19. Hukuk Dairesi 2018/2592 E. , 2019/5061 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı ... Teks. Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalıların müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, bu sözleşme uyarınca kullandırılan kredinin ödenmesinde temerrüde düşülmesi üzerine hesabın kat edildiğini, keşide edilen ihtarnameden de sonuç alınamadığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davalının sözleşmede imzası bulunmadığından davacı bankanın, kefil sıfatı ile davalı aleyhine icra takibi yapamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davalının borçlu şirketteki hissesini satarak ortaklıktan ayrıldığını ve kefaletinin sona erdiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı ..."ın sözleşmede imzası bulunmadığından borçtan sorumlu tutulamayacağı, diğer davalı ..."un ise kefaleti nedeniyle benimsenen bilirkişi raporuna göre borçtan kısmen sorumlu olduğu gerekçesiyle, ... hakkındaki davanın reddine, ... hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2016/2953 esas ve 2016/12619 karar sayılı ve 26/09/2016 tarihli ilamında yer alan “Davalılardan ... genel kredi sözleşmesinin kefilidir. Kredi sözleşmesinde, kefilin bankanın çek kanunu gereği ödemekle yükümlü olduğu "çek yaprağı sorumluluk tutarları"ndan kefilin depo ile sorumlu olacağı yönünde bir hükmün bulunması gerekir. Şayet sözleşmede bu yönde bir hüküm yoksa kefilin çek yaprağı bedelinin deposundan sorumluluğuna gidilemez. Mahkemece bu yönün gözetilmemiş olması doğru görülmemiştir. Davacı bankanın davalı ..."a yönelik temyizine gelince; dava konusu sözleşme 18/12/2008 tarihlidir. İmza incelemesinin sağlıklı bir sonuca ulaşabilmesi için uyuşmazlık öncesi döneme ait imza asıllarının getirtilerek ve yine inkar edilen imzaya yakın tarihli imzaların celp edilip incelenmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda mukayese imzalar ihtilaf sonrası dönem olan 2013-2014 yıllarına ait olup bu haliyle bilirkişi raporu yeterli kabul edilemez. Mahkemece bu yönün gözetilmemiş olması isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, bilirkişilerce, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi aslında davalı ...’a atfedilen imzalarla ...’a ait evvelce ve bu defa ibraz edilen örnek imzaların mukayeseli incelemesi sonucu daha evvelki raporlarını değiştirecek bir hususun tespit edilmediğinin belirtildiği gerekçesiyle davalı ... yönünden yerinde görülmeyen davanın reddine, davalı ... vekilinin kötüniyet tazminat talebinin, davacının, imzanın davalı ..."a ait olmadığını bilecek durumda olmasına rağmen takibe girişmiş olması nedeniyle kabulüne; davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Davalı ... vekilinin temyizine gelince, mahkemece bozmaya uyulmuş ancak bozma kararı gereğince yapılan değerlendirme yanlış olmuştur. Zira çek yapraklarının bankaca garanti edilen zorunlu ödeme miktarı için banka nezdinde bloke edilmesi borcu, ilave teminat gösterme borcu olup, kefillerin bundan, nakit borçlara karşı sorumlu oldukları gibi sorumlu olması düşünülemez. Bu hususta sözleşmede açık hüküm bulunması gerekir. Sözleşmede bu yönde açık bir hüküm olmadığı halde mahkemece davanın davalı ... yönünden kabul edilmesi doğru olmamış, hükmün davalı ... yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz edenler davacı ve davalılardan ..."a iadesine, 11/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.