Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18115
Karar No: 2019/465
Karar Tarihi: 22.01.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/18115 Esas 2019/465 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/18115 E.  ,  2019/465 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı, 2011 model otomobilinin seyir halinde iken arka bagaj kısmında başlayan yangın neticesinde zayii olduğunu, bu otomobilin tüm bakımlarının yetkili servis eliyle gerçekleştirilmiş olup, alınan değişik iş bilirkişi raporuna göre de araçta tüketilen yakıtın EPDK tarafından onaylı bir yakıt olduğu tespiti karşısında yangının çıkma sebebinin yakıtta olmayacağını, aracı hurdaya çeviren bu yangının çıkma sebebinin araçta var olan imalat kaynaklı bir ayıp olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100.000,00.-TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiş, yargılama sırasında sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile talebini 147.500,00.-TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ilk derece yargılama makamına sunmuş olduğu yanıt dilekçesi ile dava konusu aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 147.500,00 TL araç bedelinin ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi olan 10/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-İlk derece yargılama makamınca, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile ileri sürülen mütalaa ve tespitler ışığında “tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2002/7197 E. 2002/9270 K. 19/09/2002 tarihli kararında servis istasyonlarının ayrı bir tüzel kişiliği olsa dahi imalatçı veya ithalatçıların satış sonrası hizmetlerin sağlanmasında ve yürütülmesinde servis istasyonları ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu tüketici kanununa ekli satış sonrası hizmetler yönetmeliğinin 15 ve 16. Maddesinde düzenlenmiştir.” gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidilmiş ise de, dosyanın ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarının incelenmesi neticesinde, bilirkişilerce, araç iç kısmı incelendiğinde araç iç döşemesinin araç dış malzemesine nazaran daha yanıcı malzeme ile kaplanmış olmasına rağmen daha az hasarlı olduğu göz önünde bulundurularak, yangının araç içindeki bir etkenden kaynaklanmadığı, araç aksamı veya bir dış etkenden kaynaklandığı; aracın periyodik bakımlarının sadece 15.000 km deki ve 78.493 km deki bakımları yetkili serviste yapılmış olduğu, aradaki 30.000,00 45.000,00 60.000,00 TL bakımlarının yapılıp yapılmadığı veya nerede yapıldığının bilinmediği, aracın kaç km yol katetmiş olduğunun yangın nedeniyle tespit edilemediği, aracın iki adet kaza geçirmiş olduğu ve bu kazalardan birinin tam da yangının gerçekleştiği sol arka kısımda olmuş olup, aracın akü ve bağlantı elemanlarının otomobilinin bu kısmında konumlandırıldığı, kaza nedeniyle aracın sol arka kısmında yetkili servis dışında işlem yapılmış olup, şasinin kesilerek sonrasında yeniden kaynak ile tamir edilmiş olduğu, araç üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, araç üzerindeki yangının aracın bagaj içinde akünün yerleştirildiği bölge ile akünün sol üst kısmında, çamurluk üzerine monte edilmiş elektronik kontrol ünitesinin bulunduğu bölgeden başladığı, bagaj içerisine yerleştirilmiş olan akü, elektronik kontrol ünitesi, bağlantı kablolarının aracın daha önce işlem gördüğü sol arka çamurluk etki alanında bulunduğu, bu aksamlara su ve benzeri unsurların etki etmesinin kısa devreye neden olarak yangına sebep olabileceği noktaları üzerinde durulmuş olduğu; 29.04.2014 tarihli raporlarında bilirkişilerin, yangın esnasında araçta kullanılan yakıtın standartlara uygun olduğu, dolayısıyla yangının oluşumunda kullanıcı hatası bulunmadığı, yangının arka bagajda elektrik aksamında meydana gelen bir kısa devre veya arktan meydana geldiği bu sebeple yangının imalat hatası sonucu ortaya çıktığı sonucuna vardıkları, bu rapora karşı öne sürülen taraf itirazlarının karşılanması için yeni bir Bilirkişi heyetinden rapor düzenlemeleri istenildiği, 25.09.2014 tarihli raporlarında bilirkişilerin, araçta çıkan yangının tam sebebinin belirlenemeyeceğini, ancak aracın yetkili serviste periyodik bakımlarının yapılmadığını ve kaza geçirdiğini bu nedenle imalattan kaynaklı olarak bu yangın çıkmıştır denilemeyeceği sonucuna varmış oldukları görülmüştür. İlk derece yargılama makamınca iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi ve bu rapora karşı ileri sürülen taraf itirazlarının karşılanması için ikinci bir heyet oluşturulmak suretiyle yeni rapor düzenlenmesi istenilmiş, 09.02.2015 tarihli raporlarında bilirkişiler sonuç olarak yangının oluşumunda kullanıcı hatası bulunmadığı, yangının aracın bagaj kısmında bulunan akü, elektronik kontrol ünitesi ve kablolarının bulunduğu kısmından başladığı kanaatine vardıklarını ifade etmişlerdir.
    a-İlk derece yargılama makamınca kısaca aktarılan bu bilirkişi raporları tespit ve görüşleri ışığında ve yine yukarıda hükümden alıntılanan gerekçeye dayalı olarak davanın kabulü cihetine gidilmişse de, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile ve özellikle de iki rapor arasında ortaya çıkan çelişkinin giderilmesi için dosyaya kazandırılan 09.02.2015 tarihli hakem bilirkişi raporu ile dahi dava konusu otomobilde meydana gelen felaketin kaynağının imalattan kaynaklı bir ayıba dayalı olduğu tespiti açıkça ortaya koyulamamıştır.
