17. Hukuk Dairesi 2016/7622 E. , 2017/394 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait araca, davalının sevk ve idaresindeki aracın ara sokaktan çıkarak tam kusurlu biçimde çarpması sonucu 28.06.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hasarlandığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik hasar nedeniyle oluşan 3.000,00 TL değer kaybı tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 08.07.2015 tarihli dilekçesiyle talep sonucunu 6.375,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, daha öncesinde de kaza yapan davacı aracında değer kaybı gerçekleşmediğini belirtip, kusura ve talep edilen miktara itiraz ederek davanın reddini savunmuş ve sigorta şirketine ihbarda bulunulmasını istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile 2.062,50 TL"nin 28.06.2013 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline hükmolunmuş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan hasar nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece alınan 05.11.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda 1.740,00 TL değer kaybı tespit edilmiş, itiraz üzerine farklı bilirkişiden alınan 05.01.2014 tarihli raporda herhangi bir veri ortaya konulmaksızın değer kaybının yapılan piyasa ve literatür araştırmaları sonucunda 4.000,00 TL. olacağı belirlenmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine alınan 10.04.2015 tarihli 3. bilirkişi raporunda ise, aracın 2. el değeri, kullanılmışlık düzeyi ve hasar şiddeti
gözetilerek 2.610,00 TL. değer kaybına uğrayacağı belirlenmiş, davacı vekili tarafından raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi talebi üzerine, otomotiv bilirkişisinden alınan raporda da aracın ağır hasarlı olduğu ve 2. el değeri belirtilerek 8.500,00 Tl değer kaybına uğrayacağı belirlenmiş, davacı tarafından bu bedel üzerinden kusur durumu gözetilerek bedel artırımı yoluna gidilerek dava değeri 6.375,00 TL. olarak belirlenmiş, yine aynı bilirkişiden alınan ek raporda ise, davaya konu kazadan sonra meydana gelen 08.06.2014 tarihli kaza dolayısıyla aracın uğradığı değer kaybı hesap edilmiş, Mahkemece; ek rapor ile tespit edilen değer kaybına kusur oranı uygulanmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece yetersiz gerekçe ile dava konusu kazaya ilişkin olmayan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı anlaşılmakla, raporlar arasındaki çelişki giderilmediği gibi dosyadaki tüm bilirkişi raporlarında Dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda esas alınan aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriterine de uyulmamıştır. Eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile Dairemizce değer kaybı konusunda belirlenen kriterlere uygun şekilde düzenlenmeyen ve yine kendi aralarında meydana gelen çelişki de giderilmeyen bilirkişi raporlarına dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden, (rapor düzenleyenlerden farklı olmak kaydı ile) dosyadaki fotoğraflar, fatura, kaza tespit tutanağı ve önceki bilirkişi raporları da incelenerek, aracın modeli, yaşı, hasarın ağırlığı, boyanmış olan yerler ve hasarlı bölgelerin özelliği nazara alınıp, aracın kaza öncesi ikinci el piyasa rayiç değeri ile tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybını göstereceği ilkesine göre değer kaybının yeniden hesaplanması için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz ve hatalı bilirkişi raporlarına itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.