11. Hukuk Dairesi 2015/7088 E. , 2016/1262 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada.... Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26/02/2015 tarih ve 2013/146-2015/161 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili şirketin ortağı olduğunu, müvekkili şirket ile aynı iş kolunda olan yeni bir şirket kurduğunu, bu şirkette fiilen çalıştığını, müvekkili şirkette fiilen çalışmadığı halde, davalının hesabına yapılan ödemelerin sehven devam ettiğini ileri sürerek, 4.132,00 TL’nın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunarak ve müvekkilinin ortaklık sıfatının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalının işçilik alacaklarının tarafına ödenmesi amacıyla İş mahkemesinde açılan dava dosyası incelendiğinde taraflar arasında işçi-işveren ilişkisinin olmadığı, baskın ilişkinin şirket ortaklığı olduğu ve davalıya yapılan ödemelerin maaş ya da ücret olarak nitelenemeyeceğinin kabulü ile davanın reddi yönündeki kararın kesinleştiği, ortaklar kurulu kararı olmamasına rağmen şirket ortaklarına giderlerini karşılamak üzere her ay düzenli olarak belirli bir miktar para ödendiği yönünde diğer ortağın ve tanık ifadelerinin dosya kapsamında da yer aldığı, öte yandan davacı şirketin diğer ortaklarına da fiili çalışma karşılığı aranmaksızın ortakların giderlerinin karşılanması amacıyla benzer mahiyette ödemeler yapıldığının tespit edildiği, bu halde yapılan ödemelerin fiili çalışma karşılığı olduğunun kabul edilemeyeceği, şirket ortaklarının günlük ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılan bir ödeme olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve sebepsiz zenginleşme oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
.
KARŞIOY
1- Dava, şirket ortağına haksız ödenen meblağın iadesi istemine ilişkindir.
2- Somut olayda, davacı şirketin %30 payının ortaklardan ...’ya, %40 payının Gürkan’a ve %30 payının ise davalı ...’ye ait olduğu, icracı ortakların şirketteki emek ve mesailerine karşılık her ortağa 2007 yılında aylık 403 TL (Ocak-Haziran dönemi için) ve 420 TL (Temmuz-Aralık dönemi için), ücret ödendiği, davalı ortağın aynı nitelikte faaliyet yürüten bir başka şirkette yönetici olması nedeniyle şirketin 26.02.2007 tarihli ortaklar kurulu kararıyla davalının şirket imalathanesine alınmamasına karar veriliği, ayrıca bilahare şirket ortaklığından da çıkartılmasına karar verildiği, bununla birlikte, her yılın başında her üç ortağa da çalışma karşılığı aylık ödenmesine ilişkin otomatik ödeme talimatı nedeniyle, davalının fiilen şirkette çalışmadığı 2007 yılı Mart ayından itibaren de ödeme yapılmasına devam olunduğu, davacı tarafın 2007 yılı Mart - Aralık döneminde fazla yapılan meblağın iadesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
3- Yerel mahkemece davanın kabulüne dair kararı, Dairemizce, “… şirket kayıt ve defterleri incelenerek ve yeni bir bilirkişiden rapor alınarak, davalıya yapılan ödemenin niteliğinin belirlenmesi, bu konuda ortaklar kurulu kararının bulunup bulunmadığının incelenmesi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyularak bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda da davalıya yapılan ödemenin fiili çalışma karşılığı ödenen aylık miktar olduğu ve davalının çalışmadan bu miktarı alması nedeniyle sebepsiz zenginleştiği tespit edilmesine rağmen, mahkemece fiili çalışma karşılığı olmaksızın yapılan giderlere karşılık ödenen bir miktar olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Özellikle şirketin diğer ortağı olan kişilerin beyanlarından, bu miktarın fiili çalışma karşılığı olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan önceden alınan kararla ve otomatik ödeme talimatıyla her ortağa eşit şekilde gider karşılığı ödeme yapılması mümkün değildir. Biran için masraf karşılığı ödeme olduğu kabul edilse dahi davalı masraflara karşılık her hangi bir gider makbuzu da sunmuş değildir. Anılan nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken onanması yönünde görüş bildiren Dairemiz çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum.