12. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/9615 Karar No: 2020/3244 Karar Tarihi: 20.05.2020
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/9615 Esas 2020/3244 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlu şirketin takibe konu ilamın kesinleşmeden takibe konu edilmesinin mümkün olmadığını belirtmesi üzerine takibin iptalini talep ettiği ve ilk derece mahkemesince takip durdurulduğu belirtilmiştir. Ancak, alacaklının kabul beyanı olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi’nce oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istinaf dilekçesinin reddi isabetsiz bulunmuştur. Bu nedenle, kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleridir.
12. Hukuk Dairesi 2019/9615 E. , 2020/3244 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlu şirketin, takibe konu ilamın tanıma ve tenfiz ilamı olduğunu ve kesinleşmeden takibe konu edilmesinin mümkün olmadığını, vekil varken asile icra emri tebliğinin usulsüz olduğunu belirterek takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile icra emrinin vekile de tebliği suretiyle takip işlemlerinin devamına, takip dayanağı ilamın kesinleşmesine kadar takibin durdurulmasına hükmedildiği, kararın alacaklıca istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce, ilk derece mahkemesince takip durdurulduğundan alacaklının takibin iptali talebi ile yaptığı istnaf başvurusunda hukuki yararı bulunmadığı belirtilerek istinaf dilekçesinin reddine karar verildiği görülmüştür. 6100 sayılı HMK"nun 308. maddesi gereğince; kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Aynı maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre ise; kabul, ancak, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur. Öte yandan, davayı kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur (HMK"nun 311/1). Davalının davayı kabul etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer. Somut olayda, alacaklı vekilinin 13.8.2018 tarihli cevap dilekçesinde, davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Alacaklı vekilinin bu beyanı davayı kabul anlamında olup, HMK"nun 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava da olmadığına göre Bölge Adliye Mahkemesi’nce, alacaklının kabul beyanı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istinafta hukuki yarar bulunmadığından bahisle istinaf dilekçesinin reddi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 18.3.2019 tarih ve 2018/3248 E. - 2019/851 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 20/05/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.