![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2015/14595
Karar No: 2016/992
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/14595 Esas 2016/992 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... mirasçıları ... ve ark. vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 26/01/2012 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden birleştirilen dosya davacıları ... mirasçıları ve Ark. vekili Av. ... ile diğer taraftan davalı ... vekili Av. ..., davalı ... vekili Av. ... ile duruşmaya katılmak isteyen ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
2005 yılında yapılan kadastroda ... köyü 108 ada 42 parsel sayılı 33439 m2 yüzölçümündeki fındık bahçesi nitelikli taşınmaz, belgesizden ... oğlu ...’ın zilyetliğinde iken, 1964 yılında ... oğlu ...’a satarak zilyetliğini devrettiği, halen onun zilyetliğinde olduğu, ancak; Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/22 Esasta dava konusu edildiğinden sözedilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir.
Davacı ... (...), 14.01.1988 tarihli dava dilekçesiyle asliye hukuk mahkemesinin 1988/11 Esas sayılı dosyasında açtığı dava ile, mevkii ve sınırlarını bildirdiği taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescili istemiştir. ... davaya katılmıştır.
Mahkemece davacı ... "nun davasının kabulüne, katılan ..."ın davasının reddine, ... köyü, ... mevkiinde bulunan 14875 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı ... adına tesciline ilişkin 26.06.1990 günlü hükmün, ... ve ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.11.1990 gün ve 1990/14557 - 15243 sayılı kararı ile "...nın ve ... Yönetiminin davaya dahil edilmesi gereği"ne değinilerek bozulmuş, bozma sonrası mahkemenin 1991/22 Esasını alan dava dosyası ile ... tarafından mahkemenin 1999/7 Esasında açılan tescil davası irtibat nedeniyle birleştirilerek yargılama 1991/22 Esası üzerinden yürütülmüş, ... Yönetimi ve ... davaya dahil edilmiş, davacı ..."ın ölmesi üzerine mirasçılarından ... ve arkadaşları davaya katılmış, mahkemece çekişmeli taşınmaz ...nda 108 ada 42 sayılı parsel olarak kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi hükmünce görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiş, kadastro mahkemesinin 2001/4 Esasını alan davaya, ..., adına tescil edilen 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellerin eksik ölçülerek bir kısmının 108 ada 42 sayılı parsele ilave edildiğini ileri sürerek katılmış, mahkemece davacılar ... mirasçıları ... ve katılan ..."in davalarının reddine, dava konusu ... köyü 108 ada 42 sayılı parselin orman niteliği ile ..., 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellerin ise "Hususi orman oldukları beyanlar hanesinde belirtilerek" ... adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin Mahkemenin 06.07.2004 gün ve 2001/4-22 sayılı kararı, davalılar ... Yönetimi ve ... vekili ile davacılar ... (...) mirasçıları vekili ve ... ile katılan ... vekili tarafından temyiz edilmiş; yerel mahkeme kararı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.12.2006 gün ve 2005/14449 -16415 sayılı kararıyla “Davacı ... "nun Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/11, ..."