    HMK"nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir. Bu bağlamda mahkemece uyuşmazlığın adilane giderimi için dosya kapsamında üç ayrı heyetten bilirkişi raporları alınmış, ilk iki heyet tarafından dosyaya sunulmuş olan raporlar arasında ileri sürülen görüşler bakımından doğan çelişkinin giderimi için üçüncü bir rapor alınmış bu rapor ile ise sonuç olarak meydana gelen yangının oluşumunda kullanıcı hatası bulunmadığı sonucuna varılmış ve fakat yangının aracın bagaj kısmında bulunan akü, elektronik kontrol ünitesi ve kablolarının bulunduğu kısımdan başladığının altı çizilmekle birlikte, bu elemanlarda başlayan felaketin oluş sebebinin imalattan kaynaklı bir ayıba bağlı olduğu sonucu teknik sebepleri de açıklanarak ortaya konulamamıştır. Özellikle, önceki rapora ait iki adet kaza geçirmiş olan dava konusu aracın bu kazalarından birinin tam da yangının gerçekleştiği sol arka kısımda olmuş olup, aracın akü ve bağlantı elemanlarının otomobilinin bu kısmında konumlandırıldığı, kaza nedeniyle aracın sol arka kısmında yetkili servis dışında işlem yapılmış olup, şasinin kesilerek sonrasında yeniden kaynak ile tamir edilmiş olduğu tespiti karşısında, hakem bilirkişi raporu ile bu olgunun da değerlendirmeye alınmak ve ortaya çıkan sonuç bakımından etkisinin tartışılmak suretiyle sonuca gidilmesi de davanın neticesini doğrudan etkileyen çözümü şart öne çıkan problem olmuştur. Bu şekilde eksik ve yetersiz rapor esas alınmak suretiyle eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir. O halde, mahkemece, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, konularında uzmanların bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik yeni bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle, teknik verileri gösterir, bu verileri yorumlar mahiyette ve bu yorumların nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, taraf itirazlarını karşılar nitelikte ve özellikle yukarıda ifade edilen çözümü şart hususu da değerlendiren/tartışan rapor alınarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı ve bu nedenle eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    Somut uyuşmazlıkta ilk derece yargılama makamınca; hüküm fıkrasında, neticeten davanın kabulü ile 147,500,00.- TL araca ölçülmüş olan değerin davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dosya içerisinde aracın güncel değerine ilişkin değerlendirme ve hesap yapılmış bulunan dört adet bilirkişi raporu olup, bu değer, ilk rapor ile 147.500.-TL, ikinci rapor ile 133.200.-TL, üçüncü rapor ile 155.000.-TL ve son rapor ile 140.000.-TL olarak gösterilmiştir. Mahkemece hüküm fıkrası nazara alındığında ilk rapor ile ileri sürülen görüşe değer atfedilmek suretiyle araç değerinin bu rakam üzerinden hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Ancak, bu değerin tercihine ilişkin hiç bir gerekçe hüküm gerekçesinde gösterilmemiştir. Sonuç olarak hüküm altına alınan araç değerinin tespiti gerekçesinin gösterilmemiş olması bozmayı gerektirir.
    b-Kabule göre de; temyize konu ilk derece yargılama makamı hüküm gerekçesinde genel olarak davacı, davalı, tanık beyanlarını tekrar edip takiben bilirkişi raporlarını özetledikten sonra yukarıda da yazıldığı üzere ve yalnızca “tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2002/7197 E. 2002/9270 K. 19/09/2002 tarihli kararında servis istasyonlarının ayrı bir tüzel kişiliği olsa dahi imalatçı veya ithalatçıların satış sonrası hizmetlerin sağlanmasında ve yürütülmesinde servis istasyonları ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu tüketici kanununa ekli satış sonrası hizmetler yönetmeliğinin 15 ve 16. maddesinde düzenlenmiştir.” gerekçesine dayanmak suretiyle sonuca varılmış olması da hatalı olup, davalı vekili bu husustan açıkça temyize gelmediğinden bu husus bozma sebebi yapılmamış olup, yalnızca tenkit ile yetinilmiştir.
    2-Bozma nedenlerine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına bozulmasına, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi