilmemesi ve bu hususta bir gerekçeye yer verilmemiş olması doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davalıdan alınıp asıl ve birleşen davada davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 5.148,45 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ... Hizm. A.Ş."den alınmasına, 11.02.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Mahkemece iki ayrı bilirkişi kurulundan rapor aldıktan sonra, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için beş kişiden oluşturulan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılmış, ..."dan oluşan üçüncü bilirkişi kurulu, daha önce ibraz edilen bilirkişi kurulu raporlarını da değerlendirmek suretiyle, 24 sayfalık gerekçeli bilirkişi kurulu raporu düzenlemişlerdir.
İbraz edilen üçüncü bilirkişi kurulu raporunda sonuç olarak, davacının, maddi ve manevi hakları davalı şirkete ait olan sinyal bebek logosundan yararlanarak promosyon ürünü tasarladığını, bu tasarımın 554 sayılı KHK kapsamında korumadan yararlanabilmesi için yenilik ve ayırt edici niteliğinin olması gerektiğini, davacıya ait tasarımın yeni olduğunun söylenebileceğini, ancak davacının tasarımı ile davalıya ait logo arasında belirgin bir fark olmadığını, aksine benzerlik bulunduğunu, dolayısıyla tasarımın ayırt edici olmaması nedeniyle, tasarım korumasından yararlanamayacağını, bir an için 554 sayılı KHK kapsamındaki korumadan yararlanacağı kabul edilse dahi, taraflar arasında eser sözleşmesi olması sebebiyle, 554 sayılı KHK"nın 16. maddesine göre tasarım üzerindeki mali hakların davalıya ait olacağını, FSEK kapsamında yapılan değerlendirmede ise, davacının ...logosundan oyuncak meydana getirdiğini, tasarımların davacının hususiyetini yansıtmadığı için eser olarak olarak değerlendirilemeyeceğini, olsa olsa işleme eser olarak değerlendirilebileceğini, işleme eser hakkının FSEK"in 21. maddesi kapsamında eser sahibine ait olduğunu, söz konusu hakkın bir başkası tarafından kullanılabilmesi için FSEK"in 52. maddesine göre yazılı izin alınması gerektiğini, tarafların iş ilişkisine girdiğini, davacının kendi rızası ile eser üzerinde işleme yaptırdığını, davacıya yazılı izin verilmemesinin, davacının da böyle bir talepte bulunmamasının sebebinin, işleme eser üzerindeki hakların davalıda olması yönündeki kabulleri olduğunu, üretimin davacı tarafından yapılması sebebiyle, çizimlerin de davacı tarafından yapıldığı kanaatine varıldığını, buna göre davacının işleme eserler üzerinde mali hakkı bulunmadığını, yalnızca manevi hakkının bulunduğunu, bu kapsamda endüstriyel tasarım tescil belgesi alınması sırasında adının belirtilmemesi sebebiyle, davacının adının belirtilmesi hakkının ihlal edildiğini, davacının tasarım üzerinde mali hak sahibi olmaması sebebiyle, haksız rekabet hükümlerine göre de maddi tazminat isteyemeyeceğini bildirmişler, taraf vekillerinin bu rapora yaptıkları itirazları değerlendirdikleri 6 sayfalık ek raporlarında ise, kök rapordaki vardıkları sonuçlarda herhangi bir bir değişiklik bulunmadığını beyan etmişlerdir.
Beş kişiden oluşan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen üçüncü bilirkişi kurulu raporu mahkeme hükmüne esas alınmıştır.
Dava konusu tasarımların, bütün hakları davalıya ait olan logo esas alınarak tasarlandığı ve bu tasarımların işleme eser niteliğinde olduğu konusunda yerel mahkeme ile Dairemiz arasında herhangi bir ihtilaf yoktur.
Çözülmesi gereken husus, bu işleme eser üzerinde davacının mali hakkı bulunup bulunmadığının belirlenmesidir.
554 sayılı KHK"nın 16. maddesi "Hizmet sözleşmesi dışında kalan iş görme sözleşmeleri çerçevesinde yapılan tasarımlarda hak sahibi aksine bir anlaşma yoksa işi veren kişidir." hükmünü amirdir. Somut olayda işi veren kişi davalıdır.
İşleme hakkı başlıklı FSEK"in 21. maddesi "Bir eserden, onu işlemek suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir." hükmünü içermektedir.
Somut olayda, dava konusu tasarım, dava dışı ..."in tasarladığı mali ve manevi haklarının davalıya devredildiği ihtilafsız olan ... logosundan yararlanılarak yapılan işleme eser niteliğindeki promosyon ürünleridir. Dolayısıyla, mali ve manevi hakları kendisine ait eser mahiyetindeki logodan işleme suretiyle üretilen tasarımların mali hakları davalıya aittir.
FSEK"in 52. maddesi "Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır." hükmünü amirdir. Bu maddedeki yazılı olma şartı, sözleşmenin sıhhat şartıdır. Bu anlamda taraflar arasında yapılmış yazılı bir sözleşme mevcut değildir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu husus, tarafların iş ilişkisine girdiği, davalının kendi rızası ile eser üzerinde işleme yaptırdığı, davacıya yazılı izin verilmemesinin, davacının da böyle bir talepte bulunmamasının sebebinin, işleme eser üzerindeki hakların davalıda olması yönündeki kabulleri olduğu şeklinde açıklanmıştır. Bu tespit, dosya kapsamına da uygundur. Zira, davalının bütün hakları kendisine ait logo esas alınarak, davacıya promosyon ürünleri yaptırması, eser üzerindeki mali haklarını da devrettiği anlamına gelmeyecektir.
Davalının, mali ve manevi hakları kendisine ait eser mahiyetindeki logodan işleme suretiyle promosyon ürünü ürettirirken, işleme eser niteliğindeki bu tasarımlar üzerindeki haklarını devretmemesi doğal olup, burada hakkın kötüye kullanılması veya dürüstlük kuralına aykırı bir durum söz konusu değildir. Zira, dava konusu tasarımlar, davalı şirkete ait logo esas alınarak tasarlanan davalı şirkete ait promosyon ürünlerinde kullanılmıştır. Bu kabul, yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere de uygundur.
Dolayısıyla, Dairemiz çoğunluğunun "Davalı ..."in davacı ve davacının bebek tasarımlarını teslim ettiği ve lisans verdiği şirket ile iş ilişkisine girdiği ve kendî rızası ile davacıya eser üzerinde işleme yaptırdığı belirlendiği, davalı tarafından davacıya yazılı bir izin verilmemişse de fiili ilişkinin yıllarca sürdürüldüğü anlaşıldığından, aksini iddia etmenin TMK"nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil edeceği, böylece işleme eser niteliğindeki davacıya ait sinyal bebekler hakkında izin verildiği, dava konusu adı geçen ürünler üzerinde davacının mali hakkının var olduğu kabul edilmelidir." şeklinde ifade edilen görüşüne katılmak mümkün değildir.
Davacının, söz konusu tasarımlar üzerinde mali hakkı bulunmadığından, haksız rekabet hükümlerine göre de maddi tazminat istemesi mümkün değildir.
Bu sebeplerle, Dairemiz kararındaki (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan bozma nedenlerine katılmıyorum. 11.02.2016