23. Ceza Dairesi 2016/9806 E. , 2016/8439 K.
"İçtihat Metni"Dolandırıcılık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 09/10/2015 tarihli ve 2015/12681 soruşturma, 2015/12628 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii...2. Sulh Ceza Hakimliğinin 20/11/2015 tarihli ve 2015/5838 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25/03/2016 gün ve 105-34-2498-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/04/2016 gün ve 2016/135840 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müşteki vekilinin dolandırıcılık iddiası üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda eylemin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müşteki vekilinin şüphelinin yapılan sözleşmeye aykırı olarak daire numaralarıyla oynayarak müştekinin zararına olarak farklı bir daire verdiğini beyan etmesi üzerine, müşteki ile şüpheli arasında yapılan 16/11/2012 tarihli sözleşmenin ve ilgili tapu kayıtlarının getirtilerek müştekiye teslim edilen dairenin hangisi olduğunun tespit edilmesi, sözleşmedeki planla tapudaki planların aynı olup olmadığının, sonradan planların değiştirilip değiştirilmediği, değiştirilmiş ise bu konuda müştekinin bilgilendirilip bilgilendirilmediğinin araştırılması ve sözleşme uyarınca müştekiye teslim edilmesi gereken daire ile teslim edilen dairenin rayiç bedellerinin tespiti için bilirkişi
incelemesi yaptırılması, sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şikayetçi vekilinin, şüphelinin imzalamış olduğu “Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine” aykırı hareket ederek, projede daire numaralarıyla oynama yapmak suretiyle, şikayetçiye sözleşme gereği vermesi gereken daireyi değil de başka bir daire verdiğini ve bu şekilde şüphelinin dolandırıcılık suçunu işlediğini iddia ettiği, şüphelinin ise savunmasında, durumun mimari projede yapılan numaralandırma hatasından kaynaklandığını, olayın farkedilmesi üzerine istediği daireyi şikayeçiye verdiğini, suçu kabul etmediğini beyan ettiği, UYAP’tan yapılan incelemede ise ; bu olaya ilişkin ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/561 Esas sayısıyla görülmekte olan tapu iptali ve tescil davasının 16.05.2016 tarihli celsesinde, davacı (şikayetçi) vekilinin, “tapuda 3 numara baştan verildi , imar müdürlüğünde de işlem yapıldı, şu an numaralar değiştirildi” şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemenin de konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verdiği, incelenen dosya kapsamına göre ; uyuşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı,...2. Sulh Ceza Hakimliğinin 20.11.2015 tarih, 2015/5838 D.İş sayılı kararının yerinde olduğu anlaşıldığından kanun yararına bozma isteminin CMK’nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, 29/09/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.