2. Ceza Dairesi 2014/21726 E. , 2015/2504 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 2 - 2013/203984
MAHKEMESİ : Nurdağı Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2012 - 10/06/2008
NUMARASI : 2012/651 (E) ve 2007/302 (E)
SUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan kurulan 19/12/2012 tarihli hükme ilişkin temyiz itirazları üzerine yapılan incelemede,
Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak,
a-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2012 gün, 415 - 92 sayılı kararında da açıklandığı gibi, yargılama giderleri 5271 sayılı CMK"nın 324 ila 330. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, anılan Kanun"un 324. maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir” şeklindeki düzenleme ile yargılama giderlerinin kapsamı, “sanığın yükümlülüğü” başlıklı 325. maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir” şeklindeki düzenleme ile de kural olarak, ancak sanık hakkında cezaya veya güvenlik tedbirine hükmolunması halinde sanığın yargılama giderlerinden sorumlu olacağı belirlenmiştir.
Anılan Kanunun “beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi halinde gider” başlıklı 327. maddesinin birinci fıkrası ise; “Hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişi, sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkûm edilir” şeklinde düzenlenmiş olup, fıkranın açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde sanık ancak, kendi kusurundan ileri gelen giderlerden sorumlu olacaktır. Madde gerekçesinde kendi kusurundan ne anlaşılması gerektiği “hakkında kamu davası açılmış olan kişi savsama ve kusuruyla bilirkişi veya tanıkların dinleneceği veya yüzleştirme yapılacak duruşmaya katılmaması ve bu işlemlerin yenilenmesinin gerekmesi, kendisini suçlama gibi nedenlerden kaynaklanan giderlerden sorumludur” şeklinde açıklandığının anlaşılması karşısında; karşılıksız yararlanma suçundan yargılanan sanık hakkında, katılan kurumun zararını tamamen tazmin etmesi nedeniyle, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa"nın geçici 2/2. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın
223/4. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle, yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücreti ile yargılama giderinden sanığın sorumlu tutulamayacağının gözetilmemesi,
b- 6352 sayılı Yasa"nın geçici 2. maddesinin 2. fıkrasındaki; "abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanun"un yürürlüğe girdiği tarih itibariyle hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar." hükmü uyarınca zararın tazmin edilmiş olması halinde ilgili hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
Ancak geçici bir dönemi kapsayan bu düzenleme nedeniyle verilen kararların 6352 sayılı Yasa"nın 84. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesine eklenen 5. fıkrasında öngörülen sanığın etkin pişmanlık hükmünden ikiden fazla yararlanamayacağına ilişkin sayı kısıtlaması kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, 6352 sayılı Yasa"nın geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilen kararların 6352 sayılı Yasa"nın 84. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesine eklenen 5. fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünden sanığın kaç kez yararlandığının denetlenmesine olanak sağlayan ve 6352 sayılı Yasa"nın 103. maddesi ile 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun 6. maddesine eklenen 2. fıkra kapsamında adli sicile kaydedilmesi gereken kararlardan olmadığı gözetilmeden sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasına rağmen, kararın bir örneğinin Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderilerek mahsus sisteme kaydı ile takip edilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
a- katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ve yargılama giderinin sanıktan tahsiline ilişkin bölümlerin hüküm fıkrasından çıkartılmasına ve ‘yargılama giderinin hazine üzerinde bırakılmasına’,
b- karar kesinleşmesinden sonra karşılıksız yararlanma şuçuna ilişkin hükmün Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderilmesine, ilişkin bölümün hükümden çıkartılmasına karar verilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık hakkında mühür bozma suçunda, 6352 sayılı Yasa"nın geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Dairemizin iade kararının sadece elektrik enerjisi hırsızlığı suçundan kurulan hükümle ilgili olduğu daha önce mühür bozma suçundan kurulan hüküm ile bu hükme karşı yapılan temyiz başvurularının geçerli olduğu Dairemizin iade kararından sonra kurulan hüküm hukuken geçersiz olup sanık hakkında mühür bozma suçundan kurulan 10/06/2008 tarihli hükme ilişkin temyiz itirazlarına gelince,
Katılan kurumun 01.02.2007 tarihli yazısı ile sayacın suç tarihinden önce mühürlendiğine dair mühürleme tutanağının bulunmadığının belirtilmesi karşısında mühür bozma suçundan beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 11/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.