ın ise 1999/7 Esasında açtıkları davada dava dilekçelerinde sınırlarını bildirdikleri taşınmazlar ...nda tescil isteminde bulundukları, her iki dava dosyası birleştirildikten sonra mahkemenin 1991/22 Esasında görülen dava sonunda tescile konu taşınmazlar ...nda 108 ada 42 sayılı parsel olarak kadastro tutanağı düzenlendiği için görevsizlikle dosyanın kadastro mahkemesine gönderildiği, kadastro mahkemesince, asliye hukuk mahkemesindeki dava dilekçelerinde yazılı taşınmazların kadastro sırasında hangi ada ve parsel numarasıyla tesbit yapılıp tutanağının düzenlendiği saptanmadan, ..."in adına tesbit gören 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellerin eksik ölçüldüğü, bu eksikliğin 108 ada 42 sayılı parsele ilave edildiğinden kaynaklandığını ileri sürerek davaya katılması ve mahkemece 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellere ilişkin kadastro tesbit tutanaklarının istenmesi üzerine kadastro müdürlüğünce 24.04.2001 tarihinde ... adına tesbit edilen 108 ada 12 ve 28 sayılı parsel tutanaklarına 11.04.2002 tarihli şerh verilmek suretiyle, kadastro mahkemesinde davalı olduklarından bahisle malik haneleri çizilerek malik sütunları boş bırakılmak suretiyle kadastro mahkemesine gönderildiği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5, 26, 27, 28 ve 30/2. maddelerinde görevsizlikle mahkemeye gelen taşınmazlar ...nda davaların nasıl sonuçlandırılacağının ayrıntıları ile gösterildiği, tesbit tarihinden önce o taşınmaz hakkında genel mahkemede bir davanın bulunması halinde kadastro tesbit tutanağının malik hanesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenmesi gerekeceği, her nasılsa malik hanesi kapatılmış ya da tescil edilmiş ise, o parsel hakkında yapılan bu işlemin yok hükmünde olduğu, bu nedenle davacılar ... (...) ve ... tarafından asliye hukuk mahkemesine verilen dava dilekçelerinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazların kadastro sırasında hangi ada ve parsel numarasıyla tesbit yapılıp tutanağının düzenlendiği yapılacak tesbit keşfiyle belirlenmeli, daha sonra o parsellerin tümünün tutanak aslı ve ekleri bulunduğu yerden getirtilmeli, o parsellerin kadastrosunun kesinleştirilmiş olmasının hukukça değer taşımayacağı gözönünde bulundurularak o parsellerin tesbit malikleri bu davanın doğal tarafı sayılacağından onlara duruşma günü tebliğ edilerek davadan haberdar edilmeli, bundan sonra tarafların tüm delilleri ile mahkemece lüzum görülen diğer deliller de toplanarak 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince dava konusu taşınmazların gerçek hak sahipleri adına tapuya tesciline, yapılacak tesbit keşfinde 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellerin tescil istemlerine konu olan taşınmazların kapsamında bulunmadığının anlaşılması halinde ise, ..."in 108 ada 42 sayılı parsele yönelik davaya katıldığı ve 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellerin dava konusu olmadığı gözetilerek 12 ve 28 sayılı parsel tutanaklarının olağan yoldan doldurulmak ve ilana çıkartılmak üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmedir.” denilerek bozulmuştur.
... köyü 108 ada 12 parsel sayılı 14189,85 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, fındık bahçesi, niteliğiyle Şubat 1968 tarih ve 12 nolu 15480 m2 tapu kaydı ile ... adına kayıtlı iken ..."e sattığı, halen onun zilyetliğinde olduğundan sözedilerek ...; 108 ada 28 parsel sayılı 1612,21 m2 yüzölçümündeki taşınmaz da fındık bahçesi niteliğiyle Şubat 1999 tarih ve 1 numaralı tapu kaydı ile ... adına tesbit edilmiş, ancak; daha sonra kadastro mahkemesinin 2001/4 Esasına kayıtlı dava dosyasında davalı olduğundan sözedilerek malik hanelerinin üstü çizilmek suretiyle davalı hale getirilmiştir.
