10. Hukuk Dairesi 2018/5604 E. , 2018/10453 K.
"İçtihat Metni".....
Zamanaşımı nedeniyle ödeme emirlerinin iptaline ilişkin olarak açılan davada, İlk Derece Mahkemesince hükümde belirtilen gerekçelerle istemin kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması ve ........, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, 5 adet ödeme emrinin zamanaşımı nedeniyle iptalini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, zamanaşımının henüz dolmadığını, kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, davanın haksız ve yersiz açıldığını beyanla, reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, Davalı kurumca davacı taraf aleyhine 2006/16455 nolu takip dosyası üzerinden düzenlenen 2004/11,12-2005/1,2,3,4,5,6 dönemine ait prim borcunun 10 yıllık zaman aşımına, 2006/16456 nolu takip dosyası üzerinden düzenlenen 2004/11,12-2005/1,2,3,4,5,6 dönemine ait işsizlik sigortası prim borcunun 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, 2004/13109 nolu takip dosyası üzerinden düzenlenen 2004/1,2,3,4,5,6 aylarına ait prim borcunun 5 yıllık, 2004/7-8-9-10 aylarına ait prim borcunun 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, 2004/13108 nolu takip dosyası üzerinden düzenlenen 2004/1,2,3,4,5,6 aylarına ait gecikme zammına ait borcun 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, 2004/7-8-9-10 aylarına ait gecikme zammına ait borcun 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, 2004/13106 nolu takip dosyası üzerinden düzenlenen 2003/12-2004/1,2,3,4,5,6 aylarına ait prim borcunun 5 yıllık, 2004/7-8-9-10 aylarına ait prim borcunun 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, bu duruma göre de davalı Kurumca davalı aleyhine düzenlenen ödeme emri konulu borçların tamamının zamanaşımına uğramış olduğu, bu nedenle zamanaşımı süresi dolduktan sonra düzenlenen ödeme emrine konu borçlardan davacının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, davacının zaman aşımına yönelik iddialarının yerinde olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne dair karar vermiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
....., dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı, eksik araştırma ve zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı kesen sebeplerin varlığının araştırılmadığı nedenleriyle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; "Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanunun 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Kanunun 297. maddesinin (2). Fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294. maddenin (4) fıkrasındaki “zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.” hükmü gereği zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli süre içinde yazılması mümkündür. Bu gibi hallerde de Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294 ve 297’inci maddelerine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hâkimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasa"nın 141’inci maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır.
Eldeki davada, davacının talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; 2004/13109 sayılı ödeme emri bakımından 2002/12. Ay ile 2004/1. Ay arasında kalan dönemler bakımından herhangi bir karar tesis edilmediği, bu kapsamda mahkemece verilen kararın talebe uygun olmadığı gibi, verilen kabule dair kararın kendi içerisinde çelişki barındırdığı ve bu hali ile infaza elverişli olmadığı dikkate alındığında, çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve .......10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ..... Bölge Adliye Mahkemesi 10 Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 11.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.......