
Esas No: 2016/12460
Karar No: 2018/10492
Karar Tarihi: 12.12.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/12460 Esas 2018/10492 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, tedavi bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 23.04.2014 tarihinde beyin kanaması geçirmesi nedeniyle ... Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak yoğun bakıma alındığı, ancak durumunun ağırlaşması üzerine hastane doktorlarının onayı ile ambulans uçağı ile 25.04.2014 tarihinde ... Hastanesine sevkedildiği, bu hastanede yapılan tedavi gördüğü, davacıya özel ... Hastanesinde yapılan tedavi nedeniyle, fatura karşılığı ödediği 65.000 TL tedavi giderinin davalı Kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiş, Mahkemece, davacının özel hastaneye naklinin Sağlık İşlemleri Uygulama Yönetmeliği ve SUT’ta düzenlenen “acil hal” kapsamına girmediği bu nedenle söz konusu fatura bedelinin ödenmesinin mevzuat gereği mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava sonuç itibariyle, davacıya sözleşmesiz sağlık sunucusunda yapılan tedavi ve iyileştirme giderlerinin Kurumdan tahsili istemine ilişkin olup; Kurum tarafından, sevkedildiği resmi sağlık sunucusu yerine sözleşmesiz sağlık sunucusuna gidilerek yapılan tedavi giderinin karşılanmayacağı gerekçesiyle ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Kurum, hastalık sigortası kapsamındaki sigortalıya sağlık yardımı sağlamakla yükümlüdür. Yapılacak sağlık yardımları, ilgilinin hekime muayene ettirilmesi, hekimin göstereceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik ve laboratuar muayenelerinin yapılması, gerekirse sağlık kuruluşlarına yatırılması ve tedavi süresince gerekli ilaç ve iyileştirme vasıtalarının sağlanması hallerini kapsar ve sağlık yardımları sigortalının iyileşmesine kadar devam eder. Yaşam hakkının kutsallığı nedeniyle, devletin sigortalıların tedavilerini en iyi şekilde yaptırması gereği, sosyal güvenlik hukukunun en temel ilkelerinden biri olarak, Anayasanın 56. maddesinde; Devletin bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak yerine getireceği hükmü öngörülmüştür.
Bu ilkelerin ışığı altında somut olaya bakıldığında; davacının sözleşmesiz sağlık sunucusu yerine tedavisinin sözleşmeli sağlık sunucusunda yapılmış olması halinde Sağlık Uygulama Tebliği çerçevesinde tedavi giderleri ödeneceğinden, sözleşmesiz sağlık sunucusunda yapmış olduğu tedavi giderlerinin de “acil hal” durumu aranmaksızın resmi tarife esas alınarak hesaplanması gerektiği gözetilerek, sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.