19. Hukuk Dairesi 2018/2782 E. , 2019/5077 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacılar vekili, davalının davacılar aleyhine 09.03.2009 vade tarihli bonoya dayalı takip yaptığını, takibin dayanağı bononun taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle borçlu olunan dönemde teminat amacıyla düzenlenip açığa imza atılarak davalıya verildiğini, cari ilişki neticesinde davacıların borcunun kalmadığını, davalı tarafça senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurularak takibe konu edildiğini,bononun bedelsiz olduğunu ileri sürerek, davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitini, takiplerin dayanağı bonoların iptalini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili,davalının davacı ...’e hissedarı ve müdürü olduğu ... Kuyumculuk Turizm San. ve Tic Ltd. Şti’de kullanması için 2009 yılında elden borç para verdiğini, borcun 4 adet bonoya bağlandığını,senetlerin ödenmemesi sebebiyle takibe konulduğunu, davacıların iddialarını senede karşı senetle ispatlamaları gerektiğini ileri sürerek davanın reddi ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, 24/04/2009 vade tarihli bonoya dayalı olarak takip , takibin dayanağı bononun taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle borçlu olunan dönemde teminat amacıyla düzenlenip açığa imza atılarak davalıya verildiğini, cari ilişki neticesinde davacıların borcunun kalmadığını, davalı tarafça senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurularak takibe konu edildiğini,bononun bedelsiz olduğunu ileri sürerek, davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitini, takiplerin dayanağı bonoların iptalini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddine ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,yapılan yargılama sonucunda davacıların iddiasını ispatlayamadıkları gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine, davalı vekilinin icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, hükmün asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/4053 Esas 2016/13892 Karar 24.10.2016 tarihli ilamı ile “1- Birleşen dava yönünden yapılan incelemede, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle davanın 6100 sayılı HMK döneminde açılmış olmasına ve açıkça yemin deliline dayanılmamış olmasına göre birleşen davada, birleşen davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına,2- Asıl dava yönünden yapılan incelemede, davacılar senetlerin teminat olduğu ve borç bulunmadığı iddiasıyla menfi tespit talebinde bulunmuştur. HUMK’un yürürlükte olduğu zamanda açılan davada, dava dilekçesinde sair deliller diyerek yemin deliline de dayanıldığından, mahkemece iddiasını yazılı delille kanıtlayamayan davacıya, karşı tarafa yemin yöneltip yöneltmeyeceği hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.”gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak sadece asıl dava yönünden yapılan yargılamada, davacı tarafa davalıya yemin yöneltip yöneltmeyeceğinin sorulduğu,davacının yemin deliline dayanacağını belirtmesi üzerine HMK"nun 233.maddesi gereğince davalı tarafa yemininin yaptırıldığı ve beyanında takibe dayanak bononun teminat amaçlı değil, borç karşılığı düzenlenerek kendisine verildiğini belirttiği,asıl davaya dayanak yapılan takip konusu bononun iddia edildiği gibi teminat amaçlı ve boş olarak davalı alacaklı tarafa verildiğinin kanıt yükü kendisinde olan davacı tarafça kanıtlanamadığı, bu durumda kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içeren, yasal unsurları tam olan takip ve dava konusu bonodan dolayı davacı tarafın borçlu olmadığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine ve davacının kötüniyeti kanıtlanamadığından davalı tarafın tazminat isteminin de reddine karar verilmiş,hüküm asıl davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle yemin teklif eden tarafın yemin delili ile ispat etmesi gereken vakıaya göre yemin sorusunu hazırlama görevinin mahkeme hakimine ait olmasına göre, asıl davada davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacılardan alınmasına, 11/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.