Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/14360
Karar No: 2022/9030
Karar Tarihi: 13.06.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/14360 Esas 2022/9030 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2021/14360 E.  ,  2022/9030 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Sanık hakkında 01.08.2015 ve 02.08.2015 tarihlerinde işlenen iki fiil ile ilgili olarak zincirleme suç hükümleri dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h;, 143, 35 ve 142/2-h, 168 maddelerinden iki kez cezalandırılması istemiyle dava açılmış ise de; ilk derece mahkemesi tarafından TCK’nın 142/2-h, 143, 43, 168/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 19 ay 17 gün hapis cezasına hükmedilmiştir.
    Bu hükümler sanık tarafından verilen 15.07.2016 tarihli dilekçeyle temyiz edilmiştir.
    Yeni Türk Ceza Muhakemesi Sisteminde kural olarak, ne kadar sanık varsa o kadar dava vardır. Ne kadar suç varsa o kadar dava vardır. Bunların şahsi ve/veya fiili bağlantı nedeniyle birlikte görülüyor olması, bunların tâbi olduğu kanun yolunu değiştirmez. Örneğin; bağlantı nedeniyle birlikte görülen; mala zarar verme suçundan verilen adli para cezası miktar itibariyle kesin olabilir. Konut dokunulmazlığını bozma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise; bu hüküm itiraza tâbidir. Buna mukabil hırsızlık suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ise; karar tarihi ya da geçirdiği safahat itibariyle istinaf veya temyiz kanun yoluna tâbi olabilir.
    Esasen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı asıl hükmü askıda bırakan bir karar olup, itiraz kanun yoluna tâbidir. Denetim süresi içerisinde suç işlenmediği taktirde, dosyanın ele alınıp düşme kararı verilmesi gerekir.
    Ancak;
    TCK’nın 43/1 maddesinde; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak, bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” denilmek suretiyle zincirleme (müteselsil) suç hükümleri düzenlenmiştir.
    Gerçek içtimanın istisnalarından biri olan zincirleme suçta münferit olarak değerlendirildiğinde birden fazla suç söz konusudur. Ancak, suç ve ceza siyaseti açısından zincirleme suçun varlığı hâlinde bir cezanın verilmesi ve bu cezanın belli bir oranda artırılması suretiyle suç ve cezada orantılılık ile hakkaniyet ilkelerinin hayata geçirilmesi amaçlanmıştır.
    Temadi ya da teselsül eden suçlarda temadi ya da teselsülün sona erdiği tarihte, suça teşebbüste ise; son hareketin yapıldığı zaman suç işlenmiş sayılır.
    Zincirleme suçun varlığı halinde; zincirleme suçun kapsamı içindeki fiilleri dava zamanaşımı, erteleme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından münferit olarak değerlendirmek doğru değildir. Birer örnekle açıklamak gerekirse;
    Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, aynı mağdura karşı, değişik zamanlarda iki ayrı hırsızlık suçu işlenmiş ise; birinci fiilin dava zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle düşme kararı verip, ikinci fiilde zincirleme suç hükümlerinin gözardı edilmesi, TCK’nın 66/6. maddesi hükmüne açıkça aykırı olacaktır.
    Aynı şekilde, zincirleme olarak işlenen belgede sahtecilik suçunda, TCK’nın 204/1, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca; 2 yıl 1 ay hapis ile cezalandırma yerine, TCK’nın 204/1 ve 62. maddeleri uyarınca; iki kez 1 yıl 8 ay hapis cezası verilip bu cezalarla ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ya da ertelemeye karar verilmesi hukuka aykırı bir yorum ve uygulama olacaktır.
    Gerçek içtimanın diğer bir istisnası olan bileşik suçta; suçun alt bileşenlerinin hatalı bir biçimde ayrı ayrı değerlendirilip bileşen suçlardan herhangi birisi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi hâlinde, bu karar itirazı kabildir, düşüncesiyle temyiz denetimi dışında bırakılmamalıdır. Nitekim Dairemiz, yağma suçunda tehdit, yaralama ve/veya konut dokunulmazlığını bozma suçları ile hırsızlık suçu birlikte yağma suçunu oluşturduğu hâlde yanlış nitelendirmeyle, hırsızlıktan temyizi kâbil bir mahkûmiyet hükmü kurup, diğer suçlardan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kaldırmak suretiyle fiilin bütünü ve bunlarla ilgili olarak verilen bütün hükümleri kapsar biçimde temyiz incelemesi yapmaktadır. (Örn; Y. 13. CD’nin 03.07.2019 günlü, 1381-11817 esas ve sayılı kararında olduğu gibi ...)
    Yargıtayımızın istikrar bulmuş içtihatları uyarınca, zincirleme suçun varlığı hâlinde, her bir fiil müstakil olarak işlendiğinde uygulanacak kanun maddelerine göre, hangi fiilin cezası ağır ise, o cezanın üzerinden zincirleme suç artırımı yapmak gerekir. Örneğin; YCGK.'nın 21.05.2013 günlü, 1543 – 257 esas ve sayılı karara konu olayda, mezkûr içtihâd uyarınca; gündüzleyin konuta girilerek içeriden aracın anahtarı çalınmış, aynı günün gecesi haksız olarak elde edilen bu anahtarı kullanmak suretiyle araç bulunduğu yerden çalınmaya teşebbüs edilmiştir. Gündüzleyin işlenen fiil dolayısıyla fail hakkında TCK'nın 142/1-b maddesi uygulanmak suretiyle bir ceza belirlenip, gece işlenen ikinci fiil dolayısıyla aynı Kanun'un 142/2-d, 143 ve 35/2. maddeleri uyarınca belirlenecek olan cezayla karşılaştırılmak suretiyle hangi fiilin cezasının daha ağır olduğu belirlendikten sonra, ağır olan bu ceza üzerinden zincirleme suç nedeniyle artırım yapılacak ve TCK’nın 61. maddesindeki sıraya uygun bir biçimde nihai hüküm (sonuç ceza) belirlenecektir.
    Etkin pişmanlık, cezayı kaldıran ya da cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep olup, TCK’nın 168. maddesi uyarınca mal varlığına karşı işlenen bazı suçlar ve konumuz itibariyle hırsızlık suçları bakımından şahsi indirim sebebidir.
    TCK’nın “Cezanın belirlenmesi” başlıklı 61. maddesine göre, etkin pişmanlık indiriminin zincirleme suç hükümlerinden sonra yapılması öngörülmüştür.
    Bu itibarla, zincirleme suç kapsamında olan fiilerden hangisinin cezasının daha ağır olduğu belirlenirken TCK'nın 61. maddedeki sıraya göre cezalar belirlenmeli, zincirleme suçu hükümlerinin uygulanması öncesinde cezalar karşılaştırılmalı, en ağır olan ceza bu şekilde bulunduktan sonra, TCK’nın 43/1. maddesi hükümleri uygulanmalı ve ağır olan ceza teşebbüs uygulanan bir ceza olsa bile, diğer koşulları var ise; bu cezaya etkin pişmanlık hükümleri, yâni TCK’nın 168. maddesi uygulanmalıdır. Bu durum karma uygulama sayılamaz.
    Dava konusu somut olay üzerinden karşılaştırma yapılacak olursa;
    01.08.2015 tarihli fiil; gündüzleyin bina içinde muhafaza altında olan eşya hakkında hırsızlık suçu olup, tamamlanmıştır. TCK’nın 142/2-h uyarınca beş yıldan on yıla kadar hapis cezasını gerektirmektedir. Suç konusunun önem ve değeri meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı göz önüne alındığında temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi doğru ve yerindedir.
    02.08.2015 tarihli fiil de; gece vakti bina içinde muhafaza altında olan eşya hakkında hırsızlık suçudur. Aynı şekilde suç konusunun önem ve değeri meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı göz önüne alındığında temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi doğru ve yerindedir. Ancak, ikinci fiil teşebbüs aşamasında kalmıştır. TCK’nın 35/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin tercih ettiği gibi sanığın en aleyhine olan 1/4 oranında indirim yapılsa bile; ikinci fiilin cezası daha az olacaktır.
    O hâlde birinci fiilin cezası esas alınarak ve sırasıyla TCK’nın 142/2-h, 43/1, 168/1 ve 62. maddeleri tatbik edilmek suretiyle sonuç ceza belirlenecektir.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Sanığın bir suçun işleme kararının icrası kapsamında aynı mağdura karşı birincisi tamamlanan, ikincisi ise teşebbüs aşamasında kalan iki ayrı hırsızlık suçunu işlediği sübûta erdiği hâlde; TCK’nın 142/2-h, 43/1, 168/1 ve 62. maddelerinin tatbiki gerekirken fiilin tavsifinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde 142/2-h, 143, 43, 168/1 ve 62. maddelerinden uygulama yapılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 13/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi