14. Hukuk Dairesi 2014/9335 E. , 2015/685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.05.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı şirket yönünden tazminat isteminin kabulüne dair verilen 25.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı şirket vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yüklenicinin temliki nedeniyle tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davalı arsa sahibi vekili cevap dilekçesinde dava konusu meskenin devredilmesi gerekiyorsa bu devrin kime yapılacağı hususunda mahkeme kararına itiraz etmeyeceklerini ancak terditli talebi kabul etmediklerini bildirmiş, yargılama sırasında 18.09.2013 tarihli dilekçesinde ise yüklenici şirket ile aralarındaki inşaat sözleşmesini ... Noterliğinin 28.06.2013 tarihli fesihnamesi ile karşılıklı olarak feshettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı yüklenici şirket vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle mülkiyet aktarımı talebinin reddine, davalı yüklenici şirket yönünden ikinci kademedeki tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı yüklenici şirket vekili temyiz etmiştir.
Davadaki istemin dayanağı, davalı yüklenici şirket ile davalı arsa sahibi arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve yüklenicinin davacıya şahsi hakkını devretmesine ilişkin “alacağın devri” (temlik) sözleşmesidir.
Burada yüklenicinin eser sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının neler olduğuna ilişkin bazı açıklamaların yapılması gerekmektedir. Genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenici, belli bir sonucu meydana çıkararak onu iş sahibine teslim etmeyi taahhüt eder. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin "eseri meydana getirme borcu" dayanağını Borçlar Kanununun 355. maddesinden alır. Anılan hükme göre; "İstisna bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın ./..
2014/9335-2015/685 -2-
(iş sahibinin) vermeyi taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder." Yasada “şey” olarak ifade edilen "eser"dir.
Bir iş görerek eseri meydana getirmek ve meydana getirilen eseri iş sahibine teslim etmek (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, binayı sözleşmeye, amacına ve fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmek) yüklenicinin ana borcudur. Kural olarak da aslolan sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifasıdır. Aksi halde, sözleşmeden beklenen yararlar dengesi bir taraf aleyhine bozulur. Böyle bir durumda da bir taraf edimini yerine getirmiş kabul edilemez.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dosyada mevcut ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/46 D.İş tespit dosyasına sunulan 20.05.2013 tarihli inşaat mühendisi bilirkişi raporundan dava konusu 32403 ada 50 parsel sayılı taşınmazda davalı yüklenici şirketin inşaatı % 99 seviyesinde tamamladığı ancak yapılması gereken eksik işler bulunduğu ve bazı imalatların da ayıplı olduğu belirtilmiştir.
Gerek inşaatın yüklenici şirket tarafından tamamlanma oranı gerekse davalı arsa sahibinin 15.06.2012 tarihli davaya cevap dilekçesindeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davalılar arasındaki 28.06.2013 tarihli fesihnamenin yükleniciden şahsi hakkını temlik alan üçüncü kişinin (davacının) mülkiyet aktarımı talebine engel olmak amacıyla yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, inşaat sözleşmesi hiç feshedilmemiş gibi davalı arsa sahibinin temlik edene (yükleniciye) karşı ileri sürebileceği defileri, temellük edene (davacıya) karşı da ileri sürebileceği nazara alınarak mahkemece, inşaatın tamamındaki eksik ve ayıplı işler belirlenerek davacının tapu iptali ve tescil istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davalılar arasındaki fesihnameye değer verilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı yüklenici şirket vekilinin tazminata ilişkin temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.