19. Ceza Dairesi Esas No: 2020/2060 Karar No: 2020/20375 Karar Tarihi: 21.12.2020
Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/2060 Esas 2020/20375 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2020/2060 E. , 2020/20375 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Dairemizin 12.12.2019 tarihli kararı ile Samsung Elektronics Co Ltd. şirketinin yetkilisi tarafından ... irtibat bürosu yetkilisi ...’e verilen asıl vekaletname fotokopisinin okunaklı olmayıp içeriği anlaşılamadığından, katılan vekilinden asıl vekaletnamenin okunaklı bir örneğinin temin edilerek dosyaya eklenmesi için dosya mahalline tevdii edilmişse de; Katılan vekilinin 14.02.2020 havale tarihli dilekçesi ile katılan ... Elektronic Co. Ltd. firması tarafından ... (....) ‘na verilen 28.11.2017 tarihli yeni bir vekaletname sunduğu ve bu vekaletnamenin suç tarihini kapsamadığı anlaşılmakla; Marka hakkına tecavüz suçlarında şikâyet hakkı, münhasıran marka sahibine ait olup, tescilli markanın sahibi olan ve marka korumasından doğan hakları tecavüze uğrayan gerçek veya tüzel kişiler şikâyetçi olabilir. Diğer bir ifade ile şikâyet hakkını kullanacak marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tutulan marka sicilinde, adına markanın tescil edildiği gerçek veya tüzel kişidir. Şikâyet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan bu hakkın başkaları tarafından kullanılması mümkün değildir. Hak sahibi kişiler şikâyet tarihinde, şikâyette bulunma yetkisini veren vekâletname bulunmak koşulu ile avukatları vasıtasıyla da şikâyette bulunabilir. Davaya vekâlet konusu 6100 sayılı HMK’nin 71-83. maddelerinde düzenlenmiş olup, hem HMK’da hem de Türk Borçlar Kanununda vekâletnamelerin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı kabul edilmiştir. Şikâyet hakkını kullanma konusunda asıl olanın vekâlet verenin iradesi olduğu yönündeki ilke ışığında somut olaya gelince; Dairemizin 12.12.2019 tarihli tevdii kararına rağmen, katılan firma vekilinin; sanık hakkında şikâyet hakkının kullanılması amacıyla ve şikâyet tarihini kapsar şekilde marka sahibi firma yetkilisi tarafından kendilerine verilmiş vekâletname örneğini ibraz edemediği ve suç tarihinden sonra düzenlenen vekâletnamenin de sonuca etki etmeyeceği anlaşıldığından, marka sahibi firmanın sanık hakkında suç tarihi itibarıyla hukuken geçerli bir şikâyetinin bulunmadığı gözetilmeden, davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 21.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.