20. Hukuk Dairesi 2015/15511 E. , 2016/997 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı gerçek kişiler vekili Av. ... ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 26/01/2012 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalılar ... ... ve arkadaşları vekili Av. ... ... ile davacı ... ... vekili Av. ... ... ... Kurt ve davalı ... vekili Av. ... ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ..., 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 1988 yılında yapılan 2/B madde uygulamasının hatalı olduğu, komisyon çalışmaları sırasında 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 17/1. maddesi uyarınca İşletme Müdürlüklerinden alınması gerekli işgal ve faydalanma suçlarına ait zabıt tutulmuş ve karara bağlanmış yerlere ait dava dosyalarının istenmediği ve çalışmalarda uygulanmadığı, bunun sonucunda eylemli orman arazilerinin nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman rejimi dışına çıkardığı, bu çalışmaları yapan orman kadastro komisyon üyeleri hakkında istenilen koğuşturma izninin İstanbul Valiliği İl İdaresi Kurulu tarafından zamanaşımı sebebiyle reddedildiği, ancak orman kadastro komisyon üyeleri hakkında açtıkları tazminat davasının İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.04.1996 gün ve .../... - .../... sayılı kararıyla kabul edildiği, daha önce 2/B madde uygulamasının yok hükmünde olduğunun tespiti istemiyle hasımsız açtıkları davanın Adalar Asliye Hukuk Mahkemesince hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle reddedildiği, temyiz üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.09.2004 gün .../...-... sayılı kararıyla orman kadastro komisyon üyelerinin görevlerini kötüye kullanarak ya da kendilerine verilen görevlerin dışına çıkarak yaptıkları işlemler hukuk ve ceza davalarına konu olmuşsa bu kişiler tarafından yapılan işlemlerin yok hükmünde sayılacağından yönetim tarafından herhangi bir süreye bağlı kalınmaksızın işlemlerin iptali için her zaman dava açılabilirse de böyle bir davanın hasımsız görülemeyeceği gerekçesiyle onandığı, açıklanan nedenlerle 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunca Kınalıada"da bulunan 135 ada 8 sayılı taşınmaza ilişkin orman rejimi dışına çıkarma işleminin yok hükmünde olduğunun tespitine ve tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tahdit içinde iken 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunca ... adına orman rejimi dışına çıkarıldığı, ancak 2/B madde koşullarını taşımadığı, 56 nolu Orman Kadastro Komisyon üyelerinin görevlerini kötüye kullanarak ya da kendilerine verilen görevlerin dışına çıkarak yaptıkları işlemlerin hukuk ve ceza davalarına konu olduğundan bu kişiler tarafından yapılan işlemlerin yok hükmünde sayılacağı gerekçesiyle çekişmeli taşınmazın 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunca orman rejimi dışına çıkarılmasına ilişkin işleminin yok hükmünde olduğunun tespitine, tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler vekili Av. ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 56 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca yapılan orman rejimi dışına çıkarılma çalışmasının yok hükmünde olduğunun tespiti, tapu kaydının iptali ve tescil istemine işkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1942 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında makiye ayırma, 23.09.1981 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, daha sonra 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik hükümlerine göre yapılıp 19.04.1989 tarihinde ilân edilen edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve fen bilirkişiler tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 1976 yılında 4785 sayılı Kanun hükümleri gözönünde bulundurularak yapılan ve 23.09.1981 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ve aplikasyon işlemi sırasında yine orman sınırları içinde bırakıldığı, 19.04.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B uygulamasında ise fiilen orman olduğu gözetilmeden ... adına orman sınırları dışına çıkartıldığı, ancak 2/B madde uygulamasını yapan komisyon üyelerinin kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı hareket ettiklerinin tespiti ile tazminata mahkum edilmeleri nedeniyle 2/B madde uygulamalarının yok hükmünde sayılacağı, bu durumda taşınmazın orman sınırları içinde kalmaya devam edeceği, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı; genel arazi kadastrosundan önceki hukukî sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukukî nedene dayanarak iptali ve tescil istediği gibi 14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen "bu hüküm iddianın ve taşınmazın niteliği ile Devlet ya da diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" hükmü ve 5841 sayılı Kanunun 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 10. maddesindeki (Bu Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmü, Anayasa Mahkemesinin 12/5/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile iptal edildiği, gerekçeli iptal kararının 23 Temmuz 2011 tarihli ve 28003 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden somut olayda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, orman kadastrosunun kesinleşmesiyle taşınmazın kamu malı niteliğini kazandığı ve mülkiyet hakkının ... geçtiği, bu nedenle mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari) bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda TMK"nın 1023. (E.M.Y. 931 - İsviçre M.Y.974) maddesindeki "İyi niyetle edinme" kuralının da uygulanamayacağı gözetilerek hüküm kurulduğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100,00.-TL vekâlet ücretinin davalı geçek kişilerden alınarak davacı ... ... verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.