Davacı ..., davalı sıfatıyla ... ve kadastro müdürlüğü aleyhine 06.10.2005 tarihli dilekçeyle; 108 ada 42 parselin kendisine ait olduğunu, parseline aynı ada 12 ve 28 sayılı parsel maliklerinin tecavüz ettiğini ileri sürerek, bu taşınmazların gerçek yüzölçümüyle adına tescili istemiyle dava açmış; mahkemenin, 13.02.2007 günlü ve 2005/26 E. - 2007/11 K. sayılı, çekişmeli 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellerin kadastro tesbitlerine süresinde itiraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararı, davacı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 08.05.2008 gün ve 2008/2 - 3291 sayılı kararıyla; “Mahkemece askı ilân süresi geçtikten sonra dava açıldığından davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirmenin dosya kapsamına uygun düşmediği, çekişmeli taşınmazların önce davalı ... adına tespit edildikten sonra kadastro mahkemesinin 2001/4 Esas sayılı dosyadaki yazıya istinaden malik hanelerinin üstünün çizilmek suretiyle davalı hale getirildiği, kadastro mahkemesinin 2001/4 Esasına kayıtlı dosyanın da, kadastro mahkemesinin 2006/8 Esasına kayıtlı dosyada halen derdest olduğu, mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazların 2006/8 Esas sayılı kadastro mahkemesine aktarılan tescil davalarına konu yerlerden olup olmadığının kesin olarak belirlenmesi, tescil davalarına konu taşınmazlar olduğu anlaşılırsa işbu dava dosyasının o dosyaya müdahale niteliğinde olduğu kabul edilerek davaların birleştirilerek yargılamaya devam edilmek suretiyle hüküm kurulması gerekeceği, eğer dava konusu 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellerin asliye hukuk mahkemesinde dava konusu yapılan yerlerden olmadığı anlaşılırsa bu takdirde tutanakların olağan biçimde doldurulması için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.12.2006 gün ve 2005/14449 E. - 16415 K. ile Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 08.05.2008 gün ve 2008/2 - 3291 sayılı bozma kararlarına uyularak davalar birleştirildikten sonra yapılan keşif ve inceleme sonunda bu kez davaların reddine, çekişmeli ... köyü 108 ada 12, 28 ve 42 sayılı parsellerin tesbitlerinin iptaline ve orman niteliğiyle ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm bir kısım davacılar ... ve mirasçıları vekili Avukat ... ve katılan ve davalı ... vekili Avukat ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 12/06/2012 gün ve 2012/4738 - 8878 sayılı ilâmıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle “Mahkemece bozma kararlarına uyulmasına rağmen gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, çekişmeli 108 ada 42 sayılı parselin kadastro tesbiti, davacı ... (...) tarafından asliye hukuk mahkemesinin 1988/11 Esas sayılı dosyasında açtığı dava ile mevkiini ve sınırlarını bildirdiği taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescilini istediği ve ..."ın katıldığı dava nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbiti yapılmışsa da, çekişmeli 108 ada 12 ve 28 sayılı parseller tapu kaydı ile Sami ve ... adlarına tesbit edilmiş, ancak daha sonra 2001/4 Esasa kayıtlı dava dosyasında, yani ... tarafından açılan ve asliye hukuk mahkemesinin 1988/11 Esasına kayıtlı iken Yargıtay bozmasından sonra 1991/22 Esas numarası alan ve asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararından sonra 2001/4 Esas numarası alan davadan söz edilerek, bu dosyada mahkemenin yazdığı müzekkereye istinaden davalı hale getirilmiş, ... tarafından da, komşu 12 ve 28 sayılı parselin maliklerinin kendisine ait 42 sayılı parsele tecavüz ettiğinden söz ederek askı ilan tarihinden sonra dava açılmıştır. Bu halde, çekişmeli 108 ada 12 ve 28 sayılı parseller Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/11 Esasına kayıtlıyken, bozmadan sonra 1991/22 Esas numarası, görevsizlikle de 2001/4 Esas numarası alan davaya konu edilip edilmediği tereddüde yer bırakmayacak şekilde saptanmamıştır. Şayet, 12 ve 28 sayılı parseller asliye hukuk mahkemesinin 1991/22 Esasına kayıtlı tescil davasından gelen kadastro mahkemesinin 2001/4 Esasına kaydedilen davaya konu değilse, ... tarafından 108 ada 12 ve 28 sayılı parsel maliklerinin kendisine ait 42 sayılı parsele el attıklarından sözederek dava açıldığına göre, 12 ve 28 sayılı parsellerin kadastro tesbitine itiraza dönüşen davalara konu edilmediğinden, kadastro tesbit tutanağının tamamlattırılması, askı ve kesinleştirme işlemlerinin yapılması için kadastro müdürlüğüne gönderilmesi gereklidir.
Diğer taraftan, mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve orman bilirkişi raporları da hükme yeterli değildir. Davalı tarafın dayandığı 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellerin dayanağı tapu kayıtları da yöntemince uygulanmamıştır.
