Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14877
Karar No: 2016/1000

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/14877 Esas 2016/1000 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/14877 E.  ,  2016/1000 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 26/01/2012 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 06/09/2013 tarihli ... Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesi ile; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 36 parsel sayılı taşınmazın vekil eden adına kayıtlı iken ... ...si tarafından aleyhine açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/403 E. - 2011/507 K. sayılı dava dosyasında çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle 100.05 m² bölümünün tapusunun iptaline karar verildiğini belirterek şimdilik 500,00.-TL bedelin terkin tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    ... Asliye Hukuk Mahkemesi 17/09/2013 gün ve 2013/405-741 sayılı kararıyla dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar vermiş, yetkisizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi ve davacı vekilinin talebi üzerine, yargılamaya ... Asliye Hukuk Mahkemesinde devam olunmuştur.
    Davalı ... vekili, davacıların dayandığı tapu kaydının hukukî geçerliliği bulunmadığı gerekçesiyle iptal edildiğini, bu nedenle tazminat talep edilemeyeceğini, mahkeme aksi düşüncede ise taşınmazın uzun süre kullandığı da dikkate alınarak BK"nın 43 ve 44. maddeleri gereğince tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek öncelikle davanın reddini savunmuştur.
    Davacılar vekili, yargılama sırasında bilirkişi raporları alındıktan sonra 04.06.2015 tarihli dilekçesi ile dava değerini arttırarak peşin nisbi harcı tamamlamıştır.
    Mahkemece; davanın kabulüne, 35.001,49.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den alınarak davacıya verilmesine dair kurulan hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararının TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ... köyü 36 parsel sayılı 4110 m² yüzölçümündeki taşınmazın 1955 yılında yapılan tapulama sırasında çapa bağlanarak kişiler adına tespit edildiği, halen tapu sicilinde 32/128’er pay ile davacılar adına kayıtlı iken ... tarafından açılan tapu iptali davasında ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/12/2011 gün ve 2011/403-507 sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilerek 100,5 m²"lik bölümünün tapusunun iptaliyle ... adına tesciline karar verildiği; hükmün temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 07/05/2012 gün ve 2012/2408-5158 sayılı kararıyla ... adına tesciline ilişkin bölümün çıkartılıp yerine tapu sicilinden terkinine cümlesi yazılarak hükmün onandığı, taraflarca karar düzeltmeye gidilmemesi nedeniyle hükmün 11/09/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur."" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4 - 383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4 - 349 E. - 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi, tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK m. 1007 anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
    Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında, davacılara ait tapu kaydının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle kısmen iptal edildiği, her ne kadar kıyılar özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tesbiti düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişiler adına oluşturulduğu, daha sonra satış ve intikaller ile davacıların pay sahibi olduğu, bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin gerektiği kuşkusuzdur.
    Hemen belirtilmelidir ki, Medenî Kanunun 1007. maddesinde sözü edilen zarar gerçek zarar olup, burada gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idi ise, aynı durumun yeniden tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E., 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E., 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E., 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir.
    Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğinde olup, bedelinin zararın oluştuğu değerlendirme tarihi olan, tapunun iptaline ilişkin kararın kesinleştiği 11/09/2012 gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması gerektiği gözetilmeden dava tarihine göre hesaplanmış olması doğru olmadığı gibi çekişmeli taşınmazın dava tarihindeki güncel durumunu gösteren tapu kaydı getirtilmeyip dosya arasında alınan Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/12/2011 gün ve 2011/403-507 sayılı dosyası içindeki iptal edilen tapu kaydıyla yetilmesi de doğru değildir.
    Bu nedenle, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak rapor alınması ve değerlendirme tarihi olan 2012 yılında dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, değerlendirme tarihinin dava tarihi olarak alınıp karar verilmesi, doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ...nin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100,00.-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı ...ye verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 26/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi