16. Ceza Dairesi Esas No: 2017/854 Karar No: 2017/4069 Karar Tarihi: 16.05.2017
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/854 Esas 2017/4069 Karar Sayılı İlamı
Özet:
16. Ceza Dairesi tarafından verilen 2017/854 E., 2017/4069 K. sayılı kararda, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan önceki kararın bozulması kararı verildi. Kararda, sanığın örgüt üyeliğinin kanıtlanabilmesi için tanıkların beyanlarının somut olaylarla desteklenmesi gerektiği belirtilerek, eksik araştırmanın yapıldığı ve yazılı şekilde karar verildiği ifade edildi. Mahkeme kabul ettiği ve uyguladığı şekilde sanığın örgüt üyeliği suçundan karar verilerek, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluştuğu ve kanuna aykırı davrandığı belirtilerek hüküm bozuldu. Kararda, sanığın tutukluğunun devamına karar verildi ve ceza miktarı bakımından CMK'nın 283/1 ve 307/4. maddeleri uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına karar verildi. Kanun maddeleri ise TCK 302., CMK 302/2., CMK 283/1 ve CMK 307/4. maddeleri olarak belirtildi.
16. Ceza Dairesi 2017/854 E. , 2017/4069 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak; Sanık hakkında tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve el değiştirilmesi suçundan dolayı açılan davada zamanaşımı süresince bir karar verilmesi mümkün görülmüştür. 1)Tanık beyanları teşhis ve yakalama tutanakları ile tüm dosya kapsamına göre; PKK silahlı terör örgütünün Şırnak/Silopi ilçesinde öz yönetim ilanından sonra PKK/YDG-H silahlı terör örgütünün bir üyesi olarak, örgütün ilçedeki sorumlu düzeydeki elemanlarına bağlı olarak hiyerarşik yapı içinde faaliyet gösterdiği anlaşılan sanığın, mensubu olduğu silahlı terör örgütünün amaç suçunun gerçekleştirilmesine yönelik vehamet oluşturan mayın ve patlayıcı madde döşenmesi
ve güvenlik güçlerine karşı silahlı saldırı gerçekleştirilmesi için hendek ve barikat yapımında çalışması, hendek ve barikatlarda nöbet tutması faaliyetlerine katıldığına dair tanıkların teşhis ve beyanlarının ancak somut olayla desteklenmesi halinde hukuki değer ifade edebileceği nazara alınarak, tanık beyanlarında belirtilen mahallerde mayın ve patlayıcı madde döşenmesi ve silahlı çatışmaların vuku bulup bulmadığına dair olay tutanakları ile başka dosyanın sanığı konumunda olan ancak müdafii olmadan ifadeleri alınan teşhis tanıklarının ilgili dosyalarındaki aşama beyanlarına dair evrakın Yargıtay denetimine elverişli aslı veya onaylı suretleri getirtildikten sonra söz konusu olayların gerçekleştiğinin tespit edilmesi halinde eyleminin Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2)Kabul ve uygulamaya göre de; Mahkemenin "Sanığın Silopi ilçe merkezinde mahallelerde açılan hendek ve barikatlarda görev aldığı, buralarda silahlı olarak güvenlik kuvvetlerinin geçişini engellemek amacıyla nöbet tuttuğu, hendek ve barikatlara patlayıcı madde ve mayın yerleştirdiği eylemlerde örgüt hiyerarşisi dahilinde hareket ettiği, emir ve talimatları yerine getirdiği, diğer örgüt mensuplarıyla bir eylem bütünlüğü içinde terör örgütünün amaçlarını gerçekleştirmeye elverişli eylemlerde bulunduğu" şeklindeki kabulünün TCK"nın 302. maddesinde düzenlenen suça yönelik olmasına rağmen örgüt üyeliği suçundan karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması, Kanuna aykırı, sanık müdafii ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükmün CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından CMK"nın 283/1 ve 307/4. maddeleri uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddesinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 16.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.