O halde, öncelikle çekişmeli 108 ada 12, 28 ve 42 sayılı parsellerin dosyada bulunmayan kadastro tesbit tutanak asılları getirtilmeli, bu parseller başka dosyalarda davalı ise bu dosyalar da getirtilip incelenmeli ve davaların birleştirilmesi düşünülmeli, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yere ilişkin en eski tarihlisinden en yeni tarihlisine kadar üretilmiş memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapılan karayolu kamulaştırmasına ilişkin tüm proje, kamulaştırma kararı ve kamulaştırma bedellerinin ödenmesine ilişkin belgeler ve haritası getirtilip dosyasına eklenerek dosya keşfe hazır hale getirilmeli; daha sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında üç orman mühendisi, bir ziraat uzmanı ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, öncelikle kadastro tesbitinden önce asliye hukuk mahkemesinin 1991/22 Esasına kayıt edilen dava dosyasında dava konusu edilen alanların davacı ve davalılardan açıkça sorularak tesbiti yoluna gidilmeli ve fen bilirkişi krokisinde dava konusu bu yerler işaret ettirilmeli, dava edilen yerler arasında 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellerin tamamı ya da bir bölümünün bulunup bulunmadığı açık bir şekilde saptanmalı, bu konuda gerekirse davacı ve davalı tanıkları dinlenmeli, 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellerin tesbitine esas alına tapu kayıtları ve krokileri yöntemince uygulanıp kapsamı belirlenmeli; orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenen ve dayanılan tapu kaydı kapsamında kalmayan taşınmaz bölümleri yönünden zilyetlik yoluyla kazanma koşulları araştırılmalıdır. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, (murisler) yönünden de tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri nazara alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre, çekişmeli 108 ada 12 ve 28 sayılı parsellere ilişkin dava bulunmadığı anlaşılırsa bu parsellerin tutanak asılları tamamlanmak ve kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmeli, bu parsellerin de dava konusu olduğu anlaşılırsa bu kez parsellerin tümü hakkında dosyadaki delillere göre bir hüküm kurulmalıdır.” ifalerine yer verilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyulduktan sonra; davacı ... tarafından açılan davanın kabulüne, dava konusu ... köyü 108 ada 42 parsel sayılı taşınmazın ... adına tapuya kayıt ve tesciline, tarafların diğer tüm taleplerinin reddine, dava dışında kaldığı anlaşılan 108 ada 12 ve 28 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanak asıllarının olağan usûle göre tescil işlemleri yapılmak üzere İlçe Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçıları ... ve ark. vekili Av. ... ile davalılar ..., ... Yönetimi ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılmıştır.
1) Davalılar ... ve ... Yönetimi tarafından 108 ada 12 ve 28 parsel sayılı taşınmazlara yönelik hüküm temyiz edilmiş ise de; ... ve ... Yönetimi, asliye hukuk mahkemesinde devam eden tescil davası nedeniyle kadastro tutanağının malik hanesi açık olarak tutulan 108 ada 42 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak eldeki dosyada davalı sıfatı ile yer aldıklarından ve bu parsellere yönelik açılmış bir davaları ve eldeki davaya usulünce katılımları bulunmadığından temyiz itirazları yerinde olmadığı gibi, 108 ada 42 parsel sayılı taşınmazın uzman orman bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada
orman sayılmayan yerlerden olduğu ve ... Genel Müdürlüğünce kamulaştırılan alan dışında kaldığı belirlendiğinden, davalı ... Yönetimi ile ... Genel Müdürlüğünün tüm, davalı ...nin ise aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) Davalı ...nin yukarıdaki bendin dışına kalan, davacı ... mirasçılarının ise temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Dairenin 12/06/2012 gün ve 2012/4738 - 8878 sayılı bozma ilâmına uyulmasına rağmen ilâmda belirtildiği şekilde kadastro tesbitinden önce asliye hukuk mahkemesinin 1991/22 Esasına kayıt edilen dava dosyasında dava konusu edilen yaklaşık 20 dönüm miktarındaki alanın çekişmeli 108 ada 42 sayılı parselin hangi bölümüne isabet ettiği tespit edilmediği gibi belirtildiği şekilde zilyetlik araştırması yapılmamıştır. Hal böyle olunca, hükmüne uyulan bozma ilâmı doğrultusunda işlem yapılarak ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup davalı ...nin ve davacı ... mirasçılarının temyiz itirazı bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100,00.-TL vekâlet ücretinin davacı ..."dan alınarak davacı ... mirasçıları ve davalı ...ye verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.