14. Hukuk Dairesi 2014/14437 E. , 2015/718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.06.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20.01.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı asil ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.01.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
K A R Ş I O Y
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 318 parsel sayılı taşınmaz paydaşlarından dava dışı Aynur
./..
2014/14437-2015/718 -2-
..."nin payını 25.05.2011 tarihinde davalıya sattığını, bu pay satışının müvekkiline herhangi bir şekilde bildirilmediğini belirterek bu paya ilişkin olarak tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın 15-20 yıldan beri davacı ve kardeşleri arasında taksim edilerek kullanıldığını, taşınmazdaki payın çok önceden müvekkiline satılmasına rağmen yasal engel nedeniyle resmi satışın yapılamadığını, müvekkilinin nizasız fasılasız davacının hiçbir engeliyle karşılaşmadan tasarruf ettiğini, davacının diğer kardeşlerinin taşınmazda pay satmasına ses çıkarmamasına rağmen davalıya satılan pay nedeniyle önalım hakkını kullanmak istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ve taşınmazda fiili taksim bulunması nedeniyle önalım hakkının kullanılmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağını davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili taksim yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 2. maddesi “herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz”. şeklindedir. Objektif iyi niyet olarak da tanımlanan ve dürüstlük kurallarını düzenleyen madde bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralları çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla hakların kötüye kullanılmasını yasanın himaye etmeyeceğini belirtmiştir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın bir bölümü ... mirasçıları olan bir kısım paydaşlar tarafından parça parça haricen satılmıştır. Davalı ..."de paydaş ..."den haricen pay satın almış ve bilirkişi raporunda haricen aldığı paya hasren kullandığı kısım gösterilmiştir. Yine parselin bir kısmı taksim edilmiş bir şekilde haricen satın alan ve sonradan davalı ile aynı resmi satış işlemiyle paydaş olan kişiler tarafından kullanılmaktadır. Öyle ki taşınmaz üzerinde bu şekilde haricen yer alınıp ev, bina vs yapılmak suretiyle oldukça uzun yıllar tasarruf edilen kısımlar söz konusudur. Davacı, haricen satın alan kişiler tarafından ev, bina vs yapılmak suretiyle tasarruf edilmesine rağmen bu duruma karşı koymamış ve bu kullanıma engel olmak için yasal yollara başvurmamıştır. Bu durumda davalının paydaş ... kullandığının ve davacının da bu kullanıma karşı koymadığının kabulü gerekir. Harici satış zamanında fiilen ayrılan ve sonrasında tasarruf edilen parça üzerinde hak iddia etmeyen davacının harici satış senetlerine hukuki kıymet atfedildikten sonra önalım haklarını ileri sürmesi objektif iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz.
Bu durumda mahkemece artık davacının davalıya karşı önalım hakkını kullanmasının iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup bu yönüyle karar bozulmalıdır.
Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.