21. Hukuk Dairesi 2015/11416 E. , 2015/17824 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ve davalılardan... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazasından vefatı nedeniyle yakınlarının manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davalı ... yönünden davanını reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kablü ile davacı anne ve baba yararına ayrı ayrı 25.000,00 TL, davacı kardeşler(...) yararına ayrı ayrı 13.000,00 TL, davacı kardeşler(...) yararına ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.07.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; ... tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde müteveffa sigortalının % 50 oranında ortak kusuru bulunduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların... ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, hüküm altına alınan davacı kardeşler(...) yararına ayrı ayrı 13.000,00 TL, davacı ...(...) yararına ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatların fazla olduğu açıkça belli olmaktadır.
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. maddesinde müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar yararına tek avukatlık ücretine hükmedileceği belirtilmiştir.
Somat olayda, red edilen manevi tazminat miktarları nedeniyle müteselsil sorumlu davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, hüküm altına alınan manevi tazminat tutarları toplamı üzerinden davacılar yararına takdir edilen vekalet ücretinin eksik hesaplanması da(14.520,0 TL olması gerekirken 5.580,0 Tlye hükmedilmesi) doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,
temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılardan Toroslar Elektrik ve Disa Elektrik İnş. Müh. Taah. San. Tic. Ltd. Şti"ne iadesine, 